19. TÜRKİYE HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİK KURULTAYI BAŞLADI

05.10.2023

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından 2 yılda bir düzenlenen Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı'nın 19’uncusu,  Türkiye Barolar Birliği Av. Özdemir Özok Kongre Merkezi’nde 4 Ekim 2023’te başladı.

Cumhuriyetimizin 100. yılında "Cumhuriyetin Dijital İk'izi" teması ile gerçekleştirilen Teknik Kurultayın açılışında TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz bir konuşma yaptı:

Koramaz şunları söyledi:

"Değerli Konuklar, Sevgili Arkadaşlar,

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına sizleri dostlukla selamlıyorum.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odamızın düzenlediği 19. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı’nda aranızda bulunmaktan büyük bir onur duyuyorum.

6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay Depremlerinin 8. ayındayız. Bu depremlerde yaşamını yitirmiş tüm yurttaşlarımızı, meslektaşlarımızı saygı ve özlemle anıyorum.

Depremin 8. ayında, belki de Türkiye’nin yaşadığı en büyük afetin ardından iktidar hala yerinde sayıyor.

Yurttaşlarımız, bu büyük yıkım karşısında çaresizlikle yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

6 Ekim tarihinde yurttaşlarımızın sesini, bilimin ve aklın sesini duyurmak için yönetim kurulumuz, oda yönetim kurullarımız ve bölge il koordinasyon kurullarımızla birlikte Hatay’da olacağız.

Değerli Konuklar;

1987 yılından bu yana devam eden bu önemli Kurultaya emek veren tüm yöneticilerimize, bilim insanlarına ve katılımlarıyla burayı zenginleştiren tüm meslektaşlarımıza en samimi duygularımla teşekkür ediyorum.

Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin giderek hızlanması, bu gelişmelerin insanlık ve doğa yararına kullanılmasının sağlanması gereksinimleri, bu gibi bilimsel etkinliklerin önemini daha da artırmaktadır.

Konunun farklı alanlardaki uzmanlarını ve uygulayıcılarını bir araya getirerek bilgi ve tekniğin yaygınlaşmasını, ihtisaslaşmasını ve toplumsallaşmasını sağlayan Odamızın bu önemli çabasını kutluyorum.

Kurultayımızın bu yılki ana teması “Cumhuriyetin Dijital İkizi” olarak belirlenmiş.

Biliyorsunuz ki tüm dünyada dijitalleşme ve dijital dönüşüm uygulamaları büyük bir hızla gelişiyor.

Başta harita ve geomatik mühendisliği alanı olmak üzere, tüm alanlarda arazi ve saha çalışmaları, hesaplamalar, planlama ve projelendirme uygulamalarında bu dönüşümün araçları yoğun olarak kullanılmaya başlandı.

Dijital ikiz teknolojileri ile fiziksel bir varlığı, süreci veya sistemleri dijital bir ortamda tam olarak modellemeyi ve taklit etmeyi başarabiliyoruz.

Harita ve geomatik mühendisliği de, bu teknolojilerin kullanımı için önemli bir altlık sunmaktadır.

Kent planlarından, afet yönetimine, altyapı hizmetlerinden lojistik hizmetlere, toprak kullanım planlarından enerji verimliliğine, çevresel etki değerlendirmelerinden gıda planlamasına kadar hemen her alanda mekansal verilerek dijitalleştirilerek veri analizleri ve simülasyonlar yapılabilmektedir.

Sevgili Katılımcılar,

Bilim ve teknoloji alanındaki bu baş döndürücü gelişmelerin, çok uluslu dev tekellerin kasalarını doldurmak için değil, insanlığın genel refahını artırmak için kullanıldığı bir gelecek için mücadele etmek hepimizin ortak sorumluluğudur.

Çünkü tüm insanlığın kendisinin ve dünyanın geleceği üzerine daha fazla kafa yorması gerektiği bir dönemden geçiyoruz.

İklim değişikliği, çevre kirliliği, doğal afetler, kuraklık, su sorunu, kıtlık, göç, yoksulluk, salgınlar, barınma gibi küresel sorunlar, sadece ülkemizin değil tüm dünyamızın ortak yaşamını ve geleceğini tehdit eden bir noktaya ulaştı.

Bu tablonun yaratıcısının tüketim ve sömürü üzerine kurulmuş olan sermaye egemenliği sistemi olduğunu hepimiz biliyoruz.

Sermaye ve rant odaklarının çıkarları yerine kamusal çıkarı, sosyal adaleti, eşitliği ve doğanın korunmasını önceleyen bir bakış açısını egemen kılmadan içinde sürüklendiğimiz bu karanlık tablodan çıkmak asla mümkün görünmüyor.

Değerli Meslektaşlarım,

Hepinizin yakından bildiği, hissettiği üzere ülke olarak da çok zor günlerden geçiyoruz.

Özellikle seçimlerin ardından her geçen gün daha da derinleşen çoklu bir kriz dönemine hapsolduk. Artan ekonomik bunalım yaşamlarımızı baştan aşağı teslim almış durumda. İşsizlik, açlık, yoksulluk neredeyse kaderimiz hale geldi…

Yaşadığımız krizin nedenleri, dünyanın diğer gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerinden pek farklı değil.

Ülkemizin kronikleşen ekonomik sorunlarının temel nedeni 80’li yıllardan itibaren  kesintisiz olarak uygulanan ve son yirmi yılda ülke yönetimine tamamen egemen olan piyasacı neoliberal politikalardır.

Devletin sosyal sorumluluklarının terk edilmesine, kamusal varlık ve yatırımların özelleştirilmesine, üreticileri korumaya yönelik uygulamaların terk edilmesine, ücretli kesimlerin düşük maaş ve kötü çalışma koşulları altında çalıştırılmasına, uluslararası sermaye hareketleri önündeki tüm engellerin kaldırılmasına yönelik neoliberal politikalar, krizlerin sıklığını artırdığı gibi bu krizlerin toplumsal maliyetini de artırmıştır.

Üretimi, yatırımı ve toplumsal kalkınma anlayışını dışlayan bu  politika ve uygulamaların yıkıcı sonuçlarından en olumsuz etkilen alanlardan birisi de doğal olarak  mühendislik, mimarlarlık ve şehir plancılığı meslek uygulama alanları oldu.

Özelleştirmeye, piyasalaştırmaya, ranta dayalı politikalar sonucu mesleğimizin varlık nedeni olan sanayi tesislerimiz, enerji santrallerimiz, iletişim alt yapımız, demir-çelik ve petrokimya tesislerimiz, tarıma dayalı kuruluşlarımız haraç mezat satıldı.

Elde kalan az sayıda kuruluş da idari bütünlükleri parçalanarak etkisizleştirildi. Ülkenin teknik alt yapısına ve üretim yeteneğine ağır darbeler vuruldu.

Sistematik olarak uygulanmaya devam edilen bu politikalarla, meslek uygulama alanlarımız her geçen gün daha da daraltılıyor, mesleğimizin kamusal içeriği bilinçli ve sistematik olarak boşaltılıyor.

Kamuda çalışan meslektaşlarımız düşük ve eşitsiz ücret, sözleşmeli istihdam, özlük hakkı kayıpları ve teknik personel ataması yapılmaması gibi sorunlarla boğuşuyor.

Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan etkileniyor.

Serbest çalışan, küçük büro ve atölye sahibi meslektaşlarımızın pek çoğu artan maaliyetler, iş hacminin azalması, artan borç yükü nedeniyle iş yerlerini kapatmak zorunda kalıyor.

Genç meslektaşlarımız arasında işsizlik oranı %40’lara ulaşmış durumda.

İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor.

Değerli Konuklar;

Bizler, bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları:

Yaşadığımız bu sorunların, ülkemizin ve halkımızın sorunlarından bağımsız olmadığının bilincindeyiz. Ancak tüm toplum olarak, el ele dayanışma içerisinde mücadele etmezsek yaşadığımız sorunların daha da büyüyeceğini çok iyi biliyoruz.

Bizler, bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancıları:

Bilimi ve teknolojiyi esas alan, üreten kalkınan, sanayileşen, tarımda kendi kendine yeten hakça bölüşen bir ülke istiyoruz.

Tüm halkımız için insan onuruna uygun bir yaşam, insan onuruna yaraşır bir gelecek istiyoruz.

Adil bir gelir dağılımı istiyoruz.

Yıllardır artan sorunlarımıza artık bir çözüm istiyoruz.

İşsiz üyelerimize istihdam alanları açılmasını istiyoruz.

Ücret ve hak kayıplarımızın giderilmesini istiyoruz. Güvenli ve güvenceli çalışma koşulları istiyoruz.

Mühendis, mimar ve şehir plancısı istihdamında, almış olduğumuz, eğitim, vermiş olduğumuz hizmet ve üstlenmiş olduğumuz sorumlluğun niteliğine ugun ve insanca yaşanacak bir asgari ücret belirlenmesini istiyoruz.

Düşük ücretler ve kayıt dışı çalıştırılmaya karşı geçmişte SGK ile TMMOB arasında imzalanan, daha sonra iptal edilen ücret denetimi protokolünün yeniden yürürlüğe girmesini istiyoruz,

TMMOB ve Odaların elinden alınan mühendis, mimar ve şehir plancısı asgari ücreti belirleme yetkisi ile kamusal ve mesleki denetim yetkilerinin geri iade edilmesini istiyoruz,

Kamuda daha fazla istihdam istiyoruz. Kamu çalışanı üyelerimizin ek göstergelerinin ve özel hizmet tazminatlarının eşdeğer kadrolara uygun olarak güncellenmesini ve yükseltilmesini istiyoruz. Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının özlük haklarında iyileştirme istiyoruz,

Liyakata dayalı bir kamu yönetimi istiyoruz.

Açlık sınırında yaşamaya mahkum edilen tüm emekliler gibi emekli maaşlarımızın yükseltilmesini istiyoruz.

İşsizlik sorunun çözümü için özelleştirme uygulamalarına son verilmesini, kamucu politikalara dönülmesini, kamu yatırımlarının ve kamuda istihdamın artırılmasını istiyoruz,

Mühendislik, mimarlık ve şehir planlamayı yok sayan, bilime ve tekniğe aykırı mevzuat ve uygulamalara son verilmesini istiyoruz,

Değerli Katılımcılar,

Bildiğiniz gibi, bu taleplerimizi halkımızla buluşturmak bir dönemin en itibarlı, gözde mesleklerinin Cumhuriyetin 100. yılında ne hale geldiğini, nasıl ve neden gözden çıkarıldığını, hangi sorunları yaşadığını ortaya koymak ve sorunlarımızın çözümü için 15 gündür “Boşuna mı Okuduk” ana başlığıyla bir kampanya sürdürüyoruz.

Kamyanyamız mayıs ayı sonunda yapacağımız TMMOB Genel Kuruluna kadar çeşitli etkinliklerle sürecek.

Tabiki, sorumuzun cevabını elbette hepimiz biliyoruz.

Bizler asla “Boşuna okumadık”

Kampanyamızın ana amacı Cumhuriyet’in 100.yılına yaklaştığımız bugünlerde, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığının ülke kalkınmasındaki önemini ısrarla vurgulamaktır.

Bizler, boşuna okumadık!  Çünkü Cumhuriyet tarihinde yaratılan ve pek çoğu sata sata bitirilemeyen her kalkınmacı değerde biz mühendis, mimar ve plancıların emeği ,özverisi ve temsil ettiği teknik akıl var.

Boşuna okumadık… Çünkü bizi yetiştiren bu ülkeye sorumluluğumuz var.

Boşuna okumadık… Çünkü bu ülkenin harcında alın terimiz var.

Boşuna okumadık… Çünkü altında büyüdüğümüz bu gökyüzünde çocuklarımızın geleceği var.

Değerli Konuklar, Sevgili Arkadaşlar,

Şimdi, önümüzde Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı duruyor. Ve ne yazık ki, her açıdan oldukça çürümüş, yıkılmış bir düzen karşımızdaki…

Bilimin ve tekniğin önemini yitirdiği, hurafelerin ve akıl dışı yöntemlerin gündelik hayatımızı kontrol ettiği karanlık bir dönemin içindeyiz.

Bu yüzden esas meselemiz, mesleğimizin kamusal niteliğine denk düşecek bir sorumlulukla, bu kritik eşikte Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ülkemiz için, meslektaşlarımız ve mesleğimiz için ne yapacağımızdır.

Çünkü biz şunu iyi biliyor ve ısrarla savunuyoruz; mühendis, mimar ve şehir plancıların kaderi ülkesinin kaderinden bağımsız değildir.

Bu ülkenin kalkınmak, ilerlemek, sanayileşmek için bizlere, meslektaşlarımıza ihtiyacı olduğu kadar, bizim de yetiştiğimiz bu ülkeye ihtiyacımız var!

Üreten, sanayileşen, kalkınan ve hakça paylaşan bir Türkiye umudumuzu büyütmek istiyoruz.

Bu doğrultuda fikirlerimizi ve çözüm önerilerimizi toplumun tüm kesimleriyle paylaşmaya devam edeceğiz.

Sevgili Arkadaşlar;

Sözlerimi sonlandırmadan evvel, üç gün boyunca devam edecek bu kurultayımızın sadece harita alanındaki bilimsel ve teknik sorunların çözümüne değil, ülkemizin geleceğine ilişkin umudumuzun büyütülmesine de hizmet edeceğine inanıyorum.

Bizleri buluşturan arkadaşlarıma, Düzenleme, Yürütme, Danışma Kurullarımıza, görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına, uzmanlara, Harita Mühendisleri Odamıza ve geçmişten bugüne bu kurultaya emek veren bütün arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum. Etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyorum."

Kamu, özel sektör, öğrenciler ve akademiyi bir araya getiren ve 3 gün sürecek olan bu etkinlik kapsamında; paneller, teknik oturumlar, kısa bildiri sunumları, güncel teknolojilerin ve ürünlerin paylaşılacağı Mekânsal Bilgi Teknolojileri & Yazılımları buluşma alanı, sosyal etkinlikler, Cumhuriyetin 100. yılı Kurultay Resepsiyonu, canlı dinletiler, yazılım kullanıcı toplantıları ve diğer alt etkinlikler gerçekleştirilecek.