DİSK GENEL KURULU/14 Şubat 2020/İSTANBUL

14.02.2020

Sayın Divan,

Sayın Konuklar,

DİSK’in Değerli Yöneticileri ve Türkiye’nin dört bir yanındaki fabrikalarından, işyerlerinden buraya gelen sınıf kardeşlerimiz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına hepinizi sevgi, saygı ve dostlukla selamlıyorum.

DİSK’in kuruluşunun 53. Yılında, 16. Genel Kurulunuzda sizlerle yan yana bulunmaktan büyük gurur duyuyorum.

Değerli Dostlar,                              

Bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek örgütü TMMOB’nin başkanı olarak kendimi bu salonun yabancısı hissetmiyorum. Çünkü bu salona baktığımda yıllardır yan yana mücadele ettiğimiz barikat yoldaşlarımı görüyorum.

Bu salona baktığımda, ülkemizin demokratikleşmesi için, emeğin hakları için, çocuklarımızın geleceği için, Türkiye halklarının barış içinde bir arada yaşaması için birlikte mücadele ettiğimiz yol arkadaşlarımı görüyorum.

Bu salona baktığımda 1960’ların Devrimci Güç Birliği’nden, 2000’li yılların Emek Platformu’na uzanan birleşik mücadele kararlılığını görüyorum.

Bu salona baktığımda, 12 Eylül sonrasında DİSK davasında idamla yargılanan TMMOB’nin unutulmaz başkanı Teoman Öztürk’ü görüyorum.

Bizim harcımız birlikte karılmış. Bizim harcımız, 1960’lı yılların antiemperyalist, antifaşist, yurtsever toplumsal mücadelesiyle karılmış. Bizim harcımız, sınıfsız-sömürüsüz bir topluma olan inancımızla beraber karılmış.

Bu harç ülkemizin en zor günlerinden bile bizi yan yana getiriyor, birbirimize güven duymamızı sağlıyor. Yarım asrı aşan ortak geçmişimizde bu sarsılmaz dostluğun inşası için emek veren tüm üye ve yöneticilerimize hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum.

Değerli Dostlar,

Hepinizin bildiği gibi 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir dönemi fiilen sona erdi. Güçler ayrılığı esasına dayalı parlamenter rejim kaldırılarak, yasama, yürütme ve yargı erklerinin cumhurbaşkanında toplandığı bir tek adam rejimi kuruldu.

İstikrar vaadiyle getirilen tek adam rejimi, ülke tarihinin en istikrarsız yönetimlerinden birisi haline geldi. Ekonomide yaşanan ve yoksulları infiale sürükleyen derin kriz, dış politikaya egemen olan savaş politikaları, siyasette yaşanan belirsizlikler, iktidar maşası haline gelen hukuk sitemi tek adam rejiminin alametifarikası haline geldi.

Yaşanan bu topyekûn çöküş nedeniyle toplumsal desteğini kaybeden tek adam rejimi, muhalefeti bastırabilmek için süreklileştirilmiş bir OHAL Rejimi inşa etti.

Seçilmiş belediye başkanları yerine atanan kayyumlarla, asılsız suçlamalara dayalı tutuklamalarla, demokratik kitle örgütlerini hedef alan davalarla, sosyal medya paylaşımlarına yönelik soruşturmalarla bu rejim pekiştirilmek isteniyor.

18 Şubat’ta altıncı duruşması görülecek olan Gezi Davası tek adam rejiminin halk düşmanı, demokrasi karşıtı, hukuk tanımaz karakterinin en çıplak göstergesidir.

7 yıldır iktidarın tüm olanaklarını kullanarak Gezi Direnişi kötülemeye çalıştılar. Şimdi de FETÖ davasından tutuklu emniyet müdürlerinin hazırladığı fezlekeleri, FETÖ davasında firari Cumhuriyet Savcısının iddianamesini kullanarak arkadaşlarımızı mahkum etmek istiyorlar.

İktidar şunu bilmelidir. Gezi direnişi o ya da bu kişinin başlattığı, finanse ettiği, yönlendirdiği bir organizasyon değildir. Gezi, iktidarın fütursuzluğu karşısında ortaya çıkmış bir halk hareketidir. O hareketin içinde bulunmak buradaki bizler ve Türkiye’nin dört bir yanındaki milyonlarca kişi için onur ve gurur kaynağıdır. Parçası olmaktan onur ve gurur duyduğumuz o hareketin asıl sahibi halkın ta kendisidir.

2013’te Gezi Parkı’na nasıl sahip çıktıysa, 2020 yılında, Gezi Davasında yargılanan arkadaşlarımıza aynı kararlılıkla sahip çıkacağız. Gezi direnişinde kaybettiğimiz gencecik kardeşlerimizin, Abdocan’ın, Mehmet’in, Ethem’in, Ali İsmail’in, Berkin’in anılarının ve mücadelelerinin kirletilmesine asla izin vermeyeceğiz.

Değerli Dostlar,

Siyasi iktidar toplumsal desteğini yitirdikçe akıl dışı uygulamalara ve projelere daha fazla yöneliyor. Bunun en güncel örneklerinden birisi Kanal İstanbul Projesi.

Kanal İstanbul projesine ilişkin bugüne kadar bilim insanları ve TMMOB birimleri tarafından çok sayıda araştırma yapıldı. Bu araştırmaların ortak noktası, Kanal’ın, Karadeniz’den Marmara Denizi’ne kadar tüm coğrafyayı onarılmaz bir biçimde etkileyecek hasar ve yarılma meydana getireceğidir.

Bu proje, gerek inşaat gerekse de işletme aşamasında denizlerimizi, boğazlarımızı, su ekosistemini geri dönüşü olmayacak biçimde tahrip edecektir.

100 binin üzerindeki itiraz dilekçesini incelemeye gerek bile görmeyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından olumlu görüş açıklanan ÇED Raporu, bilimsel temellere değil, siparişe dayanarak hazırlanmıştır. Kanal İstanbul Projesi İstanbul Boğazı’nı değil, AKP’yi kurtarma projesidir. AKP, Kanal İstanbul projesi ile bir yandan kendi tabanını bir arada tutabileceği bir büyük hikaye yaratmaya çalışırken, diğer yandan da yeni ve devasa bir rant alanı yaratarak sermaye çevrelerini yeniden kendi etrafında konsolide etmeye çalışıyor.

Bizler bu ülkenin bilimden ve toplumdan yana emek ve meslek örgütleri olarak AKP’nin kendi siyasal geleceğini güvence altına almak için, başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’nin geleceğini tehlikeye atmasına izin vermeyeceğiz.

Değerli Dostlar,

Attığı her adımla hayatlarımızı giderek yaşanamaz hale getiren, kendi istikbali için ülkeyi uçurumun kenarına sürükleyen siyasi iktidarın akıl dışı politikalarına karşı mümkün olan en geniş kesimleri yan yana getirmeliyiz.

Gençler yan yana geldikçe, kadınlar yan yana geldikçe, işçiler yan yana geldikçe, kamu emekçileri yan yana geldikçe, mühendisler-mimarlar-şehir plancıları yana geldikçe önünde hiçbir kuvvet duramaz.

Bu ülkedeki anti-emperyalist, bağımsızlıktan yana, toplumcu mücadele geleneğinin taşıyıcısı olan TMMOB ile Türkiye işçi sınıfının ürettiği en ileri değer olan DİSK yan yana geldikçe önünde hiçbir kuvvet duramaz.

DİSK ve TMMOB olarak bugüne kadar hayatın her alanında, ülkenin tüm meydanlarında sürdürdüğümüz mücadele birlikteliğini daha da büyüteceğiz, yol arkadaşlığımızı daha da ilerleteceğiz.

16. Genel Kurulunuzun emek ve demokrasi mücadelesinin yolunu aydınlatması dileklerimle, barışa ve kardeşliğe olan özlemimle hepinize saygılarımı sunuyorum.

Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı