KAMU EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ, İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ!

20.08.2021

Kamu emekçilerinin 2022-2023 yıllarındaki maaş ve özlük haklarının belirleneceği Toplu Sözleşme sürecine ilişkin taleplerimiz TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından 20 Ağustos 2021 tarihinde yapılan basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşıldı.

KAMU EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ, İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ!

Üç buçuk milyonu aşkın kamu emekçisinin 2022-2023 yıllarındaki maaş ve özlük haklarının belirleneceği Toplu Sözleşme sürecinin sonuna yaklaşıyoruz. Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancısı üyelerimizin sesi olarak TMMOB da toplu sözleşme sürecinin doğal parçasıdır.

Öncelikle bilinmelidir ki, kamu emekçileri yoksulluk sınırının altında bir maaşla yaşamlarını sürdürmektedir. İktidar tarafından yapılan teklif, aileleri de kattığımızda 20 milyonu aşkın geniş bir kitleyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Mevcut düşük ücretlerde telafi edici bir düzeltme yapılmaksızın enflasyon oranında ve hatta altında yapılan maaş artışları, kamu emekçilerinin yaşadığı yoksulluğun devamı anlamına gelmektedir.

Bu süreçten etkilenen kesimler arasında kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancıları da yer almaktadır. Kamudaki meslektaşlarımız, üstlendikleri sorumluluk ve ürettikleri hizmetle karşılaştırılamayacak kadar kötü ekonomik ve sosyal koşullarla yüz yüzedir. Çalışma yaşamı her geçen gün acımasızlaşmakta, sömürü yoğunlaşmaktadır. Bu koşullar altında mühendislik mimarlık alanında işgücü verimliliği düşmüş, hizmetlerin niteliği olumsuz yönde etkilenmiş kalıcı hasarlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Emek ve insan odaklı, güvenceli bir çalışma yaşamı ve güvenceli bir gelecek; mühendis, mimar ve şehir plancıları dahil bütün emekçiler için temel ihtiyaçtır.

Ücretler Gerçek Enflasyon Karşısında Eriyor!

Geçtiğimiz yıllarda hükümet ve yandaş sendika arasında imzalanan Toplu Sözleşmeler, kamu emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarının her geçen yıl daha fazla erimesine neden olmuştur.

Tüm emekçi kesimler yıllardır hedeflenen resmi enflasyon verilerinin temel alındığı maaş artışları ile daha fazla yoksullaştırılmış, reel geliri eritilmiştir. Hedeflenen enflasyon rakamları tutmamış kısa sürelerde revize edilmiştir. Ancak ücretler revize edilmediği için reel gelir erimeye devam etmiştir.

Sadece son iki yılda asgari ücret %40 artarken kamu emekçilerinin maaşlarında yaşanan artış %29,85’te kalmıştır. Yine temel tüketim maddelerinin fiyatlarında yaşanan artış %70’i aşmıştır.

Yapılması gereken ilk şey, ülkemizdeki açlık ve yoksulluk sınırları gözetilerek kamu emekçilerinin maaşlarının insanca yaşanacak bir düzeye yükseltilmesidir. Ücretler belirlenirken yoksulluk sınırı esas alınmalıdır!

Bu sağlandıktan sonra kamu emekçilerinin ücretlerinin enflasyon karşısında erimesi engellenmeli ve her yıl ülkenin büyümesinden payına düşen oran kadar da maaş artışı yapılmalıdır.

Kamu Emekçilerinin Öncelikli Sorunları İvedilikle Çözülsün!

Toplu sözleme süreçleri sadece maaş artışı pazarlığı yapılan değil, emekçilerin çalışma yaşamına ilişkin ekonomik, sosyal ve özlük sorunlarına çözüm aranan süreçlerdir. Bu toplu sözleşme döneminde ivedilikle:

  • Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen kamu emekçileri tüm haklarıyla birlikte görevlerine iade edilmelidir
  • Kamuda sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi yöntemlerle yapılan istihdam biçimlerine son verilerek kadrolu, güvenceli istihdam sağlanmalıdır
  • Eşit işe eşit ücret esas alınarak her türden ücret adaletsizliği ortadan kaldırılmalıdır
  • Kadınların kamudaki istihdamını artırabilmek ve çalışma yaşamlarını kolaylaştırabilmek için tedbir alınmalı ve tüm kamu kurumlarında kreş açılmalıdır
  • Yıllardır süren artan oranlı vergi dilimi uygulamasıyla yıl içinde büyük gelir kaybına uğrayan kamu emekçileri için vergi oranı düşürülmeli ve sabitlenmelidir
  • Kamudaki partizan atamalara ve keyfi güvenlik soruşturmalarına son verilerek liyakate dayalı atama ve yükselme kriterleri hayata geçirilmelidir.

Ülkemizde, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı hizmetlerine verilen önem giderek azalmakta, mesleki ve teknik olarak işlevsizleştirilmektedir. Bilimsel aklın ve teknik birikimin bu denli önemsizleştirilmesi, meslektaşlarımızın toplumsal etkinliğini azalttığı gibi, içinde yaşadığımız toplumun yaşam standartlarını kötüleştirmektedir.

Bu sürecin yansımalarını doğa ve çevreye karşı rant odaklı politikalarda görüyor ve sonuçlarını ağır afetler olarak hep birlikte yaşıyoruz. Son aylarda yaşanan felaket üstüne felaketler kaderimiz değil, bilimi ve mühendisliği inkar eden politikaların bedelidir.

Kamuda Çalışan Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Özlük Hakları İyileştirilsin!

Ülkemizdeki her projenin, her çalışmanın planlanmasından yaşama geçirilmesine kadar sorumluluklar üstlenen denetleyen, hak edişlere imza koyan, ülke imarının, sanayisinin, tarımının, madenciliğinin, ormancılığının ve üretiminin temel unsuru olan, teknik ve bilimsel temelde yürüttükleri çalışmalarla, ülkemizin kalkınması açısından vazgeçilmez bir yere sahip olan kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarının aşılması için:

  • Kamuda teknik hizmetler sınıfında çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının ek göstergeleri ayrımsız 4800-6400 arasında yükseltilmelidir.
  • Aynı hizmeti üretirken farklı statülerde çalıştırılma ve arazi tazminatı gibi farklı ücret alma uygulamalarına son verilerek eşit işe eşit ücret verilmelidir.
  • Kamuda sözleşmeli personel uygulaması ve kapsam dışı personel statüsü kaldırılmalıdır.
  • Kamudaki teknik personel ihtiyacının giderilmesi için kamuda atama bekleyen binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısının istihdamı sağlanmalıdır.
  • Teknik Hizmetler Sınıfı kapsamında ödenen Özel Hizmet Tazminatının tavan oranı arttırılarak en az %260 olmalıdır ve bu oran emekli aylık ücretlerine de yansıtılmalıdır. 
  • Kamuda çalışan meslektaşlarımızın aylık ücretleri ve sosyal hakları eşdeğer meslek disiplinleri düzeyine yükseltilmelidir.

KESK’in Talepleri Bizim de Taleplerimizdir!

İktidara yakınlıklarıyla üye sayılarını artıran yandaş sarı sendikaların kamu emekçileri ve toplum açısından hiçbir fayda sağlamadığını gelinen koşullar kanıtlamıştır. Bu sebepledir ki, grevli toplu sözleşme hakkı mücadelesini kararlılıkla sürdüren, kamu emekçileri mücadelesinin meşru temsilcisi olmuş KESK’in taleplerinin arkasındayız.

Bugüne kadar sürdürdüğümüz mücadele birlikteliğini daha da büyüterek, emek ve demokrasi mücadelesinde yan yana olmaya devam edeceğiz.

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Emin Koramaz

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı