TMMOB VAN İKK: ‘DEPREMLER AFETE DÖNÜŞMESİN’

23.02.2021

TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu Başkale'yi etkileyen depreminin yıl dönümü dolayısıyla 23 Şubat 2021 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

‘DEPREMLER AFETE DÖNÜŞMESİN’

23.02.2020 tarihinde İran’ın Hoy İli merkezli meydana gelen depremler Saray, Özalp ve Başkale lçelerimizde hissedilmiş, Başkale İlçemizin sınıra yakın 4 mahallesinde yıkıma neden olmuştur. Meydana gelen depremler sonucunda 10 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 64 vatandaşımız yaralanmıştır. TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu’na bağlı odalardan oluşan komisyonumuz 24.02.2020 tarihinde yıkımın gerçekleştiği yerleşim alanlarında incelemelerde bulunmuş, 03.03.2020 tarihinde TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu olarak gözlemlerimiz ve önerilerimizden oluşan Başkale Depremi Teknik İnceleme Raporu basına ve kamuoyuna sunulmuştu. 18.02.2021 tarihinde TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu olarak bölgeye tekrar gidilmiş, incelemelerde bulunulmuştur. Yapılan incelemeler ve gözlemler sonucunda;

-Özpınar Mahallesinde konteyner kent kurulmuş, 137 adet konteynerden sadece 50 tanesi aktif olarak kullanılmaktadır. Güvendik, Gelenler ve Kaşkol Mahallelerinde toplu konteynerler kurulmamış, her evin önünde konteyner ve çadırlar bulunmaktadır. Konteynerlerde yaşayan halk, çadırlarda ise hayvanlarını barındırmaktadır.

-Yerleşim yerlerinin tamamında hasar tespit çalışmaları tamamlanmış, ağır hasarlı olarak tespit edilen ya da yıkılan ev, ahırların birçoğunun enkazı kaldırılmıştır. Deprem Kalıcı Konutları için yer tespiti ve ihalesi yapılmış olmasına rağmen aradan geçen 1 yıl içerisinde inşaatına başlanmamıştır. Depremden zarar gören yerleşim alanlarından 103 haneli Özpınar Mahallesi’nde 35 aile zorunlu olarak göç etmiş, kalan 68 hane ise maddi imkansızlıklardan dolayı konteyner kentte ya da evlerinde yaşamlarını sürdürmektedir. Güvendik, Gelenler ve Kaşkol Mahallerinde de zorunlu göçler oluşmuş, bu yerleşim alanlarında yaşayan halk yaşam mücadelesini zorluklarla sürdürmektedir.

-Deprem tarihi itibariyle 1 ay düzenli olarak yemek dağıtımı olmuş, gıda ve ihtiyaçlar karşılanmış, 3 ay boyunca ekmek dağıtımı yapılmıştır. Bu sürelerden sonra herhangi bir yardım yapılmamış, ekmek dağıtımı kesilmiş, gıda ve yemek yardımı durdurulmuştur. Bölgede yaşayan halk bir nevi kendi kaderlerine terk edilmiştir.

-Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından depremde telef olan hayvanlar tespit edilmiş, kayıtları tespit edilen hayvanlar için çiftçilere ödemeler yapılmıştır. Kaydı bulunmayan hayvanlar için çiftçiler talep etmelerine rağmen, talepleri kabul edilmeyip, telef olan kayıtsız hayvanlar için herhangi bir ödeme yapılmamıştır.

Deprem gerçeği planlamada ve uygulamada yok sayılmakta, bu gerçek ancak yeni bir deprem meydana geldiğinde sadece kamuoyunda görünür olmakta, ülke kamuoyu telafisi mümkün olmayan sonuçları tartışmaktan öteye geçmemektedir.

Öncelikle belirtmek isteriz ki “Sağlıklı, Güvenilir bir Çevrede Yaşama Hakkı” toplumsal bir talep haline gelmedikçe, ülkemizde deprem ve doğa olaylarının yol açtığı yıkımlar ve felaketler kaçınılmaz olacaktır.  

Yaşanan depremler sonrasında hep birlikte tanık olduğumuz süreç; bugüne değin eleştirdiğimiz sadece deprem sonrası hazırlığı öngören yara sarma politikalarımızın bile iflas ettiğini göstermektedir. Kar ve Rant odaklı piyasa mekanizmasına teslim edilen planlama ve imar anlayışını pekiştirerek uygulamaya devam edilmektedir. Israrla sürdürülen bu plansız ve kendiliğinden kentleşme politikaları nedeniyle, ülkemizin farklı yerlerinde yaşanan her yeni deprem acıları yeniden yaşatsa da, hatalı yapılaşma politikalarının yanlışlarını açıkça gösterse de başta deprem olmak üzere doğal olayların afete dönüşmesi önlenememiştir. Bu kapsamda;

-Bölgede bir an önce depremde yıkılan ve ağır hasarlı olarak tespit edilen yapılar için yapı sahiplerine teslim edilmek üzere Kalıcı Konut İnşaatı’na başlanmalı, konteyner kent ve çadırlarda yaşamlarını zorluklarla sürdüren halkımızın barınma ihtiyacı kalıcı olarak çözüme kavuşmalıdır.

-Deprem zararlarını en aza indirmek için; Mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmalı, zemin ve temel etüt raporları standartlara uygun yapılmalı, Riskli Alanlar İmar’a açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalı, İmar Planı’na altlık teşkil eden Jeolojik-Jeofizik-Jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda Mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.

-Kamu ve toplum yararını esas alan bütüncül planlama yaklaşımı benimsenmelidir.

-Kısa vadeli rant ve siyasal çıkarlar uğruna kentlerimizi bir rant alanı olarak gören parçacıl ve projeci planlama yaklaşımları sona erdirilmelidir.

-Geçmişte birçok yıkıcı deprem yaşayan kentimiz için Deprem Master Planı hazırlıklarının ivedi olarak yapılması ve uygulamaya sokulması gerekmektedir.

-Kentimizde 2011 yılı öncesi inşa edilen binaların deprem dayanıklılık durumlarının kontrol edilmesi gerekmektedir. 2011 Van Depremi’nde ağır ya da orta hasarlı olarak tespit edilmiş ve henüz güçlendirme işlemleriyle birlikte yıkımı gerçekleşmemiş binaların elektrik, su, doğalgaz aboneliklerinin sonlandırılarak, binaların aktif olarak kullanımları engellenmelidir.

TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu olarak insan kayıplarına yol açmasının temelinde yer alan, Mimarlık ve Şehircilik ilkelerine aykırı gerçekleştirilen planlama ve yapılaşma gerçeği karşısında mücadelemizi sürdüreceğimizi; bu konudaki deneyim, birikim ve bilgilerimizi kentlerimiz için toplum yararına kullanacağımızı bir kez daha vurguluyoruz.

Bir daha yaşanmaması temennisiyle, Başkale Depremi’nin yıldönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz.

TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu