KAYNAK TEKNOLOJİSİ X. ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ ANKARA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

19.11.2017

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Ankara Şube yürütücülüğünde düzenlenen Kaynak Teknolojisi X. Ulusal Kongre ve Sergisi, 17-18 Kasım 2017 tarihlerinde Yenimahalle Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Ülkemizin içinde bulunduğu endüstriyel yapılanma süreci ve gelişim alanları göz önüne alınarak kongrenin teması bu yıl üç başlıkta toplandı. “Tahribatsız Muayene, Kaynak Teknolojileri Uygulamalarında Personel Eğitimi, Kaynak Teknolojisinin Toplumsal Kullanımına Yönelik Uygulamaları, Kalite ve Bakımları” olarak belirlenen temalar ışığında kongrede, yeni teknolojik gelişmelerin uygulamaya geçirilmesi, endüstrinin talepleri, yaşanan sorunlar ve olası çözüm önerileri tartışıldı.

Kaynak Teknolojisi X. Ulusal Kongre ve Sergisi’nde, 7 ayrı oturumda 27 bildiri sunuldu. Kongrede ayrıca çok sayıda sektör temsilcisi firmanın katılımıyla iki günlük bir sergi de gerçekleştirildi.

İki gün kongrenin açış konuşmaları  MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, MMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Varlık Özerciyes ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar tarafından yapıldı.

Kongre'de TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz şöyle konuştu:

“Değerli Meslektaşlarım, Değerli Hocalarım, Sevgili Öğrenciler

Makina Mühendisleri Odamız tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen Kaynak Teknolojileri Ulusal Kongre ve Sergisi’ne hoş geldiniz. TMMOB Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Kongrenin yapılmasında emekleri bulunan Düzenleme ve Yürütme Kurulumuza, Makina Mühendisleri Odamızın Ankara Şubesi yöneticilerine, Oda çalışanlarımıza ve elbette görüşlerini bizimle paylaşacak bilim insanlarına teşekkür ediyorum.

Kaynak teknolojileri alanındaki yeni gelişmeleri ve yaklaşımları tanıma ve bu alanda üretilen bilgiyi paylaşma amacıyla 20 yıl önce düzenlemeye başladığımız Kaynak Teknoloji Kongresi, 20 yıl içerisinde yarattığı bilgi birikimi ile sektörün en önemli bilimsel ve teknik faaliyetlerinden birisi haline geldi.

Teknolojik gelişmelerin giderek hızlanması ve sanayinin yeni ihtiyaçları bu gibi bilimsel kongre ve sergilerin önemini daha da artırıyor. Konunun farklı alanlardaki uzmanlarını ve uygulayıcılarını bir araya getirerek bilgi ve tekniğin yaygınlaşarak toplumsallaşmasını sağlayan odalarımızı bu çabalarını kutluyorum.

Ülkemizde bulunan 500 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir plancısının meslek örgütü olan Birliğimiz, meslektaşlarımızın mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki gelişimlerini sağlamayı amaç edindiği kadar, mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarını sağlamayı da amaç edinmektedir. Bu amaçla meslek alanlarımızla ilgili tüm konularla yakından ilgilenerek, bu konular hakkında halkın çıkarları doğrultusunda görüş oluşturmaya çabalıyoruz.

Halkın çıkarını esas alan bu anlayışımız çoğu zaman rant çevrelerinin ve siyasi iktidarların hoşuna gitmiyor.

Rant için, para için, yandaşlarına imtiyaz sağlamak için şehirlerimizi, doğamızı, tarihimizi yani insanlığın ortak geleceğini yok sayan bu anlayışla uyuşmamız mümkün değil.

Kamusal kaynaklarla kurulmuş büyük sanayi kuruluşlarını özelleştirenlerle, ortak zenginliklerimizi satanlarla uyuşmamız mümkün değil.

Derelerimizi, kıyılarımızı, meralarımızı yapılaşmaya açıp tabiatı yağmalayanlarla uyuşmamız mümkün değil.

Şehirleri biçimsiz gökdelenlerle, kaçak yapılarla dolduranlarla, parklarımızı bahçelerimizi AVM yapanlarla uyuşmamız mümkün değil.

Tarihi yapılarımızı, ortak kültürel mirasımızı ortadan kaldıranlarla uyuşmamız mümkün değil.

TMMOB olarak bizler yıllardır açtığımız davalarla, yaptığımız kongre ve sempozyumlarla, hazırladığımız raporlarla bu yağma düzenini durdurabilmek kamusal değerlerimizi ve ortak geleceğimizi savunmak için büyük mücadeleler verdik. İktidar sahipleri aksini istiyor diye doğruları savunmaktan vazgeçecek değiliz.

Ne yazık ki bu ülkede doğruları ve halkın çıkarlarını savunmanın da bir bedeli oluyor. Bu yağma düzenine karşı mücadelenin en önemli mevzilerinden biri olan TMMOB’ye de bu bedeli ödetmek istiyorlar.

Kuruluş yasamızı değiştirerek, mesleki denetim yetkilerimiz kısıtlanarak, denetim adı altında vesayet uygulanmak isteyerek, yandaş basın tarafından hedef gösterilerek, hakkımızda mesnetsiz suçlamalarla davalar açılarak, üyelerimizin hakları gasp edilerek, oda yönetim kurullarımız görevden alınmak istenerek bizleri susturmak, yıldırmak istiyorlar.

Bugüne kadar örgütlü yapımıza karşı gerçekleştirilen tüm bu saldırıları üyelerimizle birlikte verdiğimiz mücadele ve demokratik kamuoyunun desteğiyle geri püskürttük. İktidarın tüm bu saldırılarına rağmen bizler doğrudan ve halktan yana tavır almaktan asla geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız.

Konuşmamın başlangıcında da dile getirdiğim gibi teknoloji geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak bir hızla gelişip yaygınlaşıyor. Her geçen gün ortaya çıkan yeni teknolojik atılımlar sadece mevcut sektörlerde teknoloji kullanımının yoğunluğunu artırmıyor, geleneksel üretim tekniklerinin egemen oluğu alanları da teknolojiyle buluşturuyor. İletişimden haberleşmeye, ulaşımdan lojistiğe, sanayiden enerjiye kadar pek çok alan, yeni teknolojik gelişmelerle sürekli olarak yeniden yapılandırılıyor. Pek çok sektörde farklı kullanımları olan Kaynak teknolojileri de bu hızlı değişimin en önemli parçalarından birisini oluşturuyor.

Sizler de biliyorsunuz ki, yaşanan her teknolojik gelişme, o teknolojiye sahip olup kullananlarla kullanmayanlar arasındaki üretim ve gelişme hızını daha da artırmaktadır. Gönül isterdi ki, Ar-Ge faaliyetlerinin, inovasyonun ve teknoloji yoğun üretimin desteklenmesi ülkemizin ekonomik önceliği olsaydı. Ne yazık ki, siyasi iktidar teknolojiye değil, arsalara yatırım yapıyor. Dolayısıyla bizim gibi teknolojik bağımlılığı olan ülkelerde, uluslararası alandaki yeni gelişmeleri takip etmek son derece önem kazanıyor.

Bununla beraber teknoloji iki aşamalı bir süreçtir. Teknolojiyi geliştirmek kadar, geliştirilen teknolojiyi kullanmak da o sürecin parçasıdır. Bunun da üretim, denetim, kontrol yöntemleri, kalite güvence sistemleri, eğitim, denetim, akreditasyon ve belgelendirme gibi pek çok aşaması bulunmaktadır. 20 yıldır gerçekleştirdiğimiz kongrelerde özellikle kaynak teknolojilerinin kullanımındaki standartların geliştirilmesi yolunda önemli adımlar attık. Bu kongrelerde ortaya çıkan bilimsel ve teknik veriler ışığında üretim, kontrol, kalite standartlarını oluşturduk ve eğitim, belgelendirme, denetim gibi alanlarda da gerekli mevzuatlarımızı hazırladık.

Ulusal düzeyde yeterli teknik altyapı ve hukuki düzenlemenin olmadığı bir alanda benim de üyesi olmaktan gurur duyduğum Makine Mühendisleri Odamızın bu eksikliği doldurmaya yönelik cesur girişimlerini çok değerli buluyorum.

Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bir buçuk yıla varan Olağanüstü Hal rejimi sosyal ve siyasal yaşamı boyunduruk altına almışken, ülke ekonomisi de büyük bir krize doğru sürükleniyor. Yıllarca uygulanan rant temelli politikalar nedeniyle üretimi, yatırımı, sanayileşmeyi, bilimi, teknolojiyi, mühendisi, insanı dışlayan bir ekonomik yapı doğdu. Bugün yaşadığımız yüksek enflasyon, kronik işsizlik, zamlar ve yüksek döviz kurları yanlış ekonomik tercihlerin ürünüdür.

Sorunlarımızın çözümü için ülkemiz stratejik ön görüyle tüm alanlarda ve tüm sektörlerde kendi ulusal politikalarımız hayata geçirilmelidir. Bilim ve teknolojide yetkinleşmeli ve bunu ülke ölçeğinde toplumsal ekonomik faydaya dönüştürmeli ve bu amaçla ulusal bir strateji belirlemelidir.

Son 30 yıldır özelleştirme, serbestleştirme, kuralsızlaştırma uygulamalarıyla harap edilen ekonomik ve sosyal yapı, kamusal bir anlayışla yeniden ayağa kaldırılmalıdır. Doğaya ve insan yaşamına saygı gösteren bir anlayışla sanayileşme, kalkınma ve üretim benimsenmelidir. Topraklarımız, yer altı ve yer üstü kaynaklarımız, mühendislerimiz ve emekçilerimiz çok uluslu şirketlerin kasaları için değil, ülkemizin ve toplumumuzun gelişmesi için seferber edilmelidir.

Bizler TMMOB olarak 70’li yıllardan beri sahip olduğumuz bilimsel ve teknik aklı, sömürgenlerin değil halkın çıkarları için kullanmanın mücadelesini verdik. Bu mücadelenin takipçisi olacağız. Bizi bugün burada bir araya getiren de, bilimsel ve teknik alandaki birikimlerimizi paylaşmak ve toplumsallaştırabilmektedir.

Bu anlayışla kongremizin hepimiz adına verimli geçmesini diliyorum. TMMOB Yönetim Kurulu adına hepinizi saygı ve dostlukla selamlıyorum.”