TMMOB BURSA İKK: AKPINAR 1050 KONUT ALANI KENTSEL DÖNÜŞÜMDE NELER OLUYOR

11.02.2021

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Akpınar 1050 Konutlar ve Yakın Çevresi Kentsel Dönüşümü ile ilgili 10 Şubat 2021 tarihinde basın açıklaması gerçekleştirdi.

 Açıklama, TMMOB Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Alp Kaya tarafından yapıldı. Kaya tarafından yapılan açıklama şöyle:

“Öncelikle belirtmek isteriz ki, TMMOB yaşadığımız kentler ile ilgili sorunları tespit eden, hazırladığı raporlar ile çözüm önerilerini sunan, “kentin sakini değil, sahibi olma” anlaşıyla hareket eden kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.

Bursa kentinin stratejik öneme sahip bir bölgesinde bulunan Osmangazi İlçesi Mudanya Bursa yol aksı üzerinde Akpınar Mahallesi 1050 Konut alanı ve yakın çevresi alanının yeni yapılanması, dönüşümü nasıl olmalı, Kentin geleceği ile ilgili görüşlerimizi, endişelerimizi kamuoyu ile paylaşma gereği duyulmuş ve bu gerekliliklerle bu basın açıklaması yapılması gereği doğmuştur.

1050 Konutlar olarak adlandırılan bölge; Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Akpınar Mahallesi sınırları dahilinde yer almaktadır. 1050 Konutların bulunduğu alan Bursa 2 nolu Yalakçayır Gecekondu Bölgesidir. Bölgenin gelişimi 24 Ağustos 1958 günü binlerce işyerinin yok olduğu Kapalıçarşı yangını ile yakından ilişkilidir. Bu yangın, Bursa’nın kentleşmesi, ticari yaşamı ve bayındırlık hizmetlerini büyük ölçüde etkilemiştir. Yangının hemen sonrasında Belediye Başkanı Reşat Oyal’ın girişimleri, İller Bankası ve Emlak Bankası’nın desteği ile Mimar Emin Canbolat’ın yönetiminde İmar Planlama Bürosu kurulmuş, bu büroda İtalyan şehircilik uzmanı Piccinato’nun danışmanlığında 1/4000 ölçekli Bursa Nazım Planı hazırlanmıştır. Bu planda kentin Ankara – Bursa – Mudanya doğrultusunda gelişmesi önerilmektedir. Piccinato Planı’nda Bursa - Mudanya Yolu üzerindeki tarım arazisi  (Yalakçayır), Organize Sanayi Bölgesi olarak belirlenmiştir.

Bölgenin gelişimini hızlandıran bir diğer etmen de Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından 1961 yılında yapılan 5 yıllık kalkınma planına göre Türkiye’nin ilk Organize Sanayi Bölgesi’nin Bursa’da kurulmasına karar verilmesi olmuştur. 1960’lardaki “sanayi hamlesi” neticesinde tüm Türkiye’de uygun bir sanayi alanı bulmak adına bir araştırma yapılmış ve bu araştırma özellikle Bursa, İstanbul, Adapazarı, Adana, Mersin ve Zonguldak şehirlerinde yoğunlaştırılmıştır. Bu araştırmanın sonucunda konum olarak bu amaca hizmet edecek en uygun şehrin Bursa olduğuna karar verilmiş ve 1962 yılında Yalakçayır’da Bursa Organize Sanayi Bölgesi inşaatına başlanmıştır.

Sanayi sektöründe meydana gelen hızlı büyüme beraberinde göç ve çarpık kentleşmeyi de getirmiştir. Organize Sanayi Bölgesi’nin oluşumu yoğun bir işgücü talebini doğurmuştur. Bölgede potansiyel olarak oluşan yaklaşık 18000 nüfusun taleplerini ve istenmeyen gecekondu yapılaşmasını önlemek amacıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca az yoğunluklu konut alanlarını hedefleyen bir plan üretilerek, yürürlüğe girmesi sağlanmıştır. Sonraki yıllarda planda toplu konut alanı olarak ayrılan kısım, Bakanlıkça 21.11.1972 tarihinde tasdik edilen O.S.B. Karşısı Konut Alanları Uygulama İmar Planı dahilindeyken, 09.11.1979 tarihinde Bursa Yalakçayır Gecekondu Önleme Bölgesi (GÖB) imar planı olarak, 01.08.1985 tarihinde Bursa 2 nolu Yalakçayır G.Ö.B. 2985 sayılı toplu konut imar planı olarak onaylanmıştır.

Bu planla 1050 Konutlar adı ile bilinen konut alanları planlamasında tekli ve ikiz olmak üzere toplam 236 blokta, 2290 adet bağımsız birimin bulunduğu 117.256 m2 konut alanı ve 9.567 m2 inşaat alanı planlanmıştır. Bölgedeki yapılar tekli ve ikiz olmak üzere toplam 236 bloktan oluşmaktadır. Ön bahçe mesafesi 5 m., yan bahçe mesafesi 3 m. şartı konmuştur. Bloklar konumu itibarıyla iç bahçelere baktırılarak, ortalarında çocuk parkları oluşturulmuştur.

Oluşturulan bloklar 10 m x 20 m ebatlarına sahip olup bodrum + zemin + 4 normal kat olmak üzere 6 katlıdır. Bodrum katlarda sığınak ve kömürlükler yer almakta olup bağımsız bölüm bulunmamaktadır. Zemin ve normal katlarda her katta 2 daire yer almaktadır.

Bölgenin özetle oluşumu bu şekildedir. 80’ li yıllardan günümüze ulaşan bölgenin yıpranan ve eskiyen yapı stoğunu yenileyebilmek amacıyla 8 yıl önce Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından “Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi” adı ile deprem riski taşıyan yapıların dönüşüm projesi çalışmaları başlatılmıştır. Bu kapsamda 20.09.2012 tarih ve 860 sayılı Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararı ile 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. Maddesine istinaden Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilmiştir.

Alanda kamu mülkiyetinde bulunan alanlar olması nedeniyle, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesi ve uygulama yapılabilmesi için 17.12.2012 tarih ve 2012/4087 sayılı Bakanlar Kurulu kararı alınmıştır. Ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından projeler hazırlatılmış ve mal sahipleri tarafından kurulan Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Dayanışma Derneği birçok firma ile görüşerek seçim yaptığı firma ile proje çalışmalarına başlamıştır. Ardından bazı zamanlarda hızlanan proje süreci bazı zamanlarda yavaşlayarak devam etmiş, Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, dernek yetkilileri Çevre ve Şehircilik Bakanı ile görüşme yapmışlardır. Basından takip ettiğimiz üzere Çevre ve Şehircilik Bakanı ile yapılan görüşmelerde maliklerden katkı payı istenmesi bu süreci tıkamıştır.

Devam eden süreçte Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Dayanışma Derneği, İMSİAD ile protokol yaparak Taslak Proje ve Proje Görselleri hazırlanmıştır.

Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Dayanışma Derneği, İMSİAD ile protokol yaparak hazırlatılan Taslak Proje ve Proje Görselleri şubemiz tarafından basından takip edilmiş, süreçle ilgili İMSİAD’ın daveti ile düzenlenen bazı toplantılara akademik odalar olarak katılım sağlanmıştır. Toplantılarda, söz konusu alana ilişkin tasarlanan mimar proje taslağının ilgili kanun ve yönetmeliklerine, planlama ilke ve esaslarına ilişkin aykırılıklar ve çekinceler dile getirilmiştir.

Akpınar Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Dayanışma Derneği tarafından İzmir Depremi sonrasında yapılan basın açıklamasında ve daha sonraki dönemde İMSİAD tarafından yapılan söylemlerde “…Akademik Odalardan tam destek alarak, plan iptal davalarının açılmayacağı…” şeklinde ifadeye yer verilmiştir.

Belirtmek isteriz ki akademik odalar olarak bizler davet edildiğimiz her ortamda meslek disiplinimiz çerçevesinde görüşlerimizi dile getirir, katkı koymaya gayret ederiz. Bu bağlamda, tarafımıza iletilen tüm davetlere katıldığımızı ve konu hakkında görüşlerimizi ilettiğimizi bildirmek isteriz. Ancak konuyla ilgili olarak akademik odalar olarak da herhangi bir destek veya dava açılıp açılmayacağı konusunda fikir belirtmediğimizi de görüşlerimize eklemek isteriz. Gelinen aşamada, Bursa Büyükşehir Belediyesi çalışmalarını yürütmekte olup, yine biz akademik odalardan görüş talep edeceğini bildirmektedir. Biz de bu sürecin tamamlanmasını, sadece 1050 konutlar özelinde değil, tüm Bursa için kentsel dönüşüm sürecinin belirli dinamikler doğrultusunda bir çerçeveye oturtulmasını talep etmekte ve beklemekteyiz. Yine bu doğrultuda, konu ile ilgili her zaman desteğe hazır olduğumuzu da belirtmek isteriz.

Ekte tarafınıza iletilen raporda kapsamlı belirtildiği üzere bölgenin dönüşümü için yapılan çalışmalara ilişkin çekincelerimiz bulunmaktadır. Bunlardan birkaç başlığı burada belirtmek isteriz.

  • Deprem Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Türkiye Deprem Haritası’na göre, Marmara çevresinde aktif fayların bulunması nedeniyle, Bursa 1. Derece deprem kuşağı içinde  yer almaktadır. Defalarca dile getirdiğimiz gibi kentimiz aradan geçen onca yıla rağmen depreme hazır hale getirilememiş, kentimiz olası depreme hazırlanamamıştır. Sanayileşmeyle birlikte hızla göç alan Bursa bugün %60’ı plansız olarak gelişmiş yapılaşma alanlarına sahiptir. Kentimizde kaçak yapı sorunu kaçak mahalle sorununa dönüşmüştür. Bu alanların plansız-kaçak gelişmesi afet riskini de önemli ölçüde arttırmaktadır. Bu kapsamda sadece 1050 Konutlar değil, kentimizin %60’ını oluşturan herhangi bir fenni mühendislik hizmeti almamış yapılar da deprem riski taşımaktadır. Konunun yalnızca 1050 Konutlar özelinde değil, genel bir yaklaşımla kent bütününde değerlendirilmesi gereklidir.

 

  • Sağlıklı ve yaşanabilir kentler oluşturmak ve ‘6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ kapsamında yürütülen planlama çalışmalarını yönlendirmek ve Türkiye genelinde yürütülen çalışmaların bütüncül bir yaklaşımı belli ilkeler ve esaslar üzerinden yürütülmesini sağlamak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Türkiye genelinde Bursa ili de dahil olmak üzere çeşitli yerel yönetimlerin ve paydaşlarında katılım sağladığı ortak çalışmalarla ‘Kentsel Dönüşüm Uygulamalarında Planlama İlke ve Kriterlerinin Geliştirilmesi Projesi’  geçtiğimiz yıllarda hazırlanmış bulunmaktadır. Bu çalışma ülke genelinde yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları için yapılan en önemli araştırmalardan birini teşkil etmektedir. Bu araştırma sonucu oluşturulan planlama ilke ve kriterlerinin, Bursa ilindeki çalışmalar kapsamında değerlendirilmesi ve kent genelinde yürütülecek kentsel dönüşüm çalışmalarında bu ilke ve esaslar dikkate alınması gerekmektedir. Bahsedilen araştırma sonucu 16 bileşen, 50 planlama ilkesi ve 197 planlama kriteri geliştirilmiştir.

Araştırma sonucu ortaya çıkan bileşen, ilke ve kriterlerin iyice anlaşılması için araştırmada kentsel dönüşüme nasıl bir yaklaşımın geliştirildiği, kentsel dönüşüm çalışmalarının bütün boyutlarıyla nasıl ele alındığının anlaşılmasında fayda bulunmaktadır. Araştırmada kentsel dönüşüm üzerindeki kavram karmaşasını ortadan kaldıran ve hem ulusal hem de uluslarası literatürü dikkate alan bir yaklaşımla kentsel dönüşüm çok boyutlu olarak ele alınmıştır. Bursa’da yürütülecek kentsel dönüşüm çalışmalarında bu boyutlar ve planlama ilkeleri bir bütün olarak ele alınıp 1050 konutlar kentsel dönüşüm projesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir.

  • Bursa ili genelinde bir değerlendirme yapıldığında yürütülmesi planlanan kentsel dönüşüme konu olan alanlarda bütüncül bir yaklaşım geliştirmek, dönüşümün belli ilkeler ve esaslar üzerinden ilerlemesini temin etmek ve kentsel dönüşüm uygulamalarının başarısını arttırmak üzere tasarım ilkelerinin ve planlama kriterlerinin belirlenmesi ve bu kapsamda yasal mevzuatın çizdiği çerçeveden çıkılmaması gerekmektedir. Bursa’da yürütülecek kentsel dönüşüm çalışmalarında bu boyutlar ve planlama ilkeleri bir bütün olarak ele alınıp 1050 konutlar kentsel dönüşüm projesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir.
  • Alanda özel mülk sahiplerinin parselleri dışında Maliye Hazinesine ait parseller ve jandarma alanı mevcut bulunmaktadır. Bahsi geçen bu kurumlardan gerekli görüşler alınmalı, yapılacak tüm çalışmalarda bu görüşler yasal dayanak olarak da kabul edilebilmelidir. Konuya ilişkin bilgi sahibi olduğuna tereddüt duyduğumuz ve herhangi bir yazışmaya konu edilmeyen MİLLİ EMLAK’a (MALİYE HAZINESİ) ait parsellere ilişkin getirilecek kullanım kararları için de görüşleri alınmalıdır. ANCAK ALANDA YÜRÜTÜLEN TÜM ÇALIŞMALARDAN MİLLİ EMLAK’IN HABERİ VAR MIDIR?
  • 1050 Konutların dönüşümü sadece fiziksel dönüşüm olarak değerlendirmek doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Yasal mevzuat çerçevesinde fiziksel, ekonomik, sosyal dönüşüm verileri göz önüne alınarak dönüşüm modellemesi yapılmalıdır. Unutulmaması gereken bu bölgede yapılacak dönüşüm bundan sonra benzer bölgelerde de yapılacak dönüşümler için rol model olacaktır. Yani burada uygulanacak daireye daire verme, üzerine katkı payı istenmesi, maliye hazinesine ait parsellerin ticaret alanına çevrilerek proje finansmanının sağlanması gibi konular bunlar sonra yapılacak tüm projelerdeki hak sahipleri tarafından da isteneceği unutulmamalıdır.
  • Görüleceği üzere, konunun ne kadar geniş bir kapsamlı bir konu olduğu ortadadır. EK’ teki raporda bahsedilen geniş kapsam elden geldiğince anlatılmaya çalışılmıştır. Hal böyle, konu çok geniş kapsamlı, çok aktörlü, çok sektörlü ve çok boyutlu iken konuyu “BEN YAPTIM OLDU” mantığıyla değil tüm paydaşların bir araya gelerek çözüm arayışına girilmesi ve ÇEVRECİ EKOLOJİK TASARIMLARLA İLGİLİ KANUN VE YÖNETMELİKLERE, PLANLAMA İLKE VE ESASLARINA ilişkin çerçevesinde doğrunun bulunması en doğru yaklaşım, olması gereken modelleme olarak görülmektedir.”

TMMOB Bursa İKK