TMMOB DİYARBAKIR İKK: AKADEMİYE VE ÜNİVERSİTELERE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ

02.02.2021

Aralarında TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulunun da bulunduğu Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini ve öğretim üyelerini hedef alan şiddete ilişkin 2 Şubat 2021 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

TMMOB DİYARBAKIR İKK: AKADEMİYE VE ÜNİVERSİTELERE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ

Aydınlanmayla birlikte tarih, doğrusal olarak ilerleyen bir süreç olarak ele alınmış ve insan aklına duyulan güven ile tarihteki her anın bir öncekine göre daha iyi olduğu ve bu ilerlemenin geri döndürülemezliği ifade edilmiştir. Bu pozitivist bakış açısının her geçen yüzyılda yaşananlarla tarihin doğrusal değil, aksine sarmal, zikzaklı olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Bu durumun mikro örneğini vereceksek 1215 yılında imzalanan Magna Carta Antlaşması ile hem İngiliz Kralının yetkileri kısıtlanmış hem de tanrı tarafından doğrudan ona verilmiş bir görev olduğu inancı yıkılmıştır.

Tarih boyunca sayısız örnek verebileceğimiz bu konuda sadece son 5-6 yılda Türkiye’de yapılan hukuksuz uygulamalarda ne kadar “AN” dan geriye düştüğümüze bir kez daha tanık oluyoruz.

Tek adam rejimi anbean sinsi adımlarını atarken, gözümüzü açtığımızda yaşam alanımızın ne kadar daraltıldığını, nefes alamayacak duruma geldiğimizi, başımızı ara ara kaldırmaya çalışırken başımıza inen darbelerle geçen süre zarfında nelerin elimizden alındığını fark eder olduk.

Seçilmiş Belediye Başkanları yerlerine  tüm hukuk kuralları hiçe sayılarak Kayyum atanması, oyunu veren halkın iradesi yok sayılarak, belki de en önemlisi evrensel kazanılmış insanlık değerleri yok sayılarak “AN” dan gerilediğimizi gördük. KHK’ler, liyakattan vazgeçilip ‘’kendine göre’’ mülakatların getirilmesi, güya bitmiş oHAL’de de buHAL’de de bir türlü izin verilmeyen demokratik gösteriler, dağ gibi birikmiş acil ülke sorunları varken yine ‘’AN’lık Siyaset’’ politikaları ile daha da kördüğüm halini alan çözülmemiş sorunlara ek olarak 29 Ekim 2016’da yayınlanan KHK ile kaldırılan Rektörlük Seçimleri yerine Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan atama ile toplumun geleceğine yön veren özerk aydınlık gelecek iradesizleştirilmek istenmiştir. Türkiye Üniversitelerinin Dünya sıralamasındaki puan sıralamasındaki gerileme de bu politikaların sonucudur.

2 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi Üniversitesine kayyum olarak atama ile gelen Prof. Dr. Melih Bulu için öğrencilerin bu durumu kabul etmemeleri ile başlayan süreç bir ayını geride bırakmıştır. Tek talebi ‘’Kayyum Rektör İstemiyoruz’’ olan öğrencilerin ve akademisyenlerin bu süre zarfında her gün Üniversitelerinde bu haklı talebi dillendirmelerine rağmen karşılarında onlara kulak vermesi gereken mercilerin aksine artan dozda polis şiddetiyle karşılaşmışlardır. 1 Şubat’ta da 156 kişi haklılıklarının arkasında durdukları için, Üniversite önünde yürürken aşağı bakmadıkları için gözaltına alınmıştır.

Kumpasçıların, Haksızlıkların, Tehditlerin ve Nefret Söylemlerinin Karşısında Diz Çökmeyen Gençlerimizin Yanındayız!

Boğaziçi Üniversitesi, öğrencisiyle, akademisyeniyle, idari ve teknik personeliyle siyasal tarihimizin sayfalarından silinmeyecek bir duruş sergiliyor.

Rektörlerin atanarak değil seçimle gelmesini savunan; yöneticilerinde intihali, itaati ve yalanı değil liyakati görmek isteyen; tek tipçi, baskıcı ve kontrolcü bir öğrenme ortamı yerine eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir öğrenme iklimini talep eden üniversiteli gençler sabırla ve sebatla demokratik tepkilerini gösteriyor, taleplerini dile getiriyorlar.

Her rengi eşit gören, rengarenk enerjileri ile özgürlüklerini savunan gençler, korku dağının zirvesine taht kuranların karşısında diz çökmüyor! Yeni rejimin sahipleri ise YÖK, medya ve polis eliyle demokrasi isteyen gençlere kumpas kurmaya, onları gözaltına almaya ve tutuklamaya devam ediyor!

Belirtmek isteriz ki asıl sorun kamuoyuna sunulduğu gibi kutsala yapılan bir saygısızlık değildir. Asıl sorun, düşünce ve ifade özgürlüğünü sadece kendileri için bir özgürlük sanan siyasi iktidar temsilcilerinin, demokrasiden, demokratik tartışma kültüründen ve üniversite fikrinden bihaber olmalarıdır.

Ancak, ortada bir suç vardır! Bu suç, LGBTİ+ bireylerin temel hak ve özgürlüklerini yok sayan ve yaşam haklarını tehdit edenlerin; laikliği ortadan kaldırarak, İslam dininin değerlerini her türlü siyasal, ekonomik ve kültürel zulme ortak edenlerin; üniversiteli gençlerin demokratik taleplerini şiddetle bastıranların ve anayasal güvence altında olan üniversitelerin kurumsal özerkliğini ortadan kaldıranların suçudur!

Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu olarak, demokratik tepkileri ve talepleri nedeniyle tutuklanan, gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin, Dokuz Eylül Üniversitesi’nden dayanışma mesajı vermek isterken gözaltına alınan tüm gençlerin hızla serbest bırakılmasını istiyoruz.

Emekten, demokrasiden ve barıştan yana herkesi gençlerimize, akademiye ve üniversitelere sahip çıkmaya davet ediyoruz. Rektörlerin üniversite bileşenlerinin iradesiyle seçilmesini engelleyen düzenlemenin değiştirilmesi için TBMM’de grubu bulunan siyasi partileri sorumluluğa davet ediyoruz!

 

DİYARBAKIR EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU