GIDAMO: SAĞLIKLI VE GÜVENLİ GIDAYA ULAŞMAK HEM YURTİÇİNDE HEM DE YURTDIŞINDA YAŞAYAN HERKESİN HAKKIDIR!
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, gıda ihracatında yaşanan sorunlar ve geri dönen ürünler hakkında 7 Aralık 2024 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
Ülkemiz, zengin tarımsal kaynakları ve coğrafi avantajlarıyla öne çıkarken, ülkenin dört bir yanında üretilen gıda ürünleri, yurtdışında geniş bir Pazar bulmaktadır. Türkiye, tarım ve gıda ürünleri ihracatında geniş bir yelpazeye sahiptir. Başta meyve ve sebze olmak üzere, fındık, zeytinyağı, kuru meyveler, baklagiller ve bal gibi birçok ürün dünya pazarlarına sunulmaktadır. Örneğin, Türk fındığı dünya fındık üretiminin büyük bir kısmını karşılamakta ve Avrupa ülkeleri bu ürünün en büyük alıcıları arasında yer almaktadır. Aynı şekilde, zeytinyağı, kuru kayısı ve kuru incir gibi ürünler de yurtdışında yüksek talep görmektedir.
Avrupa Birliği, gıda güvenliği konusundaki sorunları hızlı bir şekilde tespit etmek ve gerekli önlemleri almak amacıyla RASFF (RapidAlertSystemforFoodandFeed) adlı bir sistem kullanmaktadır. Bu sistem sayesinde, Avrupa pazarına giren gıda ürünlerinde tespit edilen sorunlar anında bildiriliyor ve gerekli önlemler alınmaktadır. Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde de RASFF sistemi üzerinden sıklıkla bildirimler yapılmaktadır. Bu bildirimler, Türkiye’deki üreticilere ve ihracatçılara, ihracat standartlarını iyileştirme konusunda önemli geri bildirimler de sunmaktadır.
Ne yazık ki, ihraç ettiğimiz ürünlerin çeşitli sebeplerle (pestisit, aflatoksin, haşere, uygunsuz ambalaj vb) ülkemize iade edildiği haberlerini sıklıkla okumaktayız. İhracattan dönen gıda ürünlerine ilişkin prosedür “Bitkisel Gıda ve Yemin İhracatında Sağlık Sertifikası Düzenlenmesi ve İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği” adlı mevzuat kapsamında yürütülmektedir. Gümrüğe dönen gıda ürünleri Tarım ve Orman Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından kontrol edilmektedir. Fakat, ürünleri iade eden ülkeden resmi bir evrak talep edilmemektedir. İade eden ülke sebebini söylerse bilmekteyiz. Aksi durumda ihraç eden firmanın beyanı esas alınmaktadır. Bu da bir güvenlik zafiyetine ve kafalardaki o makul şüpheye neden olmaktadır.
En yaygın geri dönme sebepleri olarak; pestisit kalıntıları, mikrobiyolojik bulaşmalar, yasaklı maddeler, etiketleme hataları, beyan edilmeyen içerik, yabancı madde ve ambalaj sorunları gelmektedir.
Pestisit kullanımı halk sağlığını olumsuz bir şekilde etkileyen bir sorundur. Gıdalar ve insan sağlığı dışında hayvanlar ve doğa üzerinde de yıkıma neden olup, biyoçeşitliliğe zarar vermektedir. Dünya Sağlık Örgütünce en tehlikeli ve muhtemel kanserojen olarak sınıflandırılan pestisitler için ilgili merciler gerekli adımları ivedilikle atmalı, hatta ülkemizde de yasaklamalıdır. Bakanlık gerekli düzenlemeleri yaparak taklit ve tağşiş için yapmış olduğu uygulamayı meyve ve sebzeler için de yapmalı, pestisit, aflatoksin ve mikrobiyal yük sınır değerlerini aşan ürünleri üreten firma ve kişileri de ifşa etmelidir.
Çiftçilerimizin kullanacakları tarımsal ilaçları, kullanılması gereken yasal miktarlarını ve ülkelerin yasal mevzuatlarını bilmemelerinden ve bilinçlendirilmemelerinden kaynaklı ihraç ettiğimiz birçok gıda maddesi ne yazık ülkemize geri dönmektedir. Bu ürünlerin geri dönüşlerinde ilgili bakanlıklar devreye girmeli, ürünler karantinaya alınmalı ve ülkemiz mevzuatına aykırı olanlar imha edilmeli ve bu bilgiler de kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Çiftçilerimize bu konularda belirli aralıklarla eğitimler verilmelidir. Gıda egemenliğine dayalı, kamucutarım ve gıda politikalarıinşa edilmelidir.
Mikotoksinler bazı küfler tarafından üretilen toksik metabolizma ürünleridir. Bunların halk arasında en bilinenleri ise Aflatoksin ve Okratoksinlerdir. Bu mikotoksin türlerinin uzun süreçte fazla tüketilmesinin insanlar ve hayvanlarda kansere neden olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca bağışıklık sistemini güçsüzleştirme, hafıza kaybı, kas krampları ve gen değişimine kadar sonraki nesillere aktarılabilecek hasarlar bırakabilmektedirler. Toplumumuzda sıkça görülen bir hareket tarzı olarak küflenmiş gıdaların, küflenmiş kısımlarının atılarak diğer kısımlarının tüketilmesi yanlış bir alışkanlıktır. Aflatoksin yasal limitleri, Türkiye'de Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği ve uluslararası düzenlemeler, örneğin Avrupa Birliği düzenlemeleri gibi, ilgili yasal mevzuata göre belirlenir. Bu limitlerin belirlenmesinde insan sağlığının korunması temel amaçtır.
Uluslar arası standartlar ve limitler belirlenirken uzun süreli ve farklı şartlar altında yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları baz alınır. Belli bir miktar aflatoksine maruz bırakılan canlılarda değişimler gözlenerek gıdalarda aflatoksin bulunabilme alt sınırı belirlenir.
Uluslararası standartlara uyum amacıyla; Aflatoksin yasal sınırları belirlenirken, CodexAlimentarius gibi uluslararası gıda standartları da dikkate alınır. Bu sayede Türkiye'deki Aflatoksin limitleri, global ticaret ve gıda güvenliği açısından da uyumlu hale getirilir.
Gıda ihracatında yaşanan bu sorunlar ve geri dönen ürünler, Türkiye’nin uluslararası arenadaki itibarını ne yazık ki olumsuz etkilemektedir. İhraç edilen ürünlerin sürekli olarak geri dönmesi, Türkiye’nin gıda güvenliği ve kalite standartlarına uyum konusunda zayıf olduğu algısını yaratmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin ihracat süreçlerinde daha titiz ve dikkatli olunmalıdır. Üretimden ambalajlamaya, taşımadan kalite kontrolüne kadar her aşamada uluslararası standartlara uygun hareket edilmelidir.
İhracat ve iç piyasa süreçlerinde gümrükten dönen ürünlerin yönetimi, birçok açıdan dikkat gerektiren bir konudur. RASSF sistemi, mikotoksinler, pestisitler ve etik kaygılar doğrultusunda yapılacak düzenlemeler, bu sürecin hem verimli hem de güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlar. Ticaretin şeffaflığı ve tüketici sağlığının korunması, bu denetimlerin ve düzenlemelerin başarıyla uygulanmasına bağlıdır.
İhracattan dönen ürünlerin akıbeti, tüketicilerin kafasında büyük soru işareti yaratmaktadır. Bu ürünlerin geri dönmesinin ardından ne yapılacağı konusunda elbette belirli prosedürler bulunmaktadır. Genellikle, geri dönen ürünler mevzuatına uygun olan başka ülkelere gönderilebilir, mevzuatımıza uygunsa iç pazarda değerlendirilebilir, ikisi de uygun değilse imha edilir. Her ülkenin mevzuatı birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kullanılan pestisit ve miktarı da ülkeden ülkeye değişiklik arz etmektedir. İade edilen ürün ile ilgili gerekçe tam olarak bilinmeli/istenmeli ve analizleri muhakkak yapılmalıdır. Burada en önemli nokta şeffaflıktır. Gümrükten dönen ürünlerin yönetimi, sadece ticari etkileri değil, aynı zamanda etik ve sağlık standartları açısından da kritik bir öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, kaliteli, sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşmak hem yurtiçinde hem de yurtdışında yaşayan herkesin hakkıdır.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu