METEOROLOJİMO: YAZ VE KIŞ SAATİ AYARLAMALARINDAN NE ANLAMALIYIZ?

05.12.2024

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası 5 Aralık 2024 tarihinde "Yaz ve Kış Saati Ayarlamalarından Ne Anlamalıyız?" başlıklı bir basın açıklaması yaptı.

Yaz ve kış saat ayarlaması, gün ışığından daha fazla yararlanarak enerji tasarrufu sağlamak amacıyla saatlerin ileri veya geri alınmasını içeren düzenlemelerdir. Mart ayında saatler 1 saat ileri alınarak (yaz saati), Ekim ayında tekrar 1 saat geri alınarak (kış saati) şeklinde uygulanmaktaydı.

Bu uygulamanın temel amacı, gün ışığından maksimum faydayı sağlayarak enerji tasarrufu elde etmek, çalışma saatlerini gün ışığına uyumlu hale getirmek ve bazı durumlarda iş hayatını ya da günlük yaşamı daha verimli hale getirmek şeklinde ifade edilmektedir.

Tartışmalarda enerji tasarrufu sağlanıp sağlanmadığı konusunda, veriye dayalı bilimsel çalışmaların yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Ancak, bilinen bir gerçek var ki, bu tartışmalar saat ayarlamalarının yapıldığı  tarihlerde birkaç gün sürerken, 2016 yılında sabit duruma geçildiğinde kış mevsimi boyunca her gün tekrarlanarak devam etmektedir. Uygulamaya karşı çıkanlarda taraf olanlarda tartışmaları enerji tasarrufu üzerinden yapmaktaydı. Fakat tartışmalarda ölçümlere dayalı yeterli bilgiler sunulamamaktadır.

Saat ayarlamaları ile ilgili tartışmalarda olumlu ve olumsuz olarak gündeme getirilen konular dikkate alındığında; gün ışığından daha fazla yararlanarak elektrik tüketiminin azaltılması, çalışma saatlerinin gündüz saatlerinde olması nedeniyle verimliliğin artması, dışarıda kalınan sürede gün ışığından daha fazla yararlanıldığından daha güvenli olunması gibi olumlu ve insanların biyolojik saatine müdahaleden dolayı uyum sağlamakta zorlanılması, bazı bölgelerde uygulama farklılıkları nedeniyle uluslararası koordinasyonda zorlukların oluşması gibi olumsuz konular gündeme getirilmektedir.

Konu sadece enerji santrallerinde üretilen enerji üzerinden, yapılan ya da yapılamayan tasarruf kapsamında değil, insanların etkinliklerinin sürdürdüğü dış ortam sıcaklıkları da dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir. Kapalı ortamlarda konfor sıcaklıkları ayarlanabilir. Açık ortamlarda ise dış ortam sıcaklığı yani meteorolojik koşullar belirleyici olmaktadır. Saat ayarlamaları, insan etkinliklerinin gün içerisindeki sürecide dikkate alınarak, sadece kapalı ortamlar değil açık ortamlarda dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu tartışmalara Meteoroloji Mehendisliği açısından katkı vermek amacıyla bir açıklama yapılması zorunlu olmuştur.   

Dünyanın eksen eğikliği 230 26‘ 11,3” olup, bu eğiklik 41.000 yılda 22,1 ile 24,5 derece arasında değişmektedir. Eksen eğikliğine göre geneşten gelen enerji mevsimlere ve enlemlere göre farklılıklar göstermektedir. Dünyanın eğikliğinden dolayı ekinokslar (21 Mart ile 23 Eylül tarihleri) ve solstisler (21 Aralık- 21 Haziran) güneş ışınlarının geliş açıları ve gün uzunlukları bakımından önemli tarihlerdir.

Tarih boyunca, insanoğlu yaşadığı coğrafyanın özelliklerine bağlı olarak yaşamını kolaylaştırmak amacıyla kurallar geliştirmiştir. Kentsel yaşam, özellikle ikincil enerji kaynağı olan elektrik enerjisine talebin artması nedeniyle süreç farklı bir boyut kazanmıştır. Birçok ülke enerji tasarrufunu gerekçe göstererek, günün aydınlık saatlerini, insanların etkinlik zamanına denk getirecek şekilde uygulama yapmaktadır. Avrupa kıtasında İzlanda dışında tüm ülkeler; Amerika kıtasında ABD, Kanada, Meksika, Küba, Brezilya, Şili; Asya kıtasında Ermenistan, Azerbaycan, İran, Pakistan; Afrika kıtasında Mısır, Fas ve Tunus yaz saat ayarlaması yapan ülkeler arasındadır. Çin, Japonya, Hindistan gibi ülkeler bu uygulamayı kullanmaz. Bazı ükelerin ise bulundukları enlemler nedeniyle yaz kış saat uygulamaları yapmalarının bir anlamı olmayabilir. Dünyada 153 ülke yaz saati uygulaması yapmamaktadır.

Ülkemizde Saatlerin Ayarlanması Hakkında Yasal Süreç;

2/1/1926 tarih ve 260 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 26/12/1925 tarih ve 697 sayılı “Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanun” ve kanunda 6/12/1984 tarihinde yapılan değişiklik ile Griniç'e göre otuzuncu derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınmıştır. 

5 Aralık 2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7061 sayılı “Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un  6 nci maddesi ile “26/12/1925 tarihli ve 697 sayılı Günün Yirmidört Saate Taksimine Dair Kanunun 2 nci maddesininin ikinci cümlesi “Bakanlar Kurulu bir saati aşamamak kaydıyla ileri saat uygulaması yapmaya yetkilidir” şeklinde değiştirilmiştir. Bakanlar Kurulunun 2016/9154 sayılı kararı ile tek saat uygulamasına geçilmiştir.

Meteorolojik Parametreler Açısından Yaklaşım;

Tartışmalar enerji tasarrufu üzerinden devam ederken, insan aktiviteleri için dış ortam hava sıcaklıklarına göre bir çalışma yapılarak konuya farklı açıdan yaklaşılmıştır. Bu amaçla, insanların sabah işe ve özellikle çocukların okula gitmek zorunda olduğu saatlerin dış ortam sıcaklıkları dikkate alınmıştır.

Gün içerisinde sıcaklık değişimi (genel hava sistemlerinin etkisi dışında) ele alındığında mevsimlere bağlı olarak güneşin ufka yaklaşmasından itibaren doğuşu ile hava ısınmaya başlar ve güneşin batışı ile soğumaya başlar. Sadece güneş etkisi ile olay ele alındığında gün içerisinde sıcaklığın en düşük olduğu sıcaklık güneşin doğmaya başlamasından önce en sıcak zamanı ise günün ortasını geçtikten sonra gerçekleşir.

Türkiye’nin en doğusu ile en batısı arasında 76 dakika zaman farkı bulunmaktadır. Konuya meteorolojik parametreler açısından bir katkı yapabilmek amacıyla, zaman farkından kaynaklı coğrafi durumlarına göre temsili olarak Kars, Ankara, İstanbul ve İzmir illeri dikkate alınarak bir örnekleme çalışma yapılmıştır. Örnekleme bu illerin 3 yıllık veriler ele alınarak; 

İnsan aktivitelerinin başladığı saatler dikkate alınarak, sabah 06-07, 07-08, 08-09 ve 09-10 saatlerindeki sıcaklıklar ile akşam ve sabah arasında 07-19 saatlerindeki sıcaklıkların analizleri yapılmıştır.

Sıcaklıkların gerçekleşme durumları dikkate alındığında aylık dağılımlarda farklılıklar göstermesinin yanı sıra, sabah 08 sıcaklığının 07 sıcaklığından,  09 sıcaklığının belirgin bir şekilde 08 sıcaklığından daha yüksek olduğu, 10 sıcaklığının 09 saati sıcaklığından farkı 09-08 sıcaklığına oranla daha fazla artış gösterdiği görülmektedir. Bu durum gün ışığı ile ilgili olarak olağan bir durumdur.

Bu sonuçlara bakıldığında kış saat uygulaması ile insanların bir saat daha geç dışarıya çıkmaları daha sıcak hava koşullarında dışarıya çıkacakları anlamına gelmektedir. Sabah saatleri için aynı zamanda aydınlık bir havada dışarı çıkmaları anlamına da gelmektedir.

Enerji tüketiminin sadece yakılan ampuller ile açıklanmasının yeterli olamayacağı, önemli olan enerjinin insan konforunu sağlamak için nasıl kullanılacağının ortaya konmasıdır.  Konutlar ile iş yerlerinin iç konfor sıcaklığı belirlenerek konfor sıcaklıkları sağlanabilir. Bunun bir enerji bedeli olacaktır. Ancak serbest atmosfer de konfor sıcaklığının ayarlanması mümkün değildir. Konfor sıcaklığı olmasa da insan aktiviteleri için uygun saatler belirlenerek çalışma saatleri ya da dış ortamda kalma saatleri ve süreleri ayarlanabilir.

Şehirlerde sabah buzlanmaya bağlı yaşanan araç kazalarına ilişkin bir veri olmadığından konu ayrıca değerlendirilememiştir.

Eve Geç Dönülmesi;

Sabah evden geç çıkılması durumunda, aynı süre kadarda geç dönüleceği dikkate alındığında, saat 19 sıcaklıklarının sabah saat 07 sıcaklıklarından çok daha yüksektir. Eve geç gelinmesi, daha sıcak hava koşullarında dışarıda kalınacağı anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak;

Sabahleyin dışarıya daha geç çıkılması, daha sıcak hava koşullarında dışarıda olunacağı anlamına gelmektedir. Günün ilk saatlerinde hava sıcaklığı daha hızlı yükseleceğinden daha yüksek sıcaklıklarda dışarıda kalınmış olunacaktır. İnsanların dışarıda bulundukları sürede, ortam sıcaklığının sadece bir derece değiştirilmesi için gerekli enerjinin hiçbir şekilde başka bir enerji ile karşılaştırılamayacağı açıktır. Sıcaklığın yanı sıra ortam aydınlığı da dikkate alınırsa konunun enerji tasarrufundan daha öte bir şey olduğu anlaşılmaktadır.

Öneri;

  1. Saat ayarlamaları yapılmasa da, özellikle sabahleyin okula giden çocuklar ve çalışan anne babalarının koşulları dikkate alınarak okul ve çalışma saatlerinin boylamlara göre yerel yönetimler tarafında belirlenmesi gerekir.
  2. İklim değişimi ile ilgili olarak emisyon azaltımı her platformda taahhüt edilirken, özellikle kent içi ulaşımda belli saatlerdeki trafik yoğunluğundan kaynaklı emisyonun azaltılması için, iş yerlerinin özellikleri dikkate alınarak, mevsimlere göre çalışma süreleri ile saatlerinin yeniden değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda kamu ilk adımı atmalıdır.

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası