TMMOB 2. BİLİRKİŞİLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ METNİ YAYINLANDI

02.05.2017

25 Mart 2017 tarihinde Ankara'da “6754 Sayılı Yasanın Gölgesinde” başlığıyla düzenlenen TMMOB 2. Bilirkişilik Çalıştayı sonuç metni yayınlandı.

TMMOB II. BİLİRKİŞİLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRİSİ

TMMOB tarafından “6754 Sayılı Yasanın Gölgesinde” teması ile düzenlenen TMMOB 2. Bilirkişilik Çalıştayı 25 Mart 2017 Cumartesi günü Meslek Örgütleri temsilcileri, Adalet Bakanlığı Bilirkişilik Daire Başkanlığı yetkilileri, kamu kuruluşlarından temsilciler, akademisyenler, mühendis, mimar,  şehir plancıları ve hukukçuların katılımı ile Ankara’da gerçekleştirilmiştir.

Çalıştayın gerçekleştiği tarih, Ülkemiz ve geleceğimiz için özel önem taşıyan Anayasa değişikliği referandumu sürecine denk gelmiştir. Toplumsal sözleşme belgesi niteliğinden uzak bir anlayışla, halk ve toplum katmanlarının katılımı ve katkısı olmadan hazırlanan ve Türk Tipi Başkanlık sistemi olarak adlandırılan Anayasa değişikliği, demokrasiden uzak köklü bir değişikliği öngörmektedir. Türkiye’yi hedef ülke yapan emperyalist ülkeler, Cumhuriyetimizin kuruluşunda kabul gören demokratik ve laik parlamenter rejimi kökten değiştirecek bu referandumu bekler durumdadır.

Örgütümüz TMMOB ve bağlı Odaları, şimdiye kadar diğer yasal düzenlemelerden çok daha fazla etkileneceği açık olan böyle bir tarihsel kavşakta, bir yandan bu sürüklenişe tüm güç ve birimleriyle “HAYIR” derken, diğer yandan meslek ve ülke yararına görevlerini de her şart altında yapmaya çalışmaktadır.

İşte bu şartlar altında gerçekleşen 2. Çalıştayımızda, toplumsal değişim ve altüst oluş içinde ekonomik ve siyasi/örgütsel alanda ne kadar önemli bir noktada yer aldığımızın mesajını verirken, mühendislik, mimarlık, şehir plancılığının gerektirdiği mesleki deneyim, bilimsel-teknik ölçütler ve çağdaş toplumsal gereklilikler doğrultusunda aklın ve bilimin yol göstericiliğinde ülkemiz, halkımız ve meslek/meslektaş yararına çalışmalarımıza devam ettiğimizi herkesin bilmesini istiyoruz.

Ülkemiz son yirmi yılda hızlı bir kentleşme süreci yaşadı. 2016 TÜİK verilerine göre 79 milyon kişi olarak belirlenen nüfusumuzun yaklaşık %90’ı il ve ilçe merkezlerinde, kalanı belde ve köylerde yaşamaktadır. Ülkemizin büyük oranda, bu hareketlilik ve sosyolojik değişimden kaynaklanan sorunlar yaşadığı görülmektedir. Bütün bu kaotik ortamda sorumluluğu ve yükü artan alanlardan biri ve belki de en önemlisi bilirkişilik alanı olmuştur.

2016 yılı kasım ayında yürürlüğe giren 6754 Sayılı  Bilirkişilik Kanunu ile mevcut bilirkişilik sisteminin değiştirilmesi yönünde önemli değişiklikler yapılmıştır.

II. Bilirkişilik Çalıştayını düzenlemekteki amacımız, 6754 sayılı kanunun gölgesinde mümkün olan en doğru uygulamaların hayata geçirilmesi için konunun paydaşlarının ve uygulayıcılarının da katılımı ile tartışmak ve öneriler geliştirmektir. 6754 sayılı Yasada sayılan meslek örgütlerinin bilirkişilik çalışmalarını bu yeni yasa gölgesinde tekrar gözden geçirmek ve çıkacak ikincil mevzuatlara ilişkin tespit, görüş ve önerileri ortaya koymak TMMOB 2. Bilirkişilik Çalıştayı’nın nihai hedefi olmuştur. 

TMMOB II. Bilirkişilik Çalıştayı bu zorlu sürecin baskısı altında Bilirkişilik Çalışma Grubu üyelerinin yoğun çalışmaları, Odaların görevlendirdiği temsilcilerin katkılarıyla  4 ayrı konuda  4 atölye olarak çalışmalarını yürütmüştür.  

Bu 4 çalışma atölyesi, 6754 sayılı Bilirkişilik Yasası kapsamında;  ''Bilirkişilik Eğitimleri, Bilirkişilik Uzmanlık Alanları ve Bilirkişilik Ücretleri, Bilirkişilik Etiği ve Bilirkişilerin Denetimi, 6754 sayılı Bilirkişilik Yasasının mevcut yasa ve yönetmeliklere uyumu''   konularında değerlendirmeler yapılmış ve hazırlanacak yönetmeliğe ve uygulamalara yönelik önerilerde bulunmuş, raporlar hazırlamıştır. 

Bu kapsamda gerçekleşen 2. Bilirkişilik Çalıştayımızdan çıkan tespit, değerlendirme ve önerilerimiz şöyledir:

  1. Kamu yararına etkin ve verimli bir şekilde bilirkişilik yapılabilmesi için, Bilirkişilik temel eğitimlerinin amacı, kapsamı, içeriği, sınırları, usul ve esasları belirlenip tanımlanmalı ve bilirkişiliğe başvuru sırasında beyan edilen uzmanlık alanlarına ilişkin belgelendirme eğitimleri ilgili meslek odalarınca verilmelidir.
  2. Bilirkişilik Kanunu öncesi yürürlükte olan mevzuat gereği Meslek Odalarınca verilen bilirkişilik eğitimleri ve verilen yetki belgelerinin belirli bir süre geçerliliğinin korunması için Bilirkişilik Uygulama Yönetmeliği’ne geçici madde konulmalıdır.
  3. Yasayla bir kamu hizmeti olarak belirlenen bilirkişiliğin özel hukuk tüzel kişiliğine de açılması yanlış olacaktır.   Bilirkişilik kesinlikle uzman gerçek kişi eliyle yapılması gereken bir kamu görevdir. Özel hukuk tüzel kişilerinin bilirkişilik yapmasına olanak tanınması bilirkişilerin özgür,  bağımsız ve tarafsız rapor yazma olanağını ortadan kalkacaktır.
  4. Bilirkişilik alanının yabancı uyruklu kişilere de açılması kamu yararı açısından çok hassas bir konudur. Bu konu iyi irdelenmelidir.
  5. Bilirkişilik uzmanlık alanlarına ait belgeleme çalışmasının meslek odalarınca yapılacak olması nedeniyle; Öncelikle Bilirkişilik temel ve alt uzmanlık alanları Meslek Odalarınca tanımlanmalıdır.

6.Bilirkişilik Uygulama Yönetmeliği, Meslek Odalarının kendi mesleki alanlarına yönelik temel ve alt uzmanlık alanlarında verdikleri eğitim ve belgelendirme işlemlerini bilirkişilik listelerine kabul şartları arasında sayacak şekilde düzenlenmelidir.

  1. Bilirkişilere ödenecek ücretler, harcanan emek, çalışılan gün sayısı ve dosya konusuna bağlı olarak her yıl güncellenmelidir. İlan edilen bu ücretlerin en alt limit olduğunun duyurulması uygun olacaktır.
  2. Bir kişinin başka hiç bir iş yapmadan sadece bilirkişi raporu yazabileceği dosya sayısı ortalama bir hesapla bir yıl içinde en fazla 135 adet rapor olarak hesaplanmıştır. Bilirkişinin kendi işi yanında bu hizmeti bir kamu hizmeti olarak yaptığı düşünüldüğünde bu sayı yarıya inecektir. Bu hesaba göre; Temel ve alt uzmanlık alanlarına göre Bilirkişilere dosya büyüklüğüne bağlı olarak ayda en fazla 6 adet rapor,  bir yıl içinde ise en fazla 72 adet rapor yazabileceği dikkate alınarak görevlendirme yapılmalıdır.
  3. Bilirkişilerin görevlerini yürütürken uymaları gereken etik ilkeler “mesleki davranış kurallarına” uygun olarak tespit edilmelidir.
  4. Bilirkişilik temel ilkeleri ile etik ilkeleri ihlal ettiği iddia edilen bilirkişiler hakkında, başvuru üzerine veya re’sen gerekli inceleme ve araştırmalar, Anayasanın 135. Maddesi gereği kurulmuş Kamu Kurumu niteliğindeki meslek odalarının ilgili kurulları vasıtasıyla yapılmalıdır. Bu hususta Bölge Kurulları ile Meslek Odaları arasında bağ kurulmalıdır.
  5. Bilirkişiliğe kabule ilişkin usul ve esaslar, Bilirkişilerin denetimine ve performansına ilişkin usul ve esaslar,  detaylı olarak tanımlanmalı, bilirkişi sicilleri meslek odaları ile paralel tutulmalıdır.
  6. 6754 sayılı Kanun ile «Bilirkişi» ve  «Uzman görüşü»nü düzenleyen 6100 ve «Bilirkişi»  konusunu düzenleyen 5271 sayılı Kanun maddeleri arasında uygulamada sorunlar yaşanması halinde hangi kanun maddelerinin geçerli olacağı açıkça tanımlanmalıdır.
  7. Bilirkişi olarak hizmet verecek özel hukuk tüzel kişilerinin ve bu tüzel kişilik bünyesinde bilirkişi olarak çalışacak kişilerin taşıması gereken nitelikler kanunun amacına uygun olarak tanımlanmalıdır
  8. 6754 sayılı Kanun ile mesleki deneyime ilişkin yapılan değişiklikler meslek odalarının iç mevzuatlarında da düzenlenmelidir.
  9. Yasada geçen her bir kurum,  kuruluş ve hizmetler tanımlanmalıdır.
  10. Kamulaştırma davalarında taşınmaz değer tespitini tanımlayan, Kamulaştırma kanunu 11’inci maddesinde geleneksel tanımı yapılırken, 6754 sayılı yasanın 38 inci maddesi ile “Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kabul edilen değerleme standartlarına uygun” ibaresi uygulamada kavram kargaşası yaratacaktır, bu duruma açıklık getirilmesi gereklidir.

SONUÇ

Bilirkişilik kesinlikle uzman gerçek kişi eliyle yapılması gereken kamusal bir görevdir. Özel hukuk tüzel kişilerine bu yetkinin verilmesi bilirkişiliğin ileride bu amaçla kurulacak şirketlere teslim edilmesi sonucunu doğuracaktır. Dolayısıyla Bilirkişilik müessesesinin ticari bir alana kayması kaçınılmaz olacaktır. Yapı denetim sistemi, İş Sağlığı ve Güvenliği sistemi gibi pek çok Yasada da bizzat yaşanarak deneyimlendiği üzere ticari şirket bünyesinde görev yapacak bilirkişilerin görevini bağımsız bir biçimde yerine getirmesi mümkün olmayacaktır. Yasa ile verilen bu yetkinin Yönetmelikte yok sayılamayacağı bilinmektedir. Özel hukuk tüzel kişilikleri ikincil mevzuatta tanımlanırken bilirkişi çalışmasında gerekli olacak yeterli ekip, ekipman ve donanıma sahip ve sadece bilirkişilik müessesesi üzerine oluşturulmayan kuruluşlara yönelik tanımlanması, takibi ve denetiminin ilgili meslek odaları ile birlikte yapılması vb. hükümlerin getirilmesi uygun bir yaklaşım olacaktır.

Bilirkişilik hizmetlerinin büyük çoğunluğunun mühendis, mimar ve şehir plancıları tarafından verildiği bilinmekteyken, bilirkişilik alanını düzenleyen 6754 sayılı Yasada TMMOB’ye Bilirkişilik Danışma Kurulunda bir temsilci bulundurma dışında bir rol verilmemiştir. Oysa bilirkişiliğe kabul şartları arasında yer alan meslek mensuplarının mesleki yeterlilikleri, eğitimleri, uzmanlık alanları gibi hususlarda en sağlıklı bilgi meslek odaları kayıtlarındadır. Birliğimiz bu konunun da ikincil mevzuatta çözülmesini beklemektedir.

Ülkemizin önemli Anayasal kuruluşlarından olan TMMOB ve diğer Meslek Odaları ülke kalkınmasında ve ekonomisinde yaşamsal işleve sahip meslekleri bünyesinde barındırmaktadır. Bilirkişilik faaliyeti ilgili yasa çerçevesinde Meslek Odalarına önemli görevler yüklemektedir. Yasanın uygulanmasında en önemli araçlardan biri olacak olan ve taslak halinde bulunan Yönetmeliğe son şekli verilirken, Çalıştayımızın saptayıp tartıştığı konular ve karara bağladığı önerilerin dikkate alınması, hem bilirkişilik faaliyetleri, hem meslek alanlarımız, hem de adaletin mümkün olan en doğru biçimde yerine getirilmesini sağlayacak, ülkemizin ekonomik ve sosyal işleyişine katkıda bulunacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB 2. Bilirkişilik Çalıştayı Sonuç Bildirgesi Komisyonu