TMMOB 44. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI

28.06.2016

TMMOB 44. Dönem Çalışma Programına yazının devamından ulaşabilirsiniz...

TMMOB 44. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI

Giriş

Kapitalist dünya ekonomisi, küresel ölçekte büyük bir bunalım ve durgunluk ile sarsılıyor. Bu durum az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle sanayi sektörünü etkilemiş, üretim ve iç piyasalarda talep düşmüş, iç ve dış ticaret hacmi daralmış, işsizlik oranları büyümüş, istihdam hacmi küçülmüştür.

Bunalım ve durgunluktan çıkışın görünmediği, hem emperyalist merkezlerin politika üreticileri hem de toplumcu iktisatçılar tarafından dile getirilmektedir. Bu düzeni restore etme çabaları da, itiraf edildiği üzere, birçok açmazla yüz yüzedir. Dünya genelinde “büyüme”nin düşmesi, işsizliğin artması, yoksullaşma, kamu-özel sektör borçlarının tırmanması ve durgunluk, başat göstergeler arasında yer almaktadır.

Diğer yandan ABD halen hegemonik bir güç olsa da çok kutuplu, yeni bir “soğuk savaş”ın ve bölgesel sıcak çatışmaların giderek derinleştiği bir dünya söz konusudur. 2008–2009 bunalımı sonrasında Avrupa Birliği’nde önemli çatlaklar oluşmuştur. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma kararı aldığı referandum bu durumun en somut örneğidir. Dünyamız, emperyalist güçler arasındaki çelişkiler, bölgesel çatışmalar, sınıf mücadeleleri ve halk hareketlerini artıracak bir sürece girmiştir. Kapitalizmin bunalımı, eski refah devleti uygulamalarının ortadan kaldırılması vb. etkenler sonucu; milliyetçi, ırkçı, faşist güçler yükseliş halindedir. Yeni mülteci hareketleri dolayısıyla işgücü akışı ve göreli sosyal refahın sona erişiyle birlikte yabancı/mülteci düşmanlığı özellikle Batı’da yayılmaktadır. Dünya siyaseti, önümüzdeki yıllarda iktisadi, siyasi, sosyal çelişki boyutlarıyla daha fazla kızışacaktır.

Ülkemizdeki genel siyasi durum ise özetle şöyledir. 2010 anayasa değişiklikleri referandumu, 2011 milletvekili genel seçimleri, 2014 yerel yönetim seçimleri, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri ve sonuçları dikkate alınmayan 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından yapılan 1 Kasım milletvekili genel seçimlerinin sonuçlarından güç alan AKP iktidarı siyasal, toplumsal süreçleri belirler bir konuma ulaşmıştır. 2013 yılındaki Taksim Gezi Parkı Direnişinden itibaren geri dönüşü olmayan bir sürece giren Erdoğan-AKP iktidarı, demokratik hak ve özgürlükleri, bütün muhalefet güçlerini baskı, şiddet politikalarıyla bastırmaya çalışmaktadır.

Türkiye ekonomisi de üretim, tasarruf-yatırım, istihdam, ihracat-ithalat yapısı, teknoloji düzeyi, dış talep bağımlılığı, cari açık, sermaye hareketlerinin serbest giriş-çıkışı ve aşırı borçlanma ile hayli örselenmiş, kırılgan bir durumdadır.

Bugün Türkiye, kalkınma, planlama, üretim, sanayi, tarım, enerji, maden, gıda, su, kent, yapı/imar, çevre politikalarının dinamik gücü olması gereken mühendislik, mimarlık, şehir planlama disiplinlerinin tasfiye edilmek istendiği; bilimsel bilginin, aydınlanmanın, bilim ve tekniğin önermelerinin yerini piyasanın ve gericiliğin insan düşmanı politikalarının egemen olduğu bir ülke haline gelmiştir.

Ülkemizde egemen olan sermaye birikim politikaları, yoğun emek sömürüsü yanı sıra kentsel-kırsal, kültürel, doğal varlıkların el değiştirmesi üzerinden arazi, mülkiyet ve imar politikalarının rant esaslı olarak belirlenmesine dayanmaktadır. Sanayisizleşmeye, tarımsal üretimin tahribine; tarihi-kültürel varlıkların, doğal kaynakların, orman arazilerinin, kamu ve halka ait arazi ve mülklerin yağmalanmasına, rant eksenli kentsel dönüşüme, çevre tahribatına, ekolojik dengenin bozulmasına, bütün kamusal birikimin özelleştirilmesine karşı çıkan mücadeleci meslek örgütlerinin etkisizleştirilmek istenmesi söz konusudur. TMMOB de bu kapsamda anayasal, özerk ve yerinden yönetime dayalı geleneksel yapısından uzaklaştırılmak; birimlerimizin piyasaya tabi olacağı bir işleyiş egemen kılınmak istenmektedir. Mühendislik, mimarlık, şehir planlama hizmetlerinin rant politikalarına hizmet edecek şekilde taşeronlaştırılmasına çalışılmaktadır.

İktidarın ekonomi politikaları, meslek alanlarımızı, mühendislik-mimarlık-şehir planlama hizmet ve uygulamaları ile mevzuatımızı doğrudan ve dolaylı biçimlerde etkilemektedir. Bilim ve teknoloji, sanayileşme, kalkınma, kentleşme ve tarımdaki gelişmenin, kısaca bütün toplumsal yaşam ve temel sektörlerin ana güçlerinden olan mühendislik, mimarlık, şehir planlaması, eğitimden uygulamaya dek neoliberal bir dönüşüm sürecine tabi tutulmuştur. Üniversite eğitiminin temel unsuru olan teori ve pratik uyumunun eğitim sürecinde kavranabilmesi için gerekli olan altyapının sağlıklı olmamasının yanı sıra “uzaktan eğitim” gibi yeni esnek eğitim modelleri getirilmiştir. Teknik yüksekokullar kapatılıp teknoloji fakülteleri haline getirilerek bilimsel gerçeklerden uzak, kaos yaratacak düzenlemelere imza atılmış, teknik öğretmenlere mühendis unvanı verilmiştir.

Gerçekleşen neoliberal dönüşümün görünür ürünleri, sonuçları, bizim en temel yaklaşımlarımızdan birini, meslek-meslektaş sorunları ile halk ve ülke sorunları arasında sıkı bağlar bulunduğu yönündeki görüşümüzü doğrulamıştır. Söz konusu toplumsal, ekonomik, ideolojik, kültürel, siyasi dönüşümler ile TMMOB’nin dönüştürülmesi arasındaki yapısal bağlantılar, bugün daha net bir şekilde görünür olmuştur.

 

Mevcut Durum ve TMMOB

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği-TMMOB, 44. çalışma dönemi (2016–2018) faaliyetlerini, ülke, halk, meslek, meslektaş sorunları ile genel olarak siyaset arasındaki ilişki bütünlüğünü gözeterek yürütecektir.

TMMOB, 44. dönem çalışmalarını, 1970’lerde Teoman Öztürk ve arkadaşlarının elbirliği ile yarattıkları anti-emperyalist, demokratik, halkçı, toplumcu gelenek ile Birliğimizin sonraki ve yakın dönemlerde geliştirdiği bütün değerlerin ifadesi olan demokratik mevziimizin çıkarları, 44. Olağan Genel Kurul Sonuç Bildirisi ve Genel Kurul kararlarının yol göstericiliğinde yürütecektir.

TMMOB, 44. dönem çalışmalarını, dünyanın, ülkemizin, insanımızın, mesleklerimizin ve meslek örgütlerimizin içinde bulunduğu yeni koşullarda; kamu kurumu niteliğinde kamusal hizmet ve denetim işlevli özerk bir meslek kuruluşuna, mesleki demokratik bir kitle örgütüne düşen mesleki-toplumsal görevlerin büyüklüğü ve sorumluluklarının bilincinde olarak sürdürecektir.

Girişte yapılan özet değerlendirmeleri tamamlayacak olan, içinde bulunduğumuz iktisadi, siyasal, toplumsal ortamı bütün öğeleriyle birlikte değerlendirdiğimizde şu tespitleri yapmak elzemdir: Fiili başkanlık sisteminin ilanı, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması, parlamenter temsili demokrasinin fiilen feshedilmesi, yasama-yürütme-yargı süreçlerinin otoriter tarzda tekleştirilmesi, anayasa ihlallerinin doruğa varması; Kürt halkına toplumsal yıkım ve katliamların reva görülmesi, ülkemizin adeta katliamlar ülkesi haline dönüşmesi, ölümlerin yetkililerce kutsanması, milliyetçiliğin ve dinciliğin körüklenmesi vb. politikaların oluşturduğu bir somut durum söz konusudur.

Türkiye, geri dönüş kanalları tıkalı bir siyasal iktidarın yönetiminde olağanüstü bir döneme girmiştir. Yaşananların bütünü, iktisadi bir temeli de bulunan siyasal düzen-siyasal rejim değişim/dönüşümüne işaret etmektedir. AKP’nin hedeflediği otoriter İslami rejim egemenliği için yeni anayasa ve başkanlık sisteminin getirilmek istenmesi; cumhuriyet ile hesaplaşılması, laikliğin tasfiye edilmesi, yoğun dinsel düzenlemeler yapılması yoluyla toplumun yeniden biçimlendirilmesi; kamunun, iktidarın yönlendiriciliğindeki piyasa gereklerine göre dönüştürülmesi söz konusudur. Kadın ve çocuk istismarı, tecavüz, şiddet ve cinayetler, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri söz konusudur. Emek-beden-ruhsal yaşam bütünlüğünü kurmayı engelleyen sömürü ve baskı biçimleri egemendir. Esnek-güvencesiz sömürü biçimlerini yaygınlaştırmaya, kiralık işçilik, kıdem tazminatı fonu ve zorunlu bireysel emeklilik dayatmasına yönelik sistemli adımlar atılması, sanayisizleşme, fason üretim, tarım üretimindeki tahribat, emek sömürüsünün yoğunlaşması ile rant olgusunun öne çıkması,  hak ve kazanımların yoğun saldırı altında olması, iş kazaları ve iş cinayetlerinin artması, meslek hastalıklarının yok sayılması söz konusudur. Kısaca, insana, emeğe, kadına, çocuğa, gençlere, halka düşman bir düzen ve siyasal iktidar söz konusudur.

Bütün bunlar, neoliberal temellerde yeni tipte bir sermaye diktasının, siyasal İslamcı-mezhepçi faşizmin kurumsallaşmasına yönelik önemli adımların atıldığını göstermektedir.

Erdoğan-AKP iktidarı, TMMOB’nin temellerinde bulunduğu ve onurunu paylaştığı Taksim Gezi Parkı Direnişi ve oradan bütün Türkiye’ye yayılan halk hareketinden beri bir “iç savaşı” göze almış refleksler vermektedir. Toplumsal muhalefete karşı izlenen politika, baskı, zulüm, devlet terörü esaslıdır. İktidar politikalarına yönelik her toplumsal eleştiri ve tepkinin “Gezi”ye ve hatta iktidarın kendisinin neden olduğu teröre bağlanması anlamlıdır. Bu durum, iktidarlarının, sömürü, rant, talan düzenlerinin sarsılıp yıkılmasına dair duydukları tarihsel korkunun açık bir dışavurumudur.

Ülkemizdeki genel siyasal-toplumsal durum ile Suriye’ye yönelik emperyalist müdahale ve Kürt sorunu arasında da önemli bağlar bulunmaktadır. Zira ABD emperyalizmi ve müttefikleri tarafından Suriye’ye emperyalist müdahalenin taşeronu olarak desteklenen AKP iktidarı, emperyalist güçlerle birlikte şeriatçı terör örgütlerini desteklemiş, bu güçler iktidarın bir yan gücü olarak ülkemizde birçok katliam gerçekleştirmiş ve toplumsal yaşama nüfuz etmiş durumdadırlar.

Diğer yandan emperyalist işgal, savaş ve kışkırtmalarla ülkeleri mahvolan ve sayısı milyonları bulan mülteciler, insanlık dışı koşullarda yaşamaktadır. Göçmenler ölüme, yoksulluğa, fuhşa, yeraltı yaşamlarına sürüklenmekte; ucuz işgücü ve yedek oy deposu olarak görülmekte ve Avrupa Birliği ile kirli pazarlıklara konu olmaktadır. Bu insanlık dışı durumun sorumlusu emperyalizm ve AKP iktidarıdır.

AKP iktidarı, Kürt sorununda oyalamacı, aldatmacı taktiklerden, tasfiyeci bir siyasete geçiş yapmıştır. İktidar, milliyetçiliğin ve Sünni İslam’ın siyasal, toplumsal yaşama daha fazla yerleşmesi için özel çaba sarf etmektedir. Türk-İslam şemsiyesi altındaki bir Kürt-İslam sentezi ve dolayısıyla Kürt sorunu özgülünde de laiklik düşmanı, gerici bir ideolojik hegemonya tesisi için çalışılmaktadır. İktidar açık bir şekilde şiddet-terör ve kentsel-kırsal toplumsal tahribattan medet ummakta, demografik değişim ve yeni rant çıkarları peşinde koşmaktadır. AKP iktidarı, Kürt sorununu çözümsüzlüğe yöneltecek iç politikasını, milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırma, giderek diğer baskı-tasfiye yöntemleri aracılığıyla Kürt sorununu Meclis dışına atma, yaygınlaşan milliyetçilikten olası bir seçim veya referandumda yararlanarak iktidarını pekiştirme, böylece yeni anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini getirmenin peşindedir.

İktidarın Türkiye’deki Kürt sorununa dair izlediği, sorunu teröre endeksleme politikası ile Suriye’deki Kürt sorunu özgülündeki çizgisi birbirine paraleldir. İktidar, Suriye’deki Kürt sorununun aldığı boyutları, devletin geleneksel refleksleriyle değerlendirmekte ve bir iç siyaset konusuna dönüştürmeye çalışmaktadır. Erdoğan-AKP iktidarının iç politika ve Suriye’deki Kürt sorunu özgülündeki dış politikası, iç politika eksenli olarak, iç savaşı bile göze aldığını göstermektedir. Türkiye’deki geniş toplumsal muhalefeti, “terörle işbirliği” gibi gerçek dışı, çirkin ve saçma ithamlar üzerinden pasifize etme çabası gündemdedir.

Parlamenter muhalefetin ise, objektif bir gözlemle söylenebilir ki, iktidarın manevra ve hegemonya oluşturma çabalarına karşı yetersiz kaldığı ve giderek birbirine karşıt bir şekilde parçalı ve hatta çoğu kez iktidara can veren bir konuma sürüklendiği görülmektedir. Ancak Gezi’den bu yana toplumsal muhalefet dinmemekte, çeşitli vesilelerle ve sürekli olarak kendini ortaya koymaktadır. Eksikliği duyulan, bu güçlerin hem birliği, birlikteliği, hem de somut konular etrafında kümelenerek birlikte tepki gösterme olgunluğudur. Her şeye karşın Gezi’den bu yana, bu yöndeki gereklilikler toplumsal ölçekte görülmekte, hissedilmektedir.

Birçok katmanı bulunan emekçiler, kadınlar, üniversiteliler, liseliler, Cerattepe örneğinde görüldüğü üzere bir bütün olarak halk, LGBTİ’ler gibi; kapitalizmin neoliberal dönem uygulamalarına, emperyalizme, faşizme, toplumsal yaşamı dinselleştirme ve gericiliğe karşı geniş muhalefet güçleri bulunmaktadır. Üstelik bu güçler irili-ufaklı daimi bir hareketlilik, eylemlilik içindedir. Toplumsal muhalefette yeni bir tepki birikimi ve kendini ortaya koyma süreci yaşanmaktadır. Muhalif kesimler, hem ayrı ayrı hem de birleşik olarak “kendimi/kendimizi nasıl ortaya koyarım/koyarız” arayışı, düşünüşü içindedir. Birliktelik yönünde çabalar, istemler artmaktadır. Bu noktada diğer demokratik güçler gibi TMMOB’ye de büyük görevler düşmektedir.

 

Toplumsal Muhalefetin Birliği ve TMMOB

TMMOB, bu gereklilik doğrultusunda, geçen dönemde olduğu gibi, toplumsal muhalefetin birliği, birleşik eylemliliği için üzerine düşen sorumlulukları önümüzdeki dönemde de yerine getirmek durumundadır. Ancak TMMOB bu sorumluluğu yerine getirirken, hiçbir siyasi gücün arka bahçesi durumuna düşmeyecek, bağımsızlığını koruyacak, emek ve demokrasi güçleriyle, emekten ve halktan yana olanlarla, onların örgütlü yapıları ile ilkeli birlikteliklere girecektir. Her türlü yapı ile olan ilişkide, anlamsız hiyerarşik eşitlik anlayışları yerine, bu yapıların toplum içindeki karşılıkları, işlevsellikleri, emek ve demokrasi mücadelesindeki konumlanışları, kısaca ülke, halk yararları ve TMMOB’nin çalışma ilkeleri temel ölçü olarak alınacaktır.

 

Demokrasi Mücadelesi ve TMMOB

1998 yılında Birliğimizin düzenlediği Demokrasi Kurultayı, TMMOB’nin demokrasi ve demokratikleşme sorununa meslek alanlarından hareketle, bütün boyutları ve bütünselliği içinde baktığını ortaya koymuştur. Demokrasi Kurultayı’nda ele alınan konu başlıklarının (TMMOB ve demokrasi, örgütlü toplum, Kürt sorunu, ulaşım ve trafik, yangın, deprem ve güvenlik, kentleşme, konut sorunu, barınma hakkı ve demokrasi, enerji, yerel yönetimler, tarım, doğal kaynaklar, orman, çevre ve maden, küreselleşme - bilim ve teknoloji, ekonomi, kalkınma, sanayileşme, çalışma yaşamı, insan hakları, demokrasi ve kavramının gelişimi, demokrasinin işleyişi) toplumsal yaşamın bütününü kapsaması itibariyle anlamlıdır. Bu kapsamlı yaklaşım ve 43. Dönem Çalışma Programı’nda demokrasi sorununa dair geliştirilen yaklaşım, TMMOB’ye, emek ve demokrasi mücadelesinde bundan sonra da yol gösterecektir.

Zira demokrasi halk yönetimi, halk egemenliği demektir ve halkın kendi siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamını belirlemek için iradesinin özgürce şekillenmesini gerektirir. Kendi yaşamlarının tüm yönlerine tam katılımı ve tam yetkiyi ifade eden demokrasi, insana saygı ve hukukun üstünlüğü üzerinde yükselir. Konu hem uluslararası belgeler kapsamında hem de sınıflar arası ilişkiler, çıkarlar, karşıtlıklar temelinde ele alınmalıdır. Sermaye egemenliği ve sermaye birikim süreçleri, zaten eksikli, biçimsel ve egemenler lehine düzenlenmiş olan demokrasinin sınırlarını daraltmakta, hatta ortadan kaldırmaktadır. Bu noktada demokrasi mücadelesi, emek, insan, eşitlik, bölüşüm ilişkilerinin hakça düzenlenmesi ve yönetimde gerçekten söz sahibi olma temelinde yürütülmelidir. Bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik, eşitlik, özgürlük ve demokrasi bir bütün olarak görülmelidir. Halkların barış içinde yaşaması, demokrasinin olmazsa olmazı olarak görülmelidir. Düşünce, ifade, örgütlenme, basın özgürlükleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması, farklı cinsel eğilimi olanların özgürlükleri bir bütündür, parçalanamaz. Hukukun üstünlüğü ilkesi, bu temeller üzerinde toplumsal yarar içeriğiyle anlamlanmalıdır.

 

Meslek Alanları ve Daha Etkin Bir TMMOB İçin

Birliğimizin 2003 yılında düzenlediği Mühendislik ve Mimarlık Kurultayı, örgüt misyonu, örgüt birimlerinin hizmet üretimi, mesleki yeterlilik, mesleki yetkinlik, mesleki eğitim, mesleki davranış ilkeleri ve mesleki denetim konularında TMMOB ve Odalarımıza bir yön çizmiştir. Bu çerçevede ve 43. Dönem Çalışma Programı’nda ifade edildiği üzere Birliğimiz, meslek ve uzmanlık alanları hukukunun geliştirilmesi, yetkilerin tanımlanması, örgütümüzde bazen var olabilen mesleki çelişkilerin giderilmesi amacıyla yapılacak çalışmalarda, kendi iç dinamikleri ile ortaya koyduğu ilkeleri göz önünde bulunduracaktır. TMMOB, her uzmanlık alanının, örgütün bütün kademelerinde kendisini ifade etme olanağının bulunmasını gözetecek, mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları arasında disiplinler arası çalışma gereksinmesinin bilincini yerleştirmek için çalışacak, mesleklerin gelişmelerine koşut olarak disiplinler arası çalışmayı özendirecek, kolaylaştıracak ve örgütleyecektir. Meslekler arasındaki yetki sorunları TMMOB tarafından çözülecek, Birlik bu yetkisini ilgili Odaların kararlarını ortaklaştırmayı hedefleyerek kullanacaktır.

TMMOB’nin onurlu yürüyüşü ve dik duruşu kesintisiz olarak sürecektir. TMMOB bu ülkenin bir nefes alma-verme alanıdır. Bu ülkenin ve bu ülke insanının önemli bir mevzisidir. Bu ülkenin, bu ülke halkının ve üyenin TMMOB’ye ihtiyacı vardır, bu ihtiyaç devam etmektedir. Bu ihtiyacın gereklerinin yerine getirilebilmesi için, TMMOB’nin Odalarına, Odaların Şubelerine, Şubelerin Örgütlü Üyeye ihtiyacı vardır. TMMOB, “güç görevler güçlü örgütlenmeler ile yerine getirilir” sözünü önemsemektedir. Bu düşünce ile daha demokratik, daha işlevsel, daha etkin bir TMMOB örgütlülüğü için örgüt içi tartışmaların düzenlenmesi, örgüt ile ilgili çeşitli konularda ilke kararlarının alınması ana çalışma alanlarından biri olacaktır. Bir yandan daha kurumsal bir örgütlenme için Birlik, Oda, Şube, Temsilcilik, İşyeri Temsilciliği, Örgütlü Üyelik ve İKK yapılanmaları güçlendirilirken diğer yandan ülkemizin ve insanlarımızın TMMOB’ye ihtiyacının karşılanması için Birliğimizin gerçek bir birlik, dayanışma, mücadele ortamı olmasına yönelik çabalar özenle sürdürülecektir.

Genel Kurul sonuçları, Sonuç Bildirisi ve aşağıda yer verilen Genel Kurul Kararlarına yansıdığı üzere, Birliğimiz, ülkemizin bu kritik olağanüstü döneminde önemli mesleki ve toplumsal sorumluluklar üstlenmiştir. Genel Kurulumuz, AKP faşizmine karşı ülkemizi, halkımızı, mesleğimiz ve örgütlerimizi koruma ve çağdaşlaştırma mücadelemizin süreceğini kamuoyuna ilan etmiş, bizlere somut güncel ve tarihsel görevler, sorumluluklar yüklemiştir.

Bu çerçevede ve özetle Birliğimiz;

  • Emek, halk, ülke, doğa düşmanı sömürü ve rant politikaları ile cumhuriyet, laiklik, demokrasi düşmanı, dinci-mezhepçi, totaliter faşizme karşı TMMOB’nin anti-emperyalist, kamucu, toplumcu, devrimci, demokrat, eşitlikçi, özgürlükçü belirlenim ve geleneklerine, bu dönemde de kararlılıkla sahip çıkacaktır.
  • Mesleki ve toplumsal sorumlulukları bir bütün olarak görme ve 1970’lerden bugünlere dek oluşturduğumuz demokratik mevzileri koruyup geliştirme temelinde; ülkemizi, halkımızı ve örgütsel yapımızı kökten bir şekilde dönüştürmeyi amaçlayan girişimlerin karşısında olacaktır.
  • Cumhuriyeti, demokrasiyi, laikliği, barışı, eşitliği, özgürlüğü ve adaleti, tarihsel koşulların gerektirdiği bir üst seviyede ve bir bütün olarak kazanmak için mücadele edecektir.
  • Emperyalizme, işgal ve savaşlara, faşizme ve gericiliğe karşı toplumsal muhalefet güçlerinin birliği için çalışacak; eşit, özgür, bağımsız, demokratik, laik, halkların refah, kardeşlik, barış içinde yaşayacağı, gericiliğin dogmatizminin alt edildiği, bilim ve tekniğin aydınlattığı başka ve yeni bir Türkiye mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.

TMMOB, yukarıdaki tespit, görev ve sorumluluklar çerçevesinde 44. Çalışma Döneminde (2016–2018) aşağıdaki Genel Kurul kararları doğrultusunda somut çalışmalar yapacak, mücadele edecektir.

 

AKP’nin “Yeni Anayasa” ve “Başkanlık Sistemi”ne Hayır

AKP’nin Yeni Anayasası; neoliberalizmin kurumsallaşması, kamu üretimi, kamu girişimciliği, kamusal denetim ve hizmetin tasfiyesi yanı sıra yasama ve yargının önemli ölçüde budanmış bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldıracak ve parlamentoyu, yürütme erkini tek kişi otoritesinin inisiyatifine tabi kılacak, diktatörlüğü kurumsallaştıracak, yeni tipte bir sermaye egemenliği, yeni tipte bir faşizm ve şeriat-hilafet anayasası olacaktır.

TMMOB; AKP’nin Yeni Anayasasına ve Başkanlık Sistemine karşı ikirciksiz olarak hayır diyerek, bu sürece karşı emek ve meslek örgütleri ile ortak mücadele hattının oluşturulması için sorumluluk alacaktır.

 

Laiklik için Gericiliğe Karşı Tavizsiz Mücadele

Laikliğe karşı gerici saldırılar ve bu yönde eğitsel, toplumsal düzenlemeler giderek hız kazanmıştır. Eğitim sistemi başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütünü, İslamcı-mezhepçi faşist kuşatma altında yeniden biçimlendirilmektedir. Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri olan laiklik yok edilmek istenmektedir. Laikliğin yok edilmesi ile insanlığın yüzyıllar boyunca sürdürdüğü aydınlanma mücadelesinin bize sunduğu kazanımlar kaybedilecek, toplum ve emekçiler koyu bir karanlığa sürüklenecektir.

TMMOB, aklın ve bilimin ışığına inanan mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü olarak gerici karanlık saldırılara teslim olmayacak, laikliğin yok edilmesine izin vermeyecek, laikliğin hayatın her alanında yeniden hâkim kılınması için tavizsiz bir şekilde mücadele yürütecektir.

 

10 Ekim 2015 Ankara Katliamının Hesabının Sorulması ve Sürecin Takip Edilmesi

10 Ekim 2015 tarihinde, Ankara'da DİSK, KESK, TTB ve Birliğimizin çağrıcılığında organize edilen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'nin toplanma alanı olan Tren Garı önünde saat 10.04'te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamı gerçekleştirilmiştir.

TMMOB, katliamı gerçekleştiren karanlık şeriatçı-faşist zihniyet ile hesaplaşılması, katliamın sorumlularının açığa çıkarılması ve hesap sorulması mücadelesini, önümüzdeki dönem içerisinde önemli bir gündem olarak ele alacak, bu süreç ile ilgili olarak 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ile dayanışma içerisinde olacaktır.

 

Kürt Sorununda Demokratik Çözüm ve Barış

Kürt sorunu, demokratik çözümün sağlanamamış olmasının bir sonucu olarak Ortadoğu’daki ve ülkemizdeki gelişmeler ile birlikte, 7 Haziran sonrası yeni bir boyut kazanmıştır. Savaş ve şiddet politikalarının yeniden egemen olması ile kentlerimizin yakılıp yıkıldığı; yüz binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı; binlerce asker, polis ve sivil yurttaşımızın hayatını kaybettiği bir trajedi yaşanmıştır, yaşanmaktadır. Bu süreç içerisinde ölümler kutsanmış ve milliyetçilik körüklenerek ülkemiz bir iç savaşın eşiğine sürüklenmiştir. Kürt halkına ölüm, sürgün ve katliamlar reva görülmüştür.

TMMOB; Kürt sorununda savaş ve şiddet politikalarının terk edilmesini ve demokratik çözümün mümkün olduğunu; kentlerimizde süren çatışmanın ve savaşın acilen sonlandırılmasını savunacak, Türkiye halklarının eşit yurttaşlık temelinde, kardeşçe ve bir arada yaşaması için emek, barış, demokrasi mücadelesini bir bütünlük içinde sürdürecektir.

 

Emperyalizmin Ortadoğu’yu Kan Gölüne Çeviren Politikaları ve Bağımsızlık Mücadelesi

Emperyalist güçler tarafından Ortadoğu bir savaş ve ölüm coğrafyası haline getirilmiştir. Emperyalizmin Ortadoğu’daki sömürü, savaş ve işgal politikalarının bedeli dünya halklarına canları ile ödetilirken, ülkemizi yönetenler de bu ölüm ve sömürü hattının içinde yer almıştır. Üsler gizli anlaşmalarla emperyalistlerin hizmetine sunulmuştur. Birçok kentimiz cihatçı terör örgütlerinin karargâhı haline gelmiştir. Akdeniz ve Ege kıyılarımız ise Suriye ve Ortadoğu’dan kaçan mültecilerin mezarlığına dönüşmüştür.

TMMOB, emperyalizme ve işbirlikçiliğe karşı mücadeleyi önemsizleştiren ve anlamsızlaştıran anlayışlarla mücadele edecek; ülkemizin ve bölgedeki her devletin bağımsızlığı ile iç işlerine karışılmaması ilkesinin uygulanmasını savunacak, emperyalizme karşı mücadeleyi emek ve demokrasi mücadelesi ile bütünlük içerisinde büyütecektir.

 

Doğanın, Kentlerin ve Yaşam Alanlarının Yağmasına Karşı Mücadele

Bugün ülkemizde egemen olan sermaye birikim politikaları, yoğun emek sömürüsü yanı sıra kentsel-kırsal ve kültürel-doğal varlıkların el değiştirmesi üzerinden arazi, mülkiyet ve imar düzenlemelerine dayanmaktadır. Doğamız, kentlerimiz, üretim ve yaşam alanlarımız geri dönüşü mümkün olmayan ve yaşamın sürdürülmesini riske atacak düzeyde sömürü-rant müdahaleleriyle tahrip edilmektedir.

TMMOB; sanayisizleşmeye, tarımsal üretimin tahribine; tarihi-kültürel varlıkların, doğal kaynakların, orman arazilerinin, kamu ve halka ait arazi ve mülklerin yağmalanmasına, rant eksenli kentsel dönüşüme, ülkenin kamusal birikiminin özelleştirilmesine karşı gerek hukuksal gerek toplumsal düzeyde mücadele edecek; doğasına, kentine, üretim ve yaşam alanlarının yağma ve talanına karşı mücadele eden halk ile dayanışma içerisinde olacaktır.

 

TMMOB Yasası’nı Değiştirmeyi Amaçlayan Girişimlere Karşı Mücadele

TMMOB Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikler; mühendislerin, mimarların, şehir plancılarının ve örgütümüz TMMOB’nin talebi değildir. Yapılmak istenen değişiklik, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporu ve önceki iki taslakta görüldüğü üzere, neoliberal dönüşüm sürecinin programlı bir uzantısı olarak, devasa rantların önünde oluşturduğu engelin bertaraf edilmesi ve TMMOB’nin demokratik bir kitle örgütü olma hüviyetinin, kamu kurumu niteliğindeki özerk meslek kuruluşu olma niteliğinin tasfiye edilmesi amaçlarıyla gündeme gelmektedir. AKP’nin arka bahçesi haline gelmeyen örgütümüzün parçalanması, etkisiz ve yetkisiz bir kurum haline getirilmesini amaçlayan girişimler, Cumhurbaşkanının iki ayrı konuşmasından da anlaşıldığı üzere önümüzdeki dönem de sürecektir.

TMMOB Yasası’nı değiştirmeyi amaçlayan girişimlere karşı mücadele önümüzdeki dönemde öncelikli temel görevlerimiz arasında yer alacaktır. İktidarların tasarruflarını kamusal-toplumsal-mesleki yarar süzgecinden geçiren, mesleki-bilimsel teknik doğrulara dayanarak ülkenin en karanlık dönemlerinde bile gerçekleri açıklamaktan geri durmayan TMMOB, Anayasa, hukuk ve örgütlü üyelerinden aldığı güçle ülke, kamu, halk, meslek yararlarını bütünlük içinde savunmaya devam ederek yasa değişikliğine, Birliğimiz ve Odalarımız olarak tam bir bütünlük içerisinde mücadele edecektir.

TMMOB, AKP iktidarının Birlik ve Odaları üzerinde vesayet kurmak üzere yaptığı tüm düzenlemelerin geri alınması, yeni girişimlerin teşhiri; Odaların özerk ve bağımsız yapılarının güçlendirilmesi; kamu-toplum yararı, kamusal hizmet, kamusal denetim için mücadelesine devam edecektir.

 

İşçi Sağlığı-İş Güvenliği ve İş Cinayetlerine Karşı Mücadele

İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri, sermaye çıkarları ve azami kâr güdüsü uyarınca ihmal edilmektedir. Uygulanmakta olan neoliberal ekonomi politikaları sonucunda iş güvencesi yok edilmekte, esnek çalışma biçimleri artmakta, çalışma koşulları ağırlaşmakta; özelleştirme, sendikasızlaştırma ve taşeronlaşma yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle iş kazaları ve iş cinayetleri, yaşadığımız büyük felaketlere rağmen her geçen yıl artmaktadır.

TMMOB; işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin sağlanması ve iş cinayetlerine karşı aktif mücadele ve insanca bir çalışma yaşamı için mücadeleyi, diğer emek - meslek örgütleri ile birlikte daha etkili biçimlerde kamuoyu gündemine getirecektir.

 

Kadınlara Yönelik Sömürü, Taciz, Tecavüz ve Kadın Cinayetlerine Karşı Mücadele

Anayasa’da “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” denmesine karşın kadınlar üzerindeki baskı ve sömürü, düzenin ve gericiliğin temel dayanakları arasındadır. Aile, eğitim, çalışma yaşamı, istihdam, kısaca bütün toplumsal yaşamda açıkça görülebilen olumsuzluklar, AKP iktidarında artmıştır. Cinsel saldırılar, kadınların maruz kaldıkları aşağılanmalar, günlük yaşamda her yerde ve mevzuatlarda sürmektedir. AKP iktidarında kadın cinayetlerinde 14 kat artış olması tesadüfî değildir. Zira bugün ülkemizi yöneten iktidar, laiklik karşıtıdır, dinsel bir toplum kurgusuna sahiptir, kadın-erkek eşitliğine inanmamaktadır; hemen her vesileyle kadınların bedenleri ve varlıkları üzerinde baskı ve “sahiplik” mekanizmaları oluşturmaya çalışmaktadır. Önce “3 çocuk” sonra “5 çocuk” söylemi, 4+4+4 gerici eğitim sistemi, “kürtajın vatana ihanet olduğu” vb. söylem ve uygulamalar, sermaye çıkarları ile gericiliğin ideolojik-kültürel, siyasal dünyasının nasıl uyuştuğunu göstermektedir.

TMMOB, kadın emeği, bedeni, maddi ve ruhsal yaşamı üzerindeki bütün sömürü ve baskı biçimlerine karşı mücadeleler içinde yer alacak, destekleyecek ve kadın özgürleşmesinin yanında yer alacaktır; meslektaşlarının uğradığı cinsiyetçi ayrımcılığa karşı mücadele edecektir.

 

Gerici Kuşatma Altında Çocuklarımızın İstismarına Karşı Mücadele

Gerici kuşatmanın en büyük hedeflerinden biri de geleceğimiz olan çocuklarımızdır. Dindar nesiller yetiştirme görünümü altında, vakıflar, illegal yurtlar ve tarikat evlerinde çocuklarımızın her geçen gün daha fazla istismar edilmesi söz konusudur. Çocuklara yönelik taciz-tecavüz ve eğitimde gericileşme hem özgüllükleri içinde hem de bir bütün olarak mücadele edilmesi gereken önemli başlıklardır.

TMMOB; eğitimde ve toplumsal yaşamda yayılan gericiliğin etkilerinin kırılması ve çocuklarımızın istismar edilmesine karşı yürütülen toplumsal mücadeleler içinde aktif olarak yer alacaktır.

 

Mülteci Sorunu ve Bu Soruna Bağlı Gelişen Sorunlarla İlgili Çalışma

Emperyalist sömürü ve işgal savaşları, milyonlarca insanı yaşam alanlarından göçe zorlamıştır. Bu zorunlu göç, başta Türkiye olmak üzere tüm dünyaya etki etmektedir. Mülteciler göç yollarında, çağdışı koşullarda hayatlarını kaybetmekte, ulaştıkları yerlerden sürülerek en temel insan haklarından bile mahrum bırakılmakta, AKP ve Avrupa Birliği’nin kirli pazarlığına kurban edilmektedir.

Mülteci nüfusun yoğunluğu, birçok siyasal sorun yanı sıra yerleşim ve kent sorunlarını da doğurmuştur.

TMMOB; mülteci sorunu ve bu soruna bağlı gelişen sorunları gündemine alacaktır ve gerekli çalışmaları yapacaktır.

 

Emek ve İnsan Odaklı Bir Çalışma Yaşamı Temelinde Esnek, Güvencesiz, Kuralsız Çalışma Biçimlerine Karşı Mücadele

Çalışma yaşamı her geçen gün acımasızlaşmakta ve sömürü yoğunlaşmaktadır. Emek ve insan odaklı, güvenceli bir çalışma yaşamı; mühendis, mimar ve şehir plancıları dahil bütün emekçiler için elzemdir. Esnek, güvencesiz, kuralsız ve sendikasız çalışma artık devlet eliyle geliştirilmektedir. “Özel istihdam büroları” da bu amaca, emek düşmanı düzene hizmet etmektedir.

TMMOB; emek ve insan odaklı bir çalışma yaşamı temelinde esnek, güvencesiz, kuralsız çalışma biçimlerine karşı mücadeleyi gündemine özel olarak alacak, özel istihdam büroları dahil emek düşmanı düzenlemelere karşı aktif mücadele edecektir.

 

Mühendislik, Mimarlık, Şehir Planlama Eğitiminin Düzenlenmesi

Mühendislik, mimarlık ve şehir planlama eğitiminde planlama anlayışından uzak biçimde açılan bölümler, bu bölümlerdeki nitelik ve nicelik itibarı ile yetersiz öğretim kadrosu ve yetersiz fiziksel altyapı, devlet üniversitelerinde sürekli artırılan öğrenci kontenjanları var olan sorunları giderek büyütmüş; mezun sayısındaki aşırı artış istihdam sorununu derinleştirmiş, mesleğin niteliksizleşmesine, mesleki kimliklerin erozyona uğramasına neden olmuştur.

TMMOB; 44. dönem içerisinde mühendislik, mimarlık ve şehir planlama eğitiminin mevcut durumunu analiz etmek, çözüm ve öneriler geliştirmek üzere çalışmalar yapacaktır.

 

TEMEL İLKELERİMİZ ve ÇALIŞMA ANLAYIŞIMIZ

TMMOB ve bağlı Odaları;

Mesleki demokratik kitle örgütüdür. Demokrat ve yurtsever karakterdedir. Emekten ve halktan yanadır. Anti-emperyalisttir, Yeni Dünya Düzeni teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır. Siyasetin dar anlamını aşar, yaşamın her olayını siyasetle ilişkili görür. Barıştan yanadır. İnsan hakları ihlallerine karşıdır, insanlık onurunun korunmasından yanadır. Örgütsel bağımsızlığını her koşulda korur, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan alır. Meslek ve meslektaş sorunlarının, ülkenin ve halkın sorunlarından ayrılamayacağını kabul eder. Politikanın oluşturulmasında ve uygulanmasında demokratik merkeziyetçi yöntemleri uygular. Karar alma süreçlerinde demokratik ve katılımcıdır. Bağlı Odaları ile birlikte mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek alanlarını düzenler, üyesinin ve halkın çıkarlarını korur. Sanayileşme ve demokratikleşme alanlarında durum tespitleri yapar, politikalar ve çözüm önerileri üretir. Ülkenin demokratikleşmesi için çaba sarf eder. Kamuoyu oluşturmaya yönelik çalışmalar içinde tartışmasız yer alır. Demokratik Kitle Örgütleri ve sivil toplum örgütleri ile ilkeli ve demokratik işbirliği içerisindedir.

TMMOB ve bağlı Odaları;

Toplumdan soyutlanmış seçkin mühendis ve mimarların örgütü değil, aksine toplumun içinde yer alan, onun bir parçası olarak toplumla etkileşim içinde bulunan, Temsili demokrasi alanının daraltılması ve biçimsel uygulamalar yerine, birlikte düşünme, birlikte üretme ve birlikte yönetme mekanizmalarını güçlendirici çabalara yönelen; Rant gruplarının otoriter, sınanamayan, hesap vermeyen yönetimlerin aksine, örgüt içi demokrasisi güçlendirilmiş, seçim dışında da katılım mekanizmalarını yaşama geçiren; Profesyonellerin ve uzmanların örgütü anlayışını reddeden; aksine kitle örgütü niteliği ile organlarına dayalı çalışmayı yürüten; Siyaset dışı kalma anlayışlarının tam tersine; her koşulda ve her zaman siyaset yapan, siyasetin dar tanımını aşan anlayışları yapıya egemen kılan; Üye ile ilişkilerini, devlet ve egemen kesimlerle olan ilişkilerinin önüne koyan, resmi otorite ile her türlü diyaloga ve işbirliğine açık ama işbirlikçi yaklaşımların dışında kalan; Örgüt işlevinin deforme edilmesi anlamındaki hizmet üretimini reddeden, aksine üyelerinin hizmetlerinin niteliğini yükseltecek düzenlemeler yapan, norm ve standartları oluşturan ve bunların gelişimine hizmet edecek şekilde denetleyen; Egemen kesim ve egemen kesim söylemleri ile ters düşmeme anlayışlarını reddeden; aksine, üyesinin söz ve kararlarda yetki sahibi olmasını sağlayan, Kamu hiyerarşisi içinde yer edinme ve örgüt etkinliklerini buna bağlama anlayışlarının yerine, örgütün kamuoyu önünde saygın yerini korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen, örgüt etkinliklerini kendi iç dinamikleri ve kendi kararları ile belirleyen; Meslek örgütü kavramını, demokratik kitle örgütü özelliğinin önüne çıkartarak, meslekçi eğilimleri güçlendiren anlayışların aksine, mesleki-demokratik kitle örgütü anlayışlarını yaşama geçiren; Her türlü yapılanma ve örgütlerle olan ilişkisinde, anlamsız hiyerarşik eşitlik anlayışları yerine, ilişkilerinde bu yapıların toplum içindeki işlevselliklerini ölçü olarak alan; Hiçbir üyesinin sorununu dışlamayan, ancak üyesinin büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli çalışan mühendis ve mimarların konumları gereği, ücretli çalışan kesimlerle ve onların örgütleri ile ilişkilerini güçlü hale getiren; Örgütün uluslararası ilişkilerini güçlendiren; Dünyayı, ülkeyi ve yaşamı tanıyan, anlayan ve ona göre politikalar üreterek yaşama geçiren bir çalışma anlayışı içerisindedir.

 

44. DÖNEM ETKİNLİKLERİ:

Gerçekleştirilecek etkinliklerin düzenleme kurulları ilgili Oda yöneticilerinden oluşturulacaktır. Düzenleme kurulunda yer alan yönetim kurulu üyesi TMMOB Yönetim Kurulu’na karşı sorumluluk üstlenecektir. Sekretaryası Odalara verilen etkinlikler, "TMMOB Adına Sekretaryası Odalar Tarafından Yürütülen Kongre, Kurultay ve Sempozyum Düzenleme Yönetmeliği" çerçevesinde yürütülecektir. Her etkinliğin sonucunda ortaya konulacak sonuç bildirisi kamuoyu bilgisine sunulacaktır. Dönem içerisinde gerekli görüldüğü durumlarda başkaca etkinliklerin yapılması da gündeme alınabilecektir.

11 Temmuz Teoman Öztürk’ü Anma Etkinlikleri  
16-17 Ağustos Depreme Duyarlılık Etkinliği
19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü (İKK’lar aracılığı ile)
3 Mart İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü (İKK’lar aracılığı ile)
Kent Sempozyumları (İKK’lar aracılığı ile)
TMMOB Enerji Sempozyumu (Sekretarya: Elektrik Mühendisleri Odası) 
TMMOB Sanayi Kongresi (Sekretarya: Makina Mühendisleri Odası)
TMMOB Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi (Sekretarya: Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası)
TMMOB Kadın Kurultayı (Düzenleme: Kadın Çalışma Grubu)
TMMOB Bilirkişilik Çalıştayı

 

44. DÖNEM ÇALIŞMA GRUPLARI

Çalışma gruplarının oluşumunda konuyla ilgili odaların temsilcileri, odalarınca bir asıl bir yedek üye şeklinde belirlenecektir. Toplantılara katılamayan asıl üyelerin yerine, yedek üyelerin katılımı odalarınca sağlanacaktır. Odalarca önerilecek çalışma grubu üyelerinin daha önce TMMOB ve/veya oda organlarında görev almış olmaları zorunludur. Ataması yapılan çalışma grubunun üyeleri, yapacağı ilk toplantıda kendi arasından bir başkan seçerek çalışmalarını sürdürecektir. Çalışma gruplarına gözlemci olarak TMMOB Yönetim Kurulu üyeleri katılacaktır. Her çalışma grubu öncelikle çalışma programını TMMOB Yönetim Kurulu onayına sunacaktır. Çalışma gruplarının sekreterlik hizmetleri TMMOB Genel Sekreterliği tarafından yürütülecektir.

Çalışma İzinleri İzleme Komisyonu:

TMMOB Yabancı Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Çalışma İzni ve Geçici Üyelik Müracaatlarının Değerlendirilmesinde Yapılacak İş ve İşlemler ile Değerlendirmede Usul Esas ve Koşulları Hakkında Yönetmelik gereği yapılacak çalışmaların yürütülmesi (Yönetmelik gereği ve yönetmelikte belirlenen şekli ile oluşturulacaktır).

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalışma Grubu:

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda TMMOB politikalarının belirlenmesi/geliştirilmesi, bu alanda hazırlanan kanun, tüzük, yönetmeliklerin takip edilmesi, görüş ve öneri oluşturulması, işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik eğitim programlarının hazırlanması, uygulamaya konulması, Eğitim ve Risk Belirleme Komisyonlarına katılacak TMMOB temsilcisinin yönlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılması, iş güvenliği uzmanlarının gerek mevzuattan gerek çalışma yaşamındaki kuralsızlık, esneklik ve güvencesizlik kaynaklı hızla büyüyen sorunlarına ilişkin çalışma yapılması (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Gıda Politikaları Çalışma Grubu:

5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ve bu kanuna bağlı olarak çıkarılacak yönetmelikler üzerine çalışma yapılması, gıda güvenliği anlayışının yerleştirilmesi, bilimselliğin sağlanması, mevcut aksayan denetim ve üretim sisteminde konu ile ilgili eğitim almış mühendislerin katkılarının artırılması, konu ile ilgili olarak odalar arası işbirliğinin geliştirilmesi (Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odalarının temsilcilerinden oluşturulacaktır).

LPG Çalışma Grubu:

5307 sayılı LPG Piyasası Kanunu’na göre LPG piyasasında görev yapan personele verilecek ülke genelindeki eğitim ve uygulamalarda birlikteliğin sağlanması ve yaşanacak sorunların hızlıca çözümlenebilmesi (Çevre, Kimya, Makina ve Petrol Mühendisleri Odalarının ve katılmak isteyen Odaların temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Bilirkişilik Çalışma Grubu:

Üyelerimizce yapılan bilirkişiliklerin geliştirilmesi ve 5 Mayıs 2005 tarihli ve 25806 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren TMMOB Bilirkişilik Yönetmeliği ve gündemde olan yasa tasarı üzerine çalışma yapılması (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Kadın Çalışma Grubu:

Kadına cinsiyetinden kaynaklı olarak uygulanan her türlü olumsuz davranış ve politikalara karşı mücadele yöntemlerini tanımlama ve görüş oluşturma, Kadın Kurultayı düzenlenmesi (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Yapı Denetimi Çalışma Grubu:

Yapı denetimi ile ilgili yasa ve yönetmelikler ile ilgili çalışma yapılması, konu ile ilgili TMMOB görüşlerinin oluşturulması/geliştirilmesi (İlgili Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Kamuda Çalışan Müh. Mimar. Şehir Pl. Özlük Hakları Komisyonu:

Kamuda çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının özlük hakları üzerine rapor hazırlamak, sorunları tespit etmek, hak kayıplarının giderilmesine yönelik mücadele yöntemlerinin oluşturulması (Kamu çalışanı Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Engelli Mühendis Mimar Şehir Plancıları Çalışma Grubu:

Engelli mühendis, mimar, şehir plancılarının sorunları ve çözüm yollarına ilişkin TMMOB görüşü oluşturulması (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Mesleki Denetim Çalışma Grubu:

2013’de yayımlanan TMMOB Mesleki Denetim Raporunun geliştirilmesi, mesleki denetimin tüm odalarca ortaklaştırılmasına ve içselleştirilmesine yönelik çalışmaların yürütülmesi. (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Mühendislik Unvanı, Denklik ve Yeterlilik Çalışma Grubu:

YÖK tarafından karmaşık hale getirilmiş bulunan mühendislik unvanı, denklik ve yeterlilik konusunda TMMOB raporu hazırlanması (Mühendis odaları temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Doğa ve Çevre Sorunları Çalışma Grubu:

Türkiye coğrafyasında uygulamaya konulan madencilik faaliyetleri, kimya-metalürjik tesisler, HES, RES, nükleer enerji santralleri, baraj, termik santral, çimento tesisleri, atık yakma tesisleri, enerji tesisleri, dere yataklarına, kıyı kenarlarına, ormanlara müdahale gibi projelerden kaynaklı olası çevre sorunlarının tespiti, toplumun konu ile bilgilendirilmesine yönelik raporların hazırlanması, olası dava süreçleri için teknik dosyaların hazırlanması (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Ücretli, İşsiz ve Emekli Müh. Mimar. Şehir Pl. Çalışma Grubu:

TMMOB’nin ücretli, işsiz ve emekli üyelerinin; sorunlarını araştırmak, hak ihlallerinin giderilmesi, yaşam standardının yükseltilmesi ve toplumsal yaşamın ihtiyaçlarına uygun bir sosyal güvenlik sisteminin tesisi için çalışmalar yapmak, çözüm üretmek (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

TMMOB Enerji Çalışma Grubu:

Enerji kaynakları, enerjinin temini, kullanımı, özelleştirme süreçleri, yasal süreçleri ve mevzuatı konularında her türlü çalışmanın yapılması, belge ve bilgilerin toplanması ve yayımlanması, “TMMOB Enerji Raporu”nun geliştirilmesi, konu ile ilgili merkezi ve bölgesel toplantıların düzenlenmesi, panel/seminer/açık oturum/konferans vb. etkinliklerinin düzenlenmesi (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Müh. Mimar, Şehir Pl Eğitimi Çalışma Grubu:

Mühendislik, mimarlık ve şehir planlama eğitiminin mevcut durumunu analiz etmek, çözüm ve öneriler geliştirmek üzere çalışmalar yapılması. (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Mevzuat İzleme ve Geliştirme Çalışma Grubu

Meslek uygulama alanlarımız ve meslektaşlarımızla ilgili mevzuatların izlenmesi ve görüş oluşturulması yönünde çalışmalar yürütecektir. (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Savaşın Etkilediği Kentlerin Yapısal Sorunları Çalışma Grubu

Çatışmaların tahrip ettiği kentlerde yaşananları tespit etmek ve çözüm önerileri geliştirmek üzere çalışmalar yürütecektir. (Oda temsilcilerinden oluşturulacaktır).

Yönetim Kurulumuz özellikle 44. Dönem genel kurul kararları ve odalarımızdan gelen öneriler gereği öncelikli olarak yukarıdaki çalışma gruplarını kurmuştur. Dönem içerisinde ihtiyaçlar, meslek alanlarımızda ve ülkemizdeki gelişmeler ışığında yeni çalışma grupları oluşturacaktır.

 

44. DÖNEM ÇALIŞMA BİRİMLERİ:

Her birimin kendine özgü oluşum şekli ve çalışma tarzı Genel Sekreterlikçe düzenlenecektir. Tüm birimlerin çalışmaları ayrı ayrı olmak üzere, her TMMOB Yönetim Kurulu toplantısında Yönetim Kurulu üyelerinin bilgi ve değerlendirmesine sunulacaktır.

Hukuk Birimi: Meslek alanlarımıza, örgütlülüğümüze, Odalarımıza ve üyelerimize yönelik her türlü yanlış uygulamalara ve yaptırımlara karşı girişimlerde bulunmak üzere ön hazırlıklar yapılması, TMMOB Yönetim Kurulu’nca gerekli görülen her konuda açılan ya da açılacak davalar için gereğinin yapılması, meslek alanlarımız ve örgütlülüğümüze ilişkin TBMM’de gündeme getirilen/getirilecek taslak, tasarı ve yasalar ile ilgili ön hazırlıkların oluşturulması, örgütümüzün ve kamuoyunun bilgilendirilmesi.

Basın-Yayın-Arşiv-Dokümantasyon Birimi: Basın açıklamalarının yazılması ve basın toplantılarının düzenlenmesi, yapılan açıklamaların duyurulması ve yayımlatılması; yayımlarımıza herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir biçimde gerçekleşmesi için standartlaşma çalışmalarının yapılması; gazete, TV ve internet haberciliği arşivinin ve web sayfasının düzenlenmesi, güncel tutulması; Birlik Haberleri hazırlanması ve yayımlanması; yayımlanacak kitapların hazırlık, basım ve dağıtım işlerinin yapılması, Mevcuttaki tüm belgelerimizin açığa çıkarılması, kullanılabilirliğinin sağlanması, belgelerimize ilişkin geleceğin planlanması.

 

44. DÖNEM ÖRGÜT İÇİ TOPLANTILARI:

Dönem içerisinde aşağıda tanımlanan toplantıların yapılması sağlanacak, katılımların tam olmasına özen gösterilecektir.

TMMOB Danışma Kurulu: TMMOB Genel Kurulundan sonraki en önemli Birlik Organı olarak düşünülen Danışma Kurulu toplantıları yılda iki kez gerçekleştirilecektir. Danışma Kurulu toplantılarının yanı sıra, gerekli görülen konular üzerine, Bölgesel Danışma Kurulları da dönem içerisinde gerçekleştirilecektir.

TMMOB Yönetim Kurulu ile İKK Bileşenleri: Her İKK ile dönem içerisinde en az bir kere bir araya gelinecektir.

TMMOB Yönetim Kurulu ile TMMOB Denetleme Kurulu: Dönem içerisinde TMMOB Yönetim Kurulu ile TMMOB Denetleme Kurulu üyeleri ortak toplantısı iki kez düzenlenerek durum değerlendirmeleri yapılacaktır.

TMMOB Yönetim Kurulu ile Odaların Yönetim Kurulu Başkanları: TMMOB Yönetim Kurulu ile Odalarımızın Yönetim Kurulu Başkanları gerekli durumlarda toplanacaktır. Birlikte üretme, birlikte karar alma, birlikte yönetme ilkesinin yaşama geçirilmesinde önemli bir araç olduğu bilinen bu toplantıların bilgilendirme ve değerlendirme dışındaki gündemi, katılımcılarla birlikte belirlenecektir.

TMMOB Genel Sekreteri ile Oda Yazman (Sekreter) Üyeleri: Olağanüstü veya gereklilik durumları dışında dönem içerisinde iki kez toplanması sağlanacaktır.

TMMOB Saymanı ile Oda Saymanları: Olağanüstü veya gereklilik durumları dışında dönem içerisinde iki kez toplanması sağlanacaktır.

TMMOB Yüksek Onur Kurulu ile Oda Onur Kurulları Üyeleri:

Dönem içerisinde TMMOB Yüksek Onur Kurulu ile Oda Onur Kurulları Üyeleri ortak toplantısı yapılacaktır.

 

44. DÖNEMDE YAYIMLANACAK KİTAPLAR:

TMMOB Yasa ve Yönetmelikleri 
Mühendislik ve Mimarlık Öyküleri VIII 
Gerçekleştirilecek etkinliklerin kitapları

Ayrıca dönem içerisinde gerekli görüldüğü durumlarda başkaca kitapların ve TMMOB raporlarının yayımlanması da gündeme alınacaktır.

 

44. DÖNEMDE TEMSİL EDİLECEĞİMİZ PLATFORMLAR VE KURULUŞLAR:

Dönem içerisinde aşağıda tanımlanan kurum ve kuruluşlarda önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de TMMOB temsil edilecektir. Temsil edildiği platform, kurum ve kuruluşlar ile ilişkiler ve mevcut durumlar örgüt içine ve kamuoyuna duyurulacaktır.

Avrupa Ulusal Mühendislik Birlikleri Federasyonu (FEANİ)
Dünya Mühendislik Örgütleri Federasyonu (WFEO)
Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Mühendislik Birlikleri Organizasyonu (COPISEE) 
Mühendislik Dekanları Konseyi (MDK)
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) 
Tüketici Konseyi 
Türk Patent Enstitüsü 
Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) 
Karayolları Trafik Güvenliği Kurulu 
Türk Loydu
Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN)
Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu 
Türk Tasarım Danışma Konseyi
Kalite ve Çevre Kurulu
Sosyal Güvenlik Kurumu
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi
Sürdürülebilir Yeşil Binalar ile Sürdürülebilir Yerleşmelerin Belgelendirilmesine Dair Yönetmelik’te Belirlenen Daimi Komite

 

44. DÖNEM MALİ DURUM:

Genel Kurulda kabul edilen bütçe öngördüğümüz çalışmaların yapılabilmesi için gerekli ve yeterli bir bütçedir. Odalarımızın bu bütçenin gerçekleşmesi için gerekeni yapacaklarını biliyoruz.