ASANSÖR SEMPOZYUMU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

14.10.2016

Elektrik Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası İzmir şubelerinin işbirliğiyle düzenlenen Asansör Sempozyumu 13-15 Ekim 2016 tarihlerinde Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi.

“Yapı ve Asansör” ana temasıyla düzenlenen sempozyum kapsamında otuz altı bildirinin sunulduğu 9 oturum, bir panel ve iki seminerin yanı sıra asansör ve yürüyen merdiven/bantlar üzerine çocuk eğitimi konulu bir kurs da düzenlendi.

Sempozyum açılış töreni öncesinde Prof. Dr. Firuz Balkan, Prof. Dr. Engin Çakır ve Bülent Çarşıbaşı’ndan oluşan "Grup FEB" tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi.

Sempozyumun açılışında sırasıyla; MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Gacaner Ermin, EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz birer konuşma yaptı.

Kürsüye ilk olarak gelen MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Gacaner Ermin, asansörlerin insan yaşamını kolaylaştıran taşıma araçları olduğunu vurgulayarak, “Hızlı gelişmeler ve değişim, güvenlik, konfor, enerji verimliliği gibi konular asansörlerde mühendisliğin önemini gittikçe arttırmaktadır” diye konuştu. EMO ve MMO’nun asansör sektörüne yönelik çalışmalarını meslek, üye ve toplum yararı çerçevesinde yoğunlaştırdığını ifade eden Gacaner Ermin, sempozyumda öncelikle teknolojik gelişmeler irdelenerek, yasal düzenlemelerin ve standartların etkilerinin tartışılacağını kaydetti.

EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş ise, yaşanan ölümlü kazaları hatırlatarak, “Elbette asansör projesi ve uygulaması bir mühendislik işidir, ancak mühendislerimiz bu çerçeveye hapsedilmemelidir. Bu alandaki yetişmiş iyi eğitimli işgücümüz aynı zamanda Ar-Ge yapacak, teknoloji geliştirecek niteliktedir. Bu gidişatı tersine çevirmek için bilgi odaklı yeni bir ekonomik düzene ihtiyaç vardır. Gerçek anlamda bir ekonomik gelişme için atıl bırakılan mühendislik kapasitemizi Ar-Ge ve teknoloji geliştirme de kullanmak dışında bir seçeneğimizin bulunmadığını bu kürsüden bir kez daha vurgulamak isterim. Sektörde sahip olunan bilgi ve deney birikiminin uygulamaya ve katma değere dönüştürülmesi için yerli malzeme üretim ve kullanımının teşvik edilmesi gerekir” diye konuştu.

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ise konuşmasına "İki yılda bir düzenlediğimiz bu sempozyumu, 2014 yılında bulunduğumuz koşullardan çok daha acı olaylar yaşadığımız, üzüntü ve kaygılarımızın tarifsiz boyutlara ulaştığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz" ifadeleriyle başladı. Canlı bombalar, patlamalar, katliamlar, darbe girişimi ve ardından OHAL sürecinin yaşanmaya başlandığını hatırlatan Yeşil, “Her gün ölen canlara ağıt yakılan bir ülke konumuna getirildik. Ülkemiz Ortadoğu’daki savaş bataklığının içine çekildi. Kürt sorunu emperyalist ülkelerin enerji kaynaklarına erişim pazarlıklarına terk edildi” diye konuştu.

OHAL’le birlikte demokrat ve yurtsever kişi ve kurumlara yönelen baskının artığına ilişkin örnekler veren Yeşil, “Şimdi OHAL ortamında fiili olarak yarattıkları başkanlık sistemini yeniden piyasaya sürüyorlar. İnsanları hiç yerine koyan öyle pervasız ve arsız tutumlara maruz kalıyoruz ki bunu anlatmaya gerçekten kelimeler yetmiyor. Bir ülkenin Başbakanı, bir ülkenin muhalefet partisi lideri çıkıp diyor ki; ‘Bugün yapmamız gereken fiili durumu yasal hale getirmektir. Bunun yolu da yeni anayasadır, başkanlık sistemidir’ Yani bu bir suç duyurusudur aslında. Biz yasadışı davranıyoruz demektir” şeklinde konuştu.

Yeşil, asansör sektörünün 1950’lerden sonra yapılaşma sürecinde yaşanan artışa paralel olarak hareket kazandığını belirterek, “İlk başlarda tamamen ithalata dayalı olan sektörde bugün montaj ve aksam imalatı alanlarında yerli üretimin arttığı bir yapıyı gözlemliyoruz. Artan iş hacmi ile birlikte bu alanda yaklaşık olarak 20 bini teknik olmak üzere 23 bin kişinin çalıştığı raporlara yansıyor. Ancak yıllar itibariyle istihdam sayısındaki artış mühendis istihdamına yansımamaktadır. Alanın sağlıklı gelişmesi ve asansörlerde yaşanan kazaların önüne geçilmesi için anahtar bir kavram olan ‘mühendislik’ ne yazık ki aşama aşama geriletilmiştir” dedi.

Yeşil’in ardından kürsüye çıkan MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ise konuşmasına, asansörlere dair tüm süreçlerin mühendislik hizmetlerine ait olduğunu belirterek ve bu hizmetlerin yeterliliği Odalarca belgelendirilmiş mühendislerce yürütülmesinin önemine vurgu yaparak başladı.

MMO’nun konuya ilişkin faaliyetlerini özetleyen Çakar, “Odamız bu amaçla çok yönlü çalışmalar yürütmektedir. İletim teknolojileri alanındaki yayın eksikliğini giderecek, toplumsal bilinç oluşturacak birçok kitap ve broşürün basımı, seminer, söyleşi ve kurslar, bütün tarafları bir araya getiren kongre ve sempozyumlar, onaylanmış kuruluş çalışmaları ve duyarlı belediyelerle yapılan protokoller sonucu asansörlerin periyodik kontrolleri, bu çalışmalarımızın başında gelmektedir” dedi.

MMO’nun yürüttüğü eğitim ve belgelendirme çalışmalarına ilişkin bilgi veren Çakar, “Ülke çapındaki meslek içi eğitim merkezlerimizde, asansör avan proje hazırlama konusunda 9 bin 380, asansör uygulama konusunda ise 5 bin 183 üyemiz akredite personel belgelendirme kuruluşumuzca belgelendirilmiştir” dedi. Muayene mühendislerinin yetkilendirme eğitimleri için şubelerde eğitim ve sınav merkezleri oluşturulduğunu belirten Çakar, asansör montaj ve bakım personelinin belgelendirilmesi için de Mesleki Yeterlilik Kurumu kapsamında yetkilendirme sürecinin devam ettiğini bildirdi. Asansör firmalarına yönelik son muayene, tasarım ve montaj kuralları, iş güvenliği, risk değerlendirmesi ve kalite yönetim sistemi eğitimlerinin de yapıldığını kaydeden Çakar, periyodik kontrollere ilişkin MMO’nun tüm şubelerini kapsayacak şekilde akredite edildiğini vurguladı.

Alandaki mühendislik hizmetlerinin yasal düzenlemelerle güvence altına alınması gerektiğini kaydeden Çakar, mevzuat değişikliğiyle alanda yaratılan karmaşayı ise şöyle anlattı:

"Son 19 yılda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından altı adet Asansör Yönetmeliği yayımlanmıştır. 1995 tarihli yönetmelikte asansör imalat, montaj ve bakım firmalarının mühendis istihdam etmeleri ve bu mühendislerin Odalarından Büro Tescil Belgesi alması zorunlu tutulmuşken, yürürlükteki yönetmeliklerde bu konular boşlukta bırakılmıştır. Bazı çevreler olaya ticari boyutta yaklaşmakta, asansör firmalarında mühendis çalıştırılmasına ve Mühendis Odalarının mesleki denetim süreçlerinde yer almasına karşı çıkmaktadırlar. Bilim, mühendislik ve kamu denetimini dışlayan böylesi bir düzenleme, asansörlerde denetim eksikliğinden kaynaklı can ve mal kayıpları ile standart dışı uygulamaları daha da artıracağı gibi ulusal asansör sanayimizi de baltalayarak, sektörde hizmet veren yüzlerce mühendisin işten çıkarılmasına sebep olmaktadır."

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise son bir yılda yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, “Ülkemiz son bir yılda hızla karanlık bir girdabın içine çekiliyor. Yüzlerce insanın hayatına mal olan saldırılar, düğün evlerinde, otobüs duraklarında yitirilen canlar ve en son 15 Temmuz darbe girişimi ile bugünlere gelen bir süreç… Bu sürecin yaratıcılarını çok iyi biliyoruz. Türkiye’yi gericileşme, piyasalaştırma ve baskıyla bugünlere getirenleri; laik yaşamı adım adım bitirerek, Suriye`deki ateşe odun taşıyarak ülkemizi cihatçı örgütlerin merkezi haline getirenleri; ülkemizde barış ve bir arada yaşama umudunu yok edenleri biliyoruz” dedi.

Darbe girişimin savuşturulmasının ardından bu kez OHAL ile “sivil” bir darbe ortamı yaratıldığını ifade eden Koramaz, OHAL ilanı sonrasında yaşanan süreci şöyle değerlendirdi:

"OHAL ile Meclis devre dışı bırakılarak, ülkemiz Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilmeye başlandı. OHAL’e dayanılarak aralarında üyelerimizin de bulunduğu on binlerce kamu emekçisi görevden alındı, televizyon kanalları karartıldı, basına ve muhalif kesimlere baskılar arttı. MGK’da alınan tavsiye kararı ile OHAL’in uzatılması, hatta Saray’a bakılacak olursa bir yıldan fazlaya çıkarılmak istenmesi, ülkemizin tüm yönüyle fiili bir başkanlık sistemine teslim edilmesidir. Ülkemizin ihtiyacı OHAL değildir. Ülkemizin tek ihtiyacı, koşulsuz şartsız acil demokrasidir!”

TMMOB’nin her zaman olduğu gibi sivil diktaya, gericiliğe ve antidemokratik uygulamalara karşı durduğunun altını çizen Koramaz, TMMOB’nin emek ve demokrasi eksenli çalışmalarının yanında meslek alanlarına ilişkin bilimsel ve teknik çalışmaları da sürdürdüğünü vurguladı.

Sektörün tüm bileşenlerini bir araya getiren sempozyumun, asansör sektörünün gelişimine katkı sağlayacağını ifade eden Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ülkemizde kentsel dönüşüm projeleri ve dikey yapılaşmanın artması ile birlikte asansör sektörünün gelişimi de daha fazla önemli hale gelmiştir.

Asansör tasarımı, projelendirilmesi, montajı, periyodik kontrolü elektrik ve makine mühendisliği disiplinlerinin konusuna girmektedir ve bu alanda çalışacak meslektaşlara yönelik eğitim ve belgelendirme faaliyetleri de Odalarımızca yürütülmektedir. Elbette, güvenli, verimli, konforlu ve ekonomik asansör hizmeti sunumunda bu eğitimlerin önemi büyüktür. Sektörün gereksinim duyduğu nitelikli ara eleman yetiştirme konusunda da Odalarımıza görev düşmektedir.

Ülkemizde her yıl asansör facialarında birçok vatandaşımız yaşamını yitirmekte, birçoğu engelli olmaktadır. Bunun nedeni asansör denetimlerinin yeterli kalite ve sıklıkta yapılmamasıdır.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yetkili montaj ve bakım firmalarına yönelik denetimleri genişletmesi ve “merdiven altı” tabir edilen bakım firmalarının faaliyetlerini engellemesi elzemdir.

Periyodik kontrol sonucu uygunsuz bulunan asansör ve bakımcı firmalara Bakanlıkça yaptırımda bulunulması ve periyodik kontrollere ilişkin bakım firmalarının sorumluluklarının artırılmasının gerekliliği tartışılmazdır.

Asansör yönetmeliklerine ve standartlara uygun üretim ve bakım, piyasa gözetim ve denetimi ile periyodik kontrol uygulamalarında yaşanan sorunların çözümüne ilişkin etkin koordinasyon zeminlerinin yaratılması önem taşımaktadır.

Sektörün disipline edilebilmesi için Bakanlığın PGD kapsamında asansör ve montaj firması denetimleri yanı sıra onaylanmış kuruluşları da denetlemesi ve bu konuda hazırlıklarını sürdürdüğü mevzuat çalışmalarını ivedi olarak yayımlaması gereklidir.

Ülkemiz, iş kazaları açısından Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer almaktadır. Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında ülkemizdeki şantiyelerin güvenlik kültürü açısından son derece zayıf olduğu bilinen bir gerçektir. Son yıllarda yüksek katlı toplu konut inşaatlarında meydana gelen asansör kazalarıyla bu durum bir kez daha tescillenmiştir.

Bu çerçevede; asansörlerle ilgili olanlar da dahil olmak üzere tüm firmaların çevre, sağlık ve emniyet yönetim sistemlerinin kurulması, asansör firmalarının şantiyeleri için iş emniyeti konusunda kuralların belirlenmesi, çalışanların eğitilmesi, kuralların uygulanmasının sürekli olarak denetlenmesi önemlidir”