TMMOB HİDROELEKTRİK SANTRALLER RAPORU

Sunuş

Tüketimi gelişmişliğin göstergesi olan enerji, güç ve teknolojik gelişmenin aracı olarak sunulmaktadır. Bu anlamda enerji kaynaklarına ve yönetimine sahip olmak çok önemli bir duruma gelirken, enerji kaynaklarını her bakımdan kontrol edebilecek yasa ve yönetmelikler ile süreç yönetilmeye çalışılmaktadır.

Temiz ve yerli bir enerji kaynağı olan hidroelektrik enerjinin kullanılması enerji politikalarının oluşturulmasında önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, su gücüne bağlı enerjinin elde edilmesinde suyun öncelikli kullanımı söz konusu olduğundan suya bağlı ekolojik ve kültürel değerler mutlaka dikkate alınmalıdır.

TMMOB, su gücünden enerji elde edilmesini yıllardır savunan bir meslek örgütü olmuştur. Ancak, özellikle son yıllarda ortaya konan HES‘ler enerji ihtiyacının giderilmesi konusunda önemli bir değer yaratmadığı gibi ekolojik ve kültürel anlamda birçok sorunu da beraberinde getirmektedir.

Küresel iklim değişiminde enerji üretiminden kaynaklı etkinin azaltılması amacıyla yenilenebilir enerji ve temiz enerji kaynaklarına yönelinmeye başlanmıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde hidroelektrik enerji üretiminin artırılması, iklim değişiminin etkisinin azaltılmasında önemli olarak görülmektedir. Ancak su kaynaklarının korunmaması ve suyun sürekliliğinin engellenmesi durumunda iklim değişiminin bile oluşturamayacağı olumsuzlukların, daha kısa sürede ve çok daha etkili olarak ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Son yıllarda enerjinin serbest piyasaya açılması nedeniyle hidroelektrik tesislerine ilişkin toplumsal tepkiler yoğunlaşmaya başlamıştır. HES‘ler konusundaki toplumsal tepkiler "suyumuza sahip çıkıyoruz" söylemiyle gündemimize yerleşmiş durumdadır. Uygulamalardaki sorunları yerinde gören ve yaşayan halkın taleplerinin karşılanması ve kaygılarının giderilmesi konusunda gerekli adımlar atılmazken, halkın tepkisi emniyet güçlerince bastırılmaya çalışılmaktadır. Yaşamını savunmak için tepkisini ortaya koyanlar bazen çok tuhaf/ anlamsız cezalar ile ödeyemeyecekleri para ya da hapis cezalarına çarptırılmaktadırlar. Bu uygulamalar, ekolojik ve kültürel yaşamın yok edilmesinin yanı sıra yaşam hakkına sahip çıkan halka uygulanan şiddetin de artarak devam ettiğinin göstergesidir.

Birliğimiz bugüne kadar enerji konularında hazırladığı değişik raporlarda hidroelektrik enerjiye ilişkin yaklaşımını açıkça ortaya koymuştur. Enerjinin serbest piyasa koşullarına terk edilmesi konusunda yaşanabilecek olan birçok soruna raporlarımızda dikkat çekilmiştir. Ancak hidroelektrik ile ilgili uygulamalar, son yıllarda özellikle nehir tipi santraller ile çok daha farklı bir boyuta ulaştığından, Birliğimiz özellikle HES konusunda ayrı bir rapor hazırlanmasına gerek görmüştür.

Bu raporun hazırlanmasında emeği geçen Enerji Çalışma Grubu üyelerine, İsmail Küçük, Olgun Sakarya, Adem Uluşahin, Şuayip Yalman, Niyazi Karadeniz, Ayhan Sarıdikmen, Recep Kızılkoca,  Ergül Ayaz, Hasan Şevki Çiftçi, Şule Ergün, Ege Kaska, Mustafa Münir Atagün, Menşure Işık, Fatma Berna Vatan, Hüseyin Yeşil, Alaeddin Aras, Ayşe Işık Ezer ve Bülent Akça arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

TMMOB dünyanın, ülkemizin, insanımızın ve üyelerimizin içinde bulunduğu bugünkü  koşullarda, bir meslek örgütüne, bir mesleki demokratik kitle örgütüne düşen görevlerin güçlüğü, büyüklüğü ve bunlara karşı sorumluluklarının bilinciyle çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.

Mehmet Soğancı
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Ekim 2011