TARIM İŞÇİLERİNİN FITRATI; YA YOLLARDA YA DA SAĞLIKSIZ ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN ÖLÜM!
TMMOB Kadın Çalışma Grubu, Manisa'da mevsimlik tarım işçilerinin trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi üzerine 7 Temmuz 2015 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
TARIM İŞÇİLERİNİN FITRATI; YA YOLLARDA YA DA SAĞLIKSIZ ÇALIŞMA ŞARTLARINDAN ÖLÜM!
Güvencesiz ve insanlık dışı çalışma koşullarının sistem haline getirildiği ülkemizde, olağanlaşan iş cinayetlerinin sonuncusunu; tarım işçilerine dayatılan çağdışı çalışma koşulları nedeniyle Manisa’da bir kez daha acı bir şekilde yaşadık. Manisa Gölmarmara'da, üzüm ve mısır üretimiyle geçinen Salihli'nin Çökelek köyünden açık kasa kamyonette taşınan 13'ü kadın1'i çocuk olmak üzere 15 tarım işçisi trafik kazasında hayatını kaybetti, 2 kişi ise ağır yaralandı.
Hemen her sektörde kanıksanan iş cinayetleri; insana verilen değer ile değil, rakamlarla değer bulmakta ve basında yer almaktadır. Barınma, ulaşım, beslenme, altyapı gibi asgari insanca yaşama koşullarının neredeyse hiç olmadığı tarım sektöründe, mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşulları, AKP döneminde ortaçağ kölelik koşullarına dönmüştür.
Adıyaman ve Isparta Yalvaç’taki mevsimlik tarım işçilerinin, Soma’da, Ermenek’te, Şırnak’taki madencilerin, Mecidiyeköy’deki inşaat işçilerinin ya da hemen her gün bir ya da iki kişinin bir iş yerinde hayatını kaybetmesi, iktidarın işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki aymaz tutumunu ortaya sermektedir.
Duble yollarının, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun hiç bir şey ifade etmediğini bir kez daha gördük.
Bu bir kaza değildir, bu bir kader değildir, bu bir katliamdır.
Tarım işçileri İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun dışında bırakıldığı için,
Dışa bağımlı tarım politikaları uygulandığı için,
Yoksullaştırılan köylüler ucuz işgücü haline getirildiği için,
Güvencesiz, çok düşük ücretlerle uzun süreli çalışmaya mahkûm bırakıldıkları için,
Bu katliamın sorumlusu iktidardır.
Ölenlerin çoğunluğunun kadın olması da bir tesadüf değildir. Kayıt dışı çalışma oranının % 80’lere ulaştığı tarım sektöründe çalışanların büyük bir kısmını kadınlar oluşturmaktadır. Bu insanlık dışı koşullar altında hiçbir sosyal güvencesi olmadan, uzun süreli düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılan kadınlar, tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de ağır bedeller ödemektedir.
Herhangi bir nedenle her gün en az beş kadının erkek şiddetine maruz kaldığı, en az bir kadının öldürüldüğü ülkemizde; katillere tahrik indirimi veren, 13 yaşındaki kız çocuğunun rızası olduğunu söyleyebilen yargı; iş cinayetlerinde de benzer tutum içinde sermayeden, patronlardan ve siyasi sorumlulardan yana kararlar verebilmektedir.
Gerici zihniyetle beslenen, kadınları eğitimden, çalışma ve toplumsal yaşamdan kopararak, küçük yaşta imam nikâhını meşrulaştıran, güvencesiz ve ucuz işgücü haline getirmek isteyen, ölümü kader haline getiren emek ve kadın düşmanı tüm politikaları reddediyoruz.
Her geçen gün daha da artan sosyal güvencesiz, düşük ücretli kayıt dışı istihdamı, kader haline getirilen yoksulluğu, işsizliği ve fıtrat ile gerekçelendirilen iş cinayetlerini durdurmak için derhal gerekli düzenlemeler yapılmalı, sorumlular acilen cezalandırılmalıdır.
İktidarın dayattığı güvencesiz koşullar nedeniyle kaybettiğimiz tüm işçilerin ailesine başsağlığı, yaralı olanlara da acil şifalar diliyoruz.
Bizler evde, sokakta ya da çalıştığımız yerlerde kadınlar olarak yaşadığımız baskı, şiddet ve sömürünün arkasında erkek egemen kapitalist düzen olduğunu biliyoruz.
Sosyal adalet için, iş güvencesi için, eşit işe eşit ücret için, fırsat eşitliği için, işsizlik, yoksulluk ve şiddete karşı durmak için, sözümüzü her yerde söylemeye ve mücadelemizi Haziran'ın izinde büyütmeye devam edeceğiz.
TMMOB Kadın Çalışma Grubu