MİMARLAR ODASI: “VARLIK FONU” TEHDİDİ ALTINDAKİ KAMU VARLIKLARIMIZI VE YAŞAM DEĞERLERİMİZİ SAVUNMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ!

08.02.2017

Mimarlar Odası, 08 Şubat 2017 tarihinde, kamu kuruluşu ve birçok arazinin Varlık Fonu`na devredilmesi ve Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketine ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

“VARLIK FONU” TEHDİDİ ALTINDAKİ KAMU VARLIKLARIMIZI VE YAŞAM DEĞERLERİMİZİ SAVUNMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ!

 

“15 Temmuz” fırsata çevrilerek 21 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen “OHAL” sürecinde çıkarılan KHK’lar yoluyla merkezi-otoriter düzenlemeler yürürlüğe girmiştir. Bu anlayışla toplumsal ve sosyo-kültürel yapı değiştirilirken; kentsel ve kırsal alanları, tabiat varlıklarını, koruma alanlarını, ormanları, kıyıları, milli parkları, doğal sit alanlarını, meraları, yaylaları ve kışlakları yapılaşmaya açan ve satışa çıkaran hukuk, akıl ve bilimdışı pek çok adım atılmaktadır.

26 Ağustos 2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Kanunla; Türkiye’yi plansız, programsız yeni maceralara sürükleyen;  yeni usulsüzlük ve yolsuzluklara olanak sağlayan; kent, kültür ve çevre katliamının önünü makro ölçekte açan ve 200 Milyar Liralık gelir elde etmeyi amaçlayan “Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi” kurulmuştur.

6741 Sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra kamuya ait varlıkların yatırımcılara tahsis edilebilmesi ve ipotek altına alınabilmesi; stratejik, büyük ölçekli yatırımlara dış kaynak ve kredi sağlanmasına teminat olarak gösterilebilmesi için Varlık Fonu’na aktarımları başlamıştır.

İlk olarak; 6 Ocak 2017 tarihinde 680 Sayılı KHK ile Türkiye Jokey Kulübü ve Milli Piyango İdaresi’ne ait yetki ve lisanslar ile tahsisli taşınmazlar ve üzerlerindeki yapı ve tesisler Fona aktarılmıştır.

Düzenlemelerin ardından; “piyasayı kutsayan ve kamunun tasfiyesini hedefleyen” 24 Ocak 1980 kararlarından tam 27 yıl sonra; 24 Ocak 2017 tarihinde alınan Bakanlar Kurulu Kararları ile Varlık Fonuna en kapsamlı devir işlemleri gerçekleştirilmiştir.

Stratejik kamu kuruluşları başta olmak üzere gerçekleştirilen bu geniş ölçekli aktarımlar çerçevesinde; Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ), T.C. Ziraat Bankası Anonim Şirketi, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT), Borsa İstanbul Anonim Şirketi (BIST), Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme Anonim Şirketi sermayelerinde bulunan Hazine hisselerinin tümü; Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi’nin %6,68 oranındaki Hazineye ait hissesi, ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün tamamı, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün tamamı, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na ait ve bu fonun tasarrufunda bulunan 3 Milyar TL, mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, Isparta, İstanbul, İzmir, Kayseri ve Muğla’da bulunan 46 taşınmaz, Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı’nın %49.12 hissesi ile Türkiye Halkbankası Anonim Şirketi’nin %51.11 hissesi Varlık Fonu’na devredilmiştir.

Ülke ve kamu yararını gözetmeyen; kuruluş amaç ve hedefleriyle hukuka ve anayasaya açıkça aykırı olan Varlık Fonu uygulaması yürürlükten kaldırılmalıdır!

Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi, Sayıştay ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılacak doğrudan denetimden bağımsız olarak; aktarılan bu varlıkları kamu yararı ve bütçe dengesi gözetmeksizin satabilecek, her türlü para piyasası işlemlerinde kullanabilecektir. Ulusal ve uluslararası piyasada her türlü ticari ve finansal işleme tabi tutabilecek, dış kaynak yani yabancı kredi temin etmek üzere teminat gösterilebilecektir.

Kamusal ve hukuki denetimden bağımsız bir biçimde kamu kaynaklarını yatırımcı sermayeye tahsis edecek olan Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi; tahvil ihracından repoya, gayrimenkul sertifikaları çıkarmaktan yabancı şirket yatırımlarına ortak olmaya kadar pek çok yetkiye sahip olacak ancak Sermaye Piyasası Kuruluna tabi olmayacaktır. Kamuya ait olan özelleştirme gelirlerini, kamu varlıklarının menkul kıymetleştirilmesi yoluyla elde edilen gelirleri, vakıflar gelirlerini, emeklilik ve işsizlik fonlarını kullanacak olan Fon, Hükümet Programlarında hedeflenen imar hakkı transferinin, gayrimenkul sertifikalarının ve bu sertifikaların imar borsasında menkul değer olarak alınıp satılmasının aracı olacaktır. Kanunun uygulanması halinde ülkemizin geleceğine yönelik kapsamlı hak kayıpları ve temel insan hakları ihlalleri yaşanacaktır.

Cumhuriyet devrimi ve genç Türkiye’nin modernleşme sürecinin; kentlerdeki yansıması olan ve geleceğin mirasını oluşturan yapılı çevre ile ülkenin tarih, kültür ve yaşam dokusunun temeli olan kamu varlıkları kamu yararı gözetilmeksizin sermaye sahiplerine devredilirken; sermaye ve menkul varlıkların kamu bütçesinin dışına çıkarılarak denetimsiz kullanımının önü açılmıştır.

Nitelikli planlama ve mimarlık uygulamaları yoluyla oluşan ve toplumsal kültürün bir ifade biçimi olan Cumhuriyet mirası kurumlar ve bu kurumların mimarlık mirası yapıları ve taşınmazları amacı dışında kullanılarak imara açılacak ve sermaye şirketlerine devredilebilecektir.

Siyasi iktidar bu düzenlemelerle kamusal ve toplumsal alanlarda siyasi hegemonya oluşturmayı, kamu idari yapısı ile kamusal hizmet alanlarını bu amaçla yeniden yapılandırmayı, sosyal yapıyı temel insan hak ve özgürlüklerine müdahalelerle kısıtlayarak değiştirmeyi hedeflemektedir.  Küresel ve bölgesel ölçekteki kriz döneminde; ekonomik istikrarın sürdürülebilmesi ve müdahalelere karşı dinamik bir yapının oluşturulması söylemleriyle sermaye odaklı ve finans merkezli ekonomik yapılanma için kentsel alanlar sermayenin üretim aracı olarak belirlenmektedir.

Mimarlar Odası olarak;

Tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin korunmasının, kent ve planlama politikalarının kamu yararına geliştirilmesi için gerekli yasaların çıkarılması ve önlemler alınmasının Devletin asli görevlerinden olduğunu hatırlatıyoruz. Yapılı çevrenin sağlıklı ve kamu yararını gözeten politikalar çerçevesinde üretilmesi, korunması ve kullanılması, kamu yönetiminin, merkezi ve yerel yönetimlerin, meslek mensuplarının, meslek kuruluşlarının ve ilgili tüm kesimlerin ülke adına ortak sorumluluğundadır.

Yaşanabilir çevre hakkını engelleyen, tarihi ve doğal dokuyu tahrip eden ve kültürel değerleri yozlaştıran yönetim politikalarının şekillendirdiği “Varlık Fonu” ve benzeri denetimsiz yapıları içeren şehircilik bilimine ve kamu yararına aykırı düzenlemelerin iptali için ivedi olarak bütün duyarlı kesimlere çağrıda bulunuyoruz.

Bu vesile ile “OHAL, KHK, Varlık Fonu…” vb yöntem ve uygulamalarla kamuya karşı işlenen bu suçların “Yeni Anayasa”  teklifi ile anayasal zemine kavuşturularak güvence altına alınmasına “HAYIR” diyeceğimizi hatırlatıyoruz.

Değerli kamuoyumuza saygıyla duyurulur.

TMMOB Mimarlar Odası