15. TÜRKİYE HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİK KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI

06.07.2015

 Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından 25–28 Mart 2015 tarihleri arasında Ankara`dadüzenlenen 15. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı sonuç bildirgesi yayımlandı.

15. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı Sonuç Bildirgesi

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası tarafından 1987 yılından beri düzenlenen Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı`nın on beşincisi 25–28 Mart 2015 tarihleri arasında Ankara`da ATO Congresium Toplantı ve Fuar Merkezi`nde, yüksek bir katılımla gerçekleşmiştir. Delegeler, konuklar ve öğrencilerle birlikte 2000 dolayında katılımcı kurultayı izlemiştir.

28 yıllık tarihi boyunca Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayları sektörümüzde bir paylaşım yeri olmuştur. Bu paylaşım, temelde, sektörün farklı alanlarında ulusal ve uluslararası düzeyde görev yapmakta olan meslektaşlarımızın deneyim ve birikimlerinin paylaşımıdır. Bunun yanında kurultayların temel hedeflerinden biri de sektör mensuplarımız arasındaki iletişimi güçlendirmektir.

Kurultayların bir diğer amacı da teknik konuların yanı sıra ulusal ya da evrensel düzeydeki ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel vb. gelişmeleri meslektaşlarımızın tartışmasına açarak toplumsal bilincin oluşmasına ve bu bilincin yayılmasına katkıda bulunmaktır. İlk gün düzenlenen "Dönüşüm!, Nereye?" başlıklı panel ülkemizde ve dünyada yaşanan bu gelişmeleri anlama ve değerlendirmeye dönüktür.

11 teknik oturumda 52 sözlü ve 28 poster olmak üzere toplam 80 bilimsel çalışmanın sunumu gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar kurultaya gönderilen 113 özet içinden bilim kurulu tarafından seçilmiştir. Çalışmaların özetleri kitapçık halinde, tam metinler ise dijital kopya olarak katılımcılara dağıtılmıştır. Tam metinlere oda web sayfası üzerinden de erişim mümkündür. Bu yıl yeni bir uygulama başlatılarak poster bildirilerin kısa sunumları yapılmıştır.

4 panel ve 1 özel oturumda ülkenin ve sektörün güncel sorunları uzmanlar tarafından ele alınmıştır.

Mesleğimizde kullanılan güncel yazılım ve donanım teknolojilerinin tanıtıldığı fuar alanımızda 21 firma ürün tanıtımları gerçekleştirmiştir. Fuar alanında 3 kamu kurumu ve 9 üniversite tanıtım standı da yer almıştır.

Ülkemizi Odamızın temsil ettiği Uluslararası Ölçmeciler Federasyonu (FIG) ikinci başkanı Prof. Dr. Rudolf STAIGER, FIG hakkında kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra küresel mekânsal konular ve harita mühendisliğinin gelecekteki rolü başlıklı bir sunum gerçekleştirmiştir.

Eğitimci Polat DOĞRU tarafından "Biz Bir Ekibiz" konulu bir seminer verilmiştir.

Üniversitelerimizin harita mühendisliği ve geomatik mühendisliği bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerimizin katılımıyla geleneksel hale gelen öğrenci forumu bu yıl da gerçekleştirilmiştir.

Kurultay kapsamında eğitim programları da yer almıştır. Üyelerimizin talepleri doğrultusunda belirlenen TUSAGA aktif eğitimi Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmiştir.

"Dönüşüm!, Nereye?"

15. Kurultayımızda ülkemiz ve çevresinde yaşanan dönüşüme vurgu yapmak ve bu dönüşümün nereye doğru gitmekte olduğunu sormak, sorgulamak, anlamak, anlatmak amacı ile " Dönüşüm!, Nereye?" teması seçilmiştir.

Bu kapsamda ifade edilmek istenenler;

  • Hukuk devleti kavramının, yargı bağımsızlığının, hukuk dışılığın önlenmesinin, medya bağımsızlığı ve tarafsızlığının, ifade özgürlüğünün mutlaka sağlanması,

  • Yeni güvenlik yasasının, siyasal değişimde demokrasi kavramının geldiği durumun, demokrasiyi çoğunluğun tahakkümüne ve sandık sonuçlarına indirgeme süreçleri,

  • Seçimin demokrasinin tüm gerekliliğinin karşıladığının düşünülmesi, sözde askeri vesayetin kaldırılması ve çeşitli yapılarla mücadelenin demokrasi mücadelesi olarak yansıtılması, seçim barajları, siyasal partilerin reformları gibi gerçek demokratikleşme adımlarının hâlâ atılmıyor olması,

  • Açık bir şekilde otoriterleşme ve hatta totaliterleşme süreçleri, hesap verilebilirliğin tamamen ortadan kalkması, doğasında tarafsız olma gereği bulunan makamların taraf olması, anayasaya ve güçler ayrılığına aykırı davranılması, yürütme ve yasama güçlerinin tekelleşmesi,

  • Toplumsal değişim, kamusal ve özel alanda toplumun tümden kontrol edilmesi, toplumsal mühendislik ve tüm kültürel normları kabul etme, ettirme süreçleri, dinsel egemenlik, sürekli değişen eğitim politikaları, müfredatlar, yaşam biçimi tartışmaları ve müdahaleler, beraber yaşayamama halleri, belirli normların empoze edilmesi,

  • Demokratik kitle örgütlerinin işlevsizleştirilmesi, yeni STK`ların yaratılması, bu STK`ların toplumun tek ve yetkili temsilcisi olarak yansıtılması, bunların gündemi belirlemesi, sadece bunlara danışılarak demokratik süreçlerin sözde işletilmesi,

  • Bir kültür dönüşümü üzerinden tek adamcı bir rejime ilerlenmesi,

  • Ekonomik değişim-dönüşüm, devlet ihaleleri, TOKİ, inşaat sektörü, enerji ihaleleri üzerinden yeni sınıf yaratma süreçleri, rant ekonomisi, orta-gelir tuzağı, kentsel/rantsal dönüşüm, toplumun kutuplaşması, kutuplaşma üzerinden siyaset üretilmesi, v.b. gibi bir çok konu ve kavram içermektedir.

Paneller

Kurultay teması olan "Dönüşüm!, Nereye?" konusu ilk gün düzenlenen panelde irdelenmiştir. Türkiye`nin kuruluş felsefesinin doğru olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti‘nin rejiminin, lâik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti temelinde yapılanan, aydınlanmacı ve çağdaş bir içeriğe sahip olduğu vurgulanmıştır. "Yasama", "Yürütme" ve "Yargı" erklerinin birbirinden ayrılmış olması, yani üçlü kuvvet ayrılığı ilkesinin hukuk devletinin temel taşlarını oluşturduğu belirtilmiştir.

Hukuk devleti, aynı zamanda, bireylerin devlet gücü karşısında korunmaları gereksiniminden doğmuştur. Hukuk devleti ilkesi, devlet gücünün kötüye kullanılması olasılığına karşı alınması gereken tüm önlemleri de kapsamaktadır. Çünkü hukuk devleti ilkesi, iktidar gücünün baskı yönetimine dönüşmesini önlemenin temel güvencesidir.

Bu bağlamda, çoğulcu demokrasinin gelişip kurumsallaşabilmesi için, hukuk devleti ilkesiyle yaratılan özgürlükçü ortama gereksinim duyulmakta ve bu yüzden, demokrasi, ancak hukuk devletinin egemen olduğu rejimlerde yaşayabilmektedir.

Kurultayımızın yapılmakta olduğu bu günlerde kamuoyunda İç Güvenlik Reformu diye bilinen "Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK‘larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" yoğun tartışma ve tepkilere rağmen TBMM`de kabul edildi. "Hukukun üstünlüğü" ve "kuvvetler ayrılığı" ilkelerini tümüyle yok edecek olan bu yasa düzenlemesi, anayasaya, Türkiye`nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin kararlarına, daha da ötesi kamusal akla ve vicdana tümüyle aykırıdır.

Diğer taraftan, yine son yıllarda, Türkiye`nin üretim ekonomisinden uzaklaştığı görülmektedir. Oysa güçlü bir Türkiye`nin, güçlü ve istikrarlı bir ekonomik yapıya sahip olması gerekir. Ekonomik dengeleri kurulmamış, ulusal geliri hakça dağıtılmayan ve kişi başına düşen ulusal geliri insanca yaşamaya yetmeyen ülkemizde, toplumsal gönenç ve huzurdan söz edilebilmesi olanaklı değildir.

İşimiz zor olsa da, bütün bu sorunları çözecek yetişmiş insan gücü ülkemizde vardır. Yaşatılanlar, bizleri umutsuzluğa götürmemelidir.

Kadastroda Yeni Yönelimler ve Uygulamalar panelinde yapılan değerlendirmeler şunlardır:

  • Kadastroda üçüncü boyut mutlaka yer almalıdır.

  • TAKBİS ve mekânsal bilgi sistemlerindeki yapısal hatalar bir an önce giderilmeli ya da bu sistemler yeniden tasarlanmalıdır.

  • Yapısal hataların giderilmesinde 22-A en önemli yasal dayanaktır. Etkin bir şekilde kullanılmalıdır.

  • Taşınmaz değerlerinin TAKBİS içinde kayıt altına alınması için yasal, teknik, idari düzenlemeler ve yazılım geliştirme hızla hayata geçirilmelidir.

  • LİHKAB büroları sorunu TGKM ve HKMO tarafından meslek çerçevesinde ortak akıl üretilerek çözüme bağlanmalı ve çözüm bakanlıklara iletilmelidir.

Özel Sektör Sorunları panelinde aşağıdaki konular öne çıkmıştır:

Sektörümüzün gelişen teknolojilere bağlı olarak yapılanma sorunu yaşadığı, bu sistem içinde sermaye birikiminin olanaksız olduğu, kamunun düzenli ve sürekli iş arzını sürdürmesi gerektiği, bunun da özel sektörün büyümesini ve güçlenmesini sağlayacağı vurgulanmıştır.

Sektörümüzün mevcut organizasyon ve iş anlayışı ile mevcut iş alanlarımızı koruyamaz hale geldiği, ileri teknoloji kullanımı ve iş geliştirme teknikleri ile bu sorunu aşmamız ve kurumsallaşmanın sağlanarak yeni iş alanları yaratmamız gerektiği belirtilmiştir.

Plansız, programsız ve alt yapısız açılmış ve açılmaya devam eden harita/geomatik mühendisliği bölümlerinin sayılarının 39`a ulaştığı, yakın gelecekte mezun olacak harita mühendislerinin iş bulma sorunu yaşayacağı, kaliteli eğitim alamayan mühendislerin ülke kalkınmasına katkı sağlamasının güç olacağı değerlendirmeleri yapılmıştır.

İktidarın torba yasalar çıkararak serbest mühendislerin iş olanaklarını azaltmak isteği vurgulanmıştır.

"Harita Mühendislik Hizmetleri Müellifliği"nin yeniden gündeme getirilerek; ihalelerde KİK mevzuatına paralel olarak müellifliğin de istenmesi gerektiği belirtilmiştir.

CBS Uzmanlığı, Kentsel Dönüşüm Uzmanlığı, Toplulaştırma Uzmanlığı, Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı vb. sertifikaların ticarileşmesinin önlenmesi, aksine meslek odaları ve üniversitelerin işbirliği ile uzmanlık kavramını karşılayacak eğitim sonucu sertifikaların verilmesi gerektiği savunulmuştur.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü yayımladığı bazı genelge ve talimatlarla, talebe bağlı işlerde oda onayını aramamaktadır. Bu durum hem meslektaşlar arasında haksız rekabet oluşturmakta, hem de odamızın yasalardan aldığı "mesleki denetim" hakkını engellemektedir. Kurumun bu soruna çözüm üretmesi istenmiştir.

Özel sektörün ortak görüş oluşturup oda çalışmalarına katkı ve katılım sağlayarak gündemdeki sorunlara ivedi çözümler üretmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Geçmişten Geleceğe TMMOB Örgütlüğü panelinde; TMMOB`nin örgütsel yapısı anlatılarak demokratik, katılımcı ve onurlu geçmişe sahip olduğu konusu vurgulanmış ve bu organların yapmış olduğu emekten, halktan, bilimden yana etkinlikler anlatılmıştır. TMMOB`nin sadece üye sorunlarına odaklanmayan, üye sorunlarını toplumun ve emekçinin sorunlarından ayırmayan, bilimi kılavuz edinen örgüt yapısını sürdürdüğü belirtilmiştir.

TMMOB`ye yönelik saldırılar sermayenin baskısı ile yoğunlaşmakta, TMMOB`nin emekten, halktan, bilimden yana taraf olması bu kesimleri rahatsız etmektedir. Bu sebeple TMMOB`nin kamusal niteliği, sahip olduğu kazanımlar sistemin önünde engel olarak görülmektedir. TMMOB`nin üzerindeki baskılar, kazanımlarına yönelik tehditler ise TMMOB`yi yıldıramayacak, daha da güçlendirecektir.

Türkiye`de kamu kurumları, yeni kamu işletmeciliği modeliyle özel sektör gibi çalışır hale getirilmiştir. Bu kuruluşların başına özel sektörde olduğu gibi CEO`lar atanarak yurttaş, müşteri konumuna indirgenmiştir.

Çağdaş ve Sağlıklı Kentler İçin 3 Boyutlu İmar Uygulamaları başlıklı özel oturumda;

Ülkemizde yaşanan kentleşme sorunlarının temelinde teknik altyapılarla birlikte arsa üretiminin yapılamaması, imar yollarının projelerinin yapılmadan yapılaşmanın oluşturulmasının yattığı belirtilmiştir.

Bu durumun kentlerde su ve sel baskınlarına neden olduğu, bu yüzden halkın hem maddi hem sağlık açısından önemli sorunlar yaşadığı, sonradan yapılan yol düzeltmelerinin kaynak kaybına neden olduğu, yol, içme suyu, kanalizasyon, doğalgaz gibi teknik altyapıların eş zamanlı projelendirilip birlikte yapıldığı bir örnekte bu olumsuzlukların yaşanmadığı vurgulanmıştır.

Ayrıca teknik altyapıların kadastro ve tapu ile ilişkilendirilmesi yönünde görüş ve öneriler dile getirilmiştir.

Yapı ruhsatına ilişkin projelerde aplikasyon krokisinin imar parsellerinde de tüzük ve yönetmelikler açısından zorunlu olduğu, proje müelliflerinin ve fenni mesullerin cezai sorumlulukları olduğu vurgulanmıştır.

Vaziyet planlarının ve bağımsız bölümlerin önemi anlatılmış, bağımsız bölümlerin (apartman dairelerinin) yatay ve düşeydeki konumlarını gösteren sınırlarının da taşınmaz sınırları niteliğinde olduğu ve yapı ruhsatı için zorunlu olan aplikasyon projesi kapsamındaki bağımsız bölümlerin belediyelerce onanmasından sonra kadastro kontrolü yapılarak tescil edilmesinin sağlanması yönünde çalışmalar yapılması önerilmiştir.

Arazi ve arsa düzenlemeleri işlemleri sırasında üretilen parselasyon planlarının ve dağıtım cetvellerinin açıklama raporunun zorunluluğu vurgulanmıştır.

Bu raporun, işlemin şeffaflaşmasını, mülkiyet haklarının korunmasını, özellikle kadastral altlığında imar parseli oluşmadığı için taşınan parsellerin imara tahsislerinin de açıklanmasını ve bu parsellerin bilgi paftalarında gösterilmesinin hak kayıplarını önleyeceği, ayrıca açıklama raporunun ve parselasyon planlarının iptallerinin minimize edilmesini sağlayacağı belirtilmiştir.

Öğrenci Forumu

Çeşitli üniversitelerden gelen öğrencilerimizin yoğun katılımı ile gerçekleşen forumda öğrenciler tarafından yapılan sunumlarda mühendislikte üretim ve paylaşım, mühendislikte kadın ve öğrenci sorunları işlenmiştir. Odamızın düzenlediği geleneksel yaz kampı ve genç haritacılar günleri etkinlikleri hakkında bilgilendirme yapılmış ve bu konuda hazırlanan kısa film gösterilmiştir. Söz alan öğrencilerimiz çeşitli konularda görüşlerini dile getirmişler, oda başkanımız sorulara cevap vermiş, kısa bir konuşma ile oda öğrenci ilişkilerini değerlendirmiştir.

Teknik Oturumlar

Coğrafi bilgi sistemleri konusunda 3, jeodezi ve kadastro konularında 2`şer, fotogrametri, uzaktan algılama, kartografya ve mekansal bilişim ve ölçme tekniği konularından 1`er olmak üzere toplam 11 teknik oturum gerçekleştirilmiştir. Oturumlarda tartışılan önemli konular aşağıda özetlenmiştir.

Coğrafi Bilgi Sistemleri 1

  • UKVA (TUCBS) için INSPIRE modeli doğrudan kullanılamadığı, uyarlanması için harcanacak çabanın yeni bir ulusal modelin geliştirilmesiyle eşdeğer olacağı, Türkiye`de bugüne kadar bu alanda yapılan çalışmaların çok yetersiz olduğu değerlendirilmiştir.

  • UKVA (TUCBS) için acil eylem planı ve yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğu belirtilmiştir.

  • CBS uzmanlığı konusunun yeniden ele alınması, bu alanda ileri ülkelerdeki örneklerin incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır.

  • Kent Bilgi Sistemlerinin yönetim modelleri içinde aktif yer almasının sağlanması görüşü dile getirilmiştir.

  • TUCBS politikalarının belirlenmesinde kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, özel sektörün, üniversitelerin, araştırma kurumlarının, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası`nın ve sivil toplum örgütlerinin birlikte eş güdüm içerisinde ortak akıl oluşturabileceği çalışmalara zaman kaybetmeden başlanması gerektiği belirtilmiştir. TUCBS`nin yakın ve orta dönemdeki geleceğine ilişkin tüm paydaşlarının üzerinde anlaştığı yol haritalarının çıkarılması ve sözü edilen çalışmaların sonuçlarının TMMOB tarafından düzenlenen CBS Kongresinde sunulması, paylaşılması ve tartışılması konuları vurgulanmıştır.

Fotogrametri 1

  • İnsansız Hava Araçlarının fotogrametriye entegrasyonunun önemine vurgu yapılmıştır.

  • 3B şehir modellerinin her geçen gün önem kazandığı ve önemli bir meslek alanı olma yolunda olduğu belirtilmiştir.

Kadastro 1

Türkiye`de yaklaşık 10 milyon parselin yenileme gereksinimi olduğu, bunun da yaklaşık 93000 paftaya karşılık geldiği (2013 yılı verilerine göre) mevcut kadastro paftalarının, mevcut haliyle mülkiyete dayalı verileri geleceğe taşıyamayacağı teknik ve hukuki sorunların bulunduğu arsa payı oranının belirlenmesinde yer alan bilirkişilerin en az birinin harita mühendisi olması, taşınmaz değerleme çalışmalarının tümünü kapsayacak nitelikte bir yasal altyapının oluşturulması, 3194/18. madde uygulamalarında askı ilanın resmen yapılmış bir tebliğ sayılmamasının istenildiği zaman dava açılması sonucu doğurduğu, bu durumun uygulamalar açısından sıkıntı yarattığı; bu nedenle askı ilanının tebligat niteliğinde olmasına yönelik yasal düzenleme yapılmasının ve 3194/18. madde uygulamalarının iptali halinde ilgili idarenin işlem yapmasını beklemeksizin Tapu Siciline belirtilmesinin, üçüncü şahısların haklarının korunması açısından önemli olduğu konuları tartışılmıştır.

Coğrafi Bilgi Sistemleri 2

  • Kurumlar arası veri alışverişinde verinin geometrik ve tematik yapısının istenilen standartlara uyması ve bu bağlamdaki sorunlara acil çözüm sunulması için CBS Genel Müdürlüğü, proje yapan kurumlar ve üniversitelerin işbirliği içinde olması gerektiği vurgulanmıştır.

  • Mesleğimizin farklı disiplinlerle ortak çalışma örnekleri sunulmuş ve bu aşamada meslektaşlarımıza disiplinimizin ana temalarında uzmanlaşarak diğer disiplinlere öncü olma görevi düştüğü gerekliliği ortaya konmuştur.

Jeodezi 1

Uydu teknolojileri ile iyonosferik Toplam Elektron İçeriği (TEİ) ve yer potansiyel alanının belirlenmesi, zenit kameralar ile çekül sapma bileşenlerinin bulunması gibi güncel uygulama alanlarının tanıtılması meslektaşlarımızın söz konusu teknolojiler konusunda bilgi sahibi olmalarına katkı sağlamıştır.

Kartografya ve Mekânsal Bilişim

Big data kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte mekânsal veri yönetiminin önem kazandığı ve bu bağlamda yapay zeka kullanımı ve veri modellemenin gerekliliği konuları tartışılmıştır.

Web haritalarının tasarımında kullanılan yöntemlerin ve standartların geliştirilmesine vurgu yapılmıştır. Kartografya eğitiminde web haritalarının kullanılmasının oldukça önemli olduğu belirtilmiştir.

Koordinat dönüşümü ve yüzey modelleme konularında deneysel çalışma sonuçları sunulmuştur.

Jeodezi 2

Türkiye yükseklik sisteminin modernizasyonu ve gravite altyapısının iyileştirilmesi projesinin, meslek camiamız tarafından dikkat ve özenle izlenmesi gerektiği ve projenin başarıya ulaşması için kurumsal ve örgütsel katkıların sağlanmasının önemi vurgulanmıştır. Ulusal düzeyde önemli bir jeodezik altyapı eksikliğini tamamlayacak projelerin sağlıklı sürdürülebilmesi, geliştirilebilmesi ve üniversiteler ve kamu kuruluşlarının projeye olan ilgisinin artırılması için çalıştaylar düzenlenerek proje tarafları ile meslek kamuoyunun bilimsel ve teknik düzeyde bir araya getirilmesi dile getirilmiştir. % 95`i deprem ülkesi olan ülkemizde yürütülen çalışmaların takibi, toplumun mesleğe olan ilgisini ve saygısını artıracağı gibi mesleğin her anlamda daha da güçlenmesine olanak sağlayacağı belirtilmiştir.

Uzaktan Algılama

Uzaktan algılama görüntüleri kullanılarak zamansal değişim, yer yüzey sıcaklığı belirlenmesi ve yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinden bilgi çıkarımında nesne tabanlı yöntemlerin performansı tartışılmıştır.

Kadastro 2

2013 yılında yürürlüğe konmuş olan 6495 sayılı kanun tesis kadastrosu ile orman kadastrosunun tek elden, tek bir kurum tarafından yapılmasını öngördüğü için olumlu bir düzenleme olarak görülmüştür.

Kültür arazilerinde zilyetlikten tespit için orman kadastrosunun kesinleşme tarihine bakılmayıp çalışma anında zilyetlik koşullarını sağlamasının yeterli görülmesi gerektiği belirtilmiştir.

Türkiye`nin, konut sorunu konusunda önemli aşamalar kat ettiği, sayısal olarak belirli bir konut stokuna ulaştığı, kentleşme süreci içinde gelecek dönemlerde kentleşmenin niteliğini sorgulama sürecini yeniden yaşayacağı vurgulanmıştır. Özellikle 1990 sonrası konuta ayrılan kaynağın aynı zamanda kamunun bütçe açığını kapatmaya yöneltildiği ve daha sonra IMF`ye verilen taahhüt ile diğer fonlarla beraber kaldırıldığı belirtilmiştir.

Değerleme uzmanlığının ülkemizde gün geçtikçe önemi artan ve istismara açık bir alan olduğu ve bu nedenle değerlemeci ve tedarikçilerinin etik dışı davranışlarını engellemek için etik ilkeler ve kodlar geliştirilip uygulamaya konması gerektiği vurgulanmıştır.

Kamulaştırmalarda, tarım arazilerinin değerlemesinde; bilirkişilerin uygulamaya yönelik deneyim eksiklikleri, konumsal verilerdeki eksiklik ve tutarsızlık, yasal süreçlerdeki eksiklik ve boşlukların etkili olduğu, bu bağlamda tarım arazilerine ilişkin tüm bilgilerin kayıt altına alınmasını sağlayacak bir sistemin geliştirilmesi ve bu sistemin kurumsal bir çerçevede yapılandırılması gerekliliği belirtilmiştir.

TGKM`nin yürüttüğü taşınmaz değerlerinin belirlenmesi ve kayıt altına alınması projesinin arazi toplulaştırılmasında olduğu gibi kısa sürede tamamlanması için kaynak aktarılması gereği vurgulanmıştır.

Coğrafi Bilgi Sistemleri 3

Mesleki yeterlilikler ve ilgili mevzuat konusunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır.

Ülkemizde eğitim ve istihdam arasındaki ilişkiyi güçlendirmek, kalite güvencesi oluşturmak ve hayat boyu öğrenmeyi desteklemek için Avrupa Birliği yeterlilik esaslarına dayalı olarak 07.10.2006 tarih ve 26312 sayılı Resmi Gazete`de yayınlanan 5544 sayılı Kanun ile Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) kurulmuştur. T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nın ilgili kuruluşu olan MYK`nın temel görevi Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemini (UMYS) kurmak ve işletmektir. Bu amaçla Ulusal Meslek Standartları (UMS) ve Ulusal Yeterliliklerin (UY) hazırlanması, Ölçme, Değerlendirme ve Belgelendirme Sisteminin kurulması ve Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin oluşturulup işletilmesinden sorumludur.

Böylesi kapsamlı ve önemli çalışmaları yürüten MYK`nın ilgili sektör komitelerine hazırlattığı ulusal meslek standartları ve yeterlilikler gün geçtikçe artmaktadır. Bu süreç harita sektörü açısından da dikkate alınması gereken gelişmeleri beraberinde getirmektedir. Öyle ki, Resmi Gazete`de yayınlanarak yürürlüğe giren Coğrafi Bilgi Sistemleri Operatörü (Seviye 4), Coğrafi Bilgi Sistemleri Operatörü (Seviye 5), Coğrafi Bilgi Sistemleri Uzmanı (Seviye 6), Harita Kadastrocu (Seviye 4), Harita Kadastrocu (Seviye 5) ve Topoğraf (Seviye 4) türünden ulusal meslek standartları harita sektörü açısından bazı yenilikleri gündeme getirdiği gibi, üzerinde durulması ve irdelenmesi gereken bazı sonuçları da doğurmuştur.

Harita sektörü paydaşları olan meslek gruplarının bu kapsamda yapılacak olan yasal düzenlemelerde kamu kurumları, meslek odası, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve hatta bireyler olarak aktif rol alması, bu standart ve yeterliliklerin oluşturulması ve revize edilmesi noktasında önemli bir katkı olduğu gibi, ileride oluşması muhtemel görev, yetki ve sorumluluk unsurlarının düzenlenmesinde belirleyici rol oynayacaktır.

Bu nedenle harita sektörü ve meslektaşlarımız açısından sektörü bütünsel olarak kapsayan bu ulusal meslek standartları ve ulusal yeterliliklerin değişen ve gelişen teknolojiye uygun olarak hazırlanması ve güncellenmesi, birbirleri arasındaki yatay ve dikey ilişkinin doğru kurulması, oluşturulacak yeni standart ve yeterliliklerin organizasyonu, doğru terminoloji birliğinin kurulması ve diğer mevzuatlar ile uyum açısından önemle ve dikkatle izlenmesi gereken bir süreci oluşturmaktadır.

Ölçme Tekniği

Yeni konum belirleme tekniklerinin (GNSS, PPP gibi) gelişmekte olduğu, bunların özellikle Büyük Ölçekli Harita Yapım Yönetmeliğinde yapılacak revizyonda dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

Yeraltı ortamında robotik çalışmaların gelişmesinin memnuniyet verici olduğu, ancak yersel lazer tarayıcı ölçümlerinin sağladığı veriler kadar doğruluk ve güvenilirliğe nasıl ulaşılacağı konusunda çözümler geliştirilmesi gereği vurgulanmıştır.

Sonuç ve Öneriler

15. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı 4 günlük bir süre içinde başarı ile tamamlanmıştır. Kurultayda sunulan bildiri sayısı ve çalışmaların bilimsel ve teknik niteliğinin yüksek oluşu, delege katılımının yüksekliği, yaşanan tartışmaların canlılığı, "Ölçme Teknolojileri ve Yazılım Fuarı"na gösterilen ilgi bunu doğrulamaktadır.

Kurultayda ele alınan ve bildirgede özetlenen konular meslektaşlarımız ve Odamız açısından büyük değer taşımakta, bundan sonra geliştirilecek sektörel politikalar açısından önemli bir altlık oluşturmaktadır. Kuşkusuz, kurultaya ilişkin yapılacak eleştirel değerlendirmeler ve görüşler ileride gerçekleştirilecek kurultay ve benzeri etkinliklerin başarısının güvencesi olacaktır.

Bugünkü dünyanın ve doğal olarak bölgemizin görünümü, gerçekten düşündürücü ve kaygı vericidir.

Dünyada ve bölge coğrafyamızda yaşanmakta olan emperyalist/kapitalist kriz ve savaşlar, ülkemizi doğrudan etkilemektedir. 100 yıl önceki Birinci Emperyalist Paylaşım savaşında yaşandığı gibi bugün de Ortadoğu halkları emperyalist savaşın alevleri içinde kıvranmaktadır. Kapitalist-emperyalist sistemin son yüzyıl boyunca insanlığı bir savaştan ötekine sürüklediğini biliyoruz. Bu savaşlarda binlerce insan yaşamını yitirmiş, yaralanmış, işkenceler görmüş, travmalar ve zulümler yaşamış ve ne yazık ki yaşamaya devam etmektedir. Bölgede hâkimiyet kurmak ve nüfuz sahibi olmak isteyen kapitalist güçler arasındaki bu kapışma milyonlarca insanı ülkesini terk etmek zorunda bırakmıştır. Emperyalist ve kapitalist güçler ırk ve mezhep ayrımcılığının körüklenmesine her zaman olduğu gibi "taşeron/ vekil güçleri" ile desteklemeye devam etmektedir.

Türkiye`nin yakın çevresi başta olmak üzere, genelde uluslararası ortamda barış, istikrar ve gönencin egemen kılınması, bir dilek ya da özlem olmanın ötesinde ulusal çıkarlarımızın da bir gereğidir. Buna en fazla içinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasının ihtiyacı vardır.

Ortak tarihsel, kültürel ve toplumsal değerlerle bağlı bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyası, ne yazık ki, yıllardır süregelen sorunlar ve çatışmalar nedeniyle, özlenen barış ve istikrara bir türlü kavuşamamıştır. Köklü bir geçmişe, zengin bir kültüre ve geniş kaynaklara sahip olan Ortadoğu ulusları, esenlik ve gönenç içinde yaşamayı en az diğer uluslar kadar hak etmektedir.

Ortadoğu`da küresel dönüşümlerin hız kazandığı son dönemlerde, ülkemiz, artan biçimde, değişim ışığı veren müslüman ülkelere "ılımlı islam" modeliyle örnek gösterilmektedir.

Bugün, Türkiye‘yi bölgeye örnek ülke olarak gösteren ülkelerin, "ılımlı islam" övgülerine karşın, bizi diğer müslüman ülkelerden farklı kılan asıl değerin, dinsel yorumumuzdan çok, laik, demokratik ve hukuk devleti niteliğimiz olduğunu bilmemiz gerekiyor.

Ülkemizin kalkınması, çevre değerlerinin korunması, sağlıklı planlı kentlerin oluşturulması, eğitim, üretim ve istihdam ilişkilerinin kurulması, üretim ekonomisine öncelik verilmesi ile sağlanacaktır. Üretim ekonomisine geçiş ise, mühendis, mimar ve şehir plancılarının anayasal kamu kuruluşu niteliğindeki TMMOB ve bileşeni meslek odalarının yetki ve sorumluluklarının kısıtlanarak değil arttırılması ile gerçekleştirilecektir.

Siyasal İktidar "Kral Çıplak" diyen TMMOB ve Odalarımızı zapturapt altına almak, etkisizleştirmek, yetkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek için, mühendis ve mimarların müelliflik haklarını gasp etmek için her türlü girişimi dün olduğu gibi bugünde sürdürmektedir. TMMOB ve Odalarımız bu yöndeki haklı duruşunu, mesleğimiz ve meslektaşlarımızın yetki ve haklarını korumak için mücadelesini güçlendirerek sürdürecektir.

TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI

15.  TÜRKİYE HARİTA BİLİMSEL VE TEKNİK KURULTAYI