DANIŞTAY, TMMOB TARAFINDAN ÇED YÖNETMELİĞİ’NİN İPTALİ İSTEMİYLE AÇILAN DAVADA BAZI MADDELERİN YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA KARAR VERDİ.

21.07.2023

29/07/2022 tarih ve 31907 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği”nin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle TMMOB tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açılmıştı. Danıştay 6. Dairesi söz konusu Yönetmeliğin kimi maddelerini hukuka aykırı bularak yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.

Dava dilekçesinde yeni ÇED Yönetmeliğinin önemli bir bölümünün ÇED sürecinde halkın, sivil toplum ve meslek örgütlerinin ve yerel yönetimlerin etkisini kısıtlayan, şirketlerin yatırımlarını daha hızlı gerçekleştirmelerine yarayan, ÇED süreci uygulanacak projelerin kapsamını ve incelenecek etki sahasını daraltan düzenlemeleri içerdiği dile getirildi. Ayrıca düzenlemeler ile Bakanlığın, yatırımların çevresel etkilerini denetlemek yerine, gerçekleştirilmelerini hedeflediği hususu vurgulandı. Projelerin çevreye zararlarını engellemeyi amaçlayan ÇED Yönetmeliği’nin iktidarın kalkınma hedefleri ile şirketlerin yatırım faaliyetleri çerçevesinde şekillendirildiği ifade edildi.

Son olarak dava konusu ÇED Yönetmeliği ile halkın tanımın değiştirilerek TMMOB ve bağlı Odalar gibi konusunda uzman meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerinin, yurttaşların ÇED sürecinden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, birçok proje ve faaliyetin ÇED kapsamından çıkarıldığı ya da değiştirildiği, tüm bu hususların Anayasa’nın 56. maddesine, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na ve çevrenin korunmasına hakim olan ilkelere aykırılık taşıdığı gerekçesiyle yürütmesinin durdurulması ve iptallerine karar verilmesi talep edildi.

Danıştay 6. Dairesince ÇED Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan ikinci “veya” ibaresinin, (ff) alt bendinin, 8. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “ÇED süreci içerisinde gerek görülmesi halinde komisyona üye eklenebilir veya çıkarılabilir” cümlesinin, 8. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “duyurulabilir” ibaresinin, eksik düzenleme nedeniyle Ek-1 listesinin 1. maddesinin, 25. maddesinin, 45. maddesinin (b) bendinin, Ek-2 listesinin 39. maddesinin, 42. maddesinde yer alan “rekreasyon amaçlı yapılanlar hariç” ibaresinin ve 45. maddesinin (d) bendinin “(sismik, elektrik, manyetik, elektromanyetik, jeolojik haritalama, jeofizik etüt, karot, kırıntı ve numune alma vb. yöntemlerle yapılan aramalar hariç)” ilişkin kısmında yer alan “karot, kırıntı ve numune alma”) ibaresinin yürütmesinin durdurulmasına karar verildi.

Ayrıca 7061 sayılı Yasa ile Maden Kanun’un 17. maddesine eklenen “jeolojik haritalama, jeofizik etüd, sismik, karot, kırıntı ve numune alma ile bunlara yönelik sathi hazırlık işlemleri içeren faaliyetler için çevresel etki değerlendirmesi kararı aranmaz” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi önüne götürülmesi talebi de Danıştayca ciddi görüldü.