EMO: NÜKLEERDE "UÇUŞ MODUNA" GEÇİLDİ

19.10.2015

Elektrik Mühendisleri Odası, İğneada‘da nükleer santral kurulumuna ilişkin 16 Ekim 2015 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI

Başkent`te insanların can güvenliği sağlanamamışken; katliamın dördüncü gününde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Üçüncü Nükleer Santralın Kırklareli İğneada`da Yapılacağını Açıkladı… 

 

NÜKLEERDE "UÇUŞ MODUNA" GEÇİLDİ

10 Ekim`de Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi`nde, Ankara`nın merkezinde 100`ü aşkın yurttaşımızın katline seyirci kalan, ellerinde canlı bomba listesi varken bile eylem gerçekleştirilmediği için tutuklayamadıkları açıklaması yapabilen Hükümetin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, katliamın dördüncü gününde (14 Ekim 2015) üçüncü nükleer santralın İğneada`da yapılacağını açıkladı.

Öncelikle geçici ve tek görevi ülkeyi seçime götürmek olan, bırakın ülkenin geleceğini ipotek altına alan anlaşmaları personel atamalarının bile sorunlu olduğu bir hükümetin üyesinin üçüncü nükleer santral için Çinliler ve ABD`li Westinghouse ile mutabakat zaptının imzalandığını açıklaması abesle iştigaldir. Daha bir iki gün önce ülkenin Başkenti`nde insanların can güvenliği sağlanamamışken, terör saldırılarına karşı nasıl korunacağı bir yana kendi teknolojisi gereği güvenlik riski yüksek olan nükleer santral kararının açıklanması büyük bir aymazlığın göstergesidir. Ne yazık ki bu aymazlık ülkemizde, Fukuşima Felaketi`nden sonra bile tüpgaz ile nükleer santralı eşdeğer gören bir zihniyetle hüküm sürmektedir. 

Gündem Saptırması mı/Gizli Gündem mi?

Bilindiği gibi İğneada; 1966 yılında Akkuyu ve Sinop ile beraber nükleer santral yapılması için önerilen üç yerden biridir. Aradan geçen 50 yıla yakın bir süreden sonra tam da Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının yaşandığı günlerde bu katliamın zeminini hazırlayan hükümet tarafından İğneada`nın gündeme getirilmesi; amaç gündem değiştirmek değilse, nükleer santral yapımcıları ile yapılan bir anlaşmanın bu kargaşada geçirilmesi dışında bir anlam ifade etmemektedir.

Özellikle Rusya ile ilgili Akkuyu Santralı`nın çok tartışmalı hale geldiği, Cumhurbaşkanı nezdinde yapılmayacağının ima edildiği bir ortamda İğneada`nın gündeme getirilmesi dikkat çekicidir. Bir açıdan nükleer konusunda Rusya ile ilgili tartışmaların üstü örtülerek gündem kaydırılmakta, diğer taraftan böyle ciddi bir konuda kamuoyundan gizli mutabakatlar imzalandığı ortaya çıkmaktadır. Bu mutabakatların içeriği açıklanmalıdır. Daha önce Akkuyu ve Sinop`ta olduğu gibi yine kapalı kapılar arkasında pazarlıklar sürdürülmekte ve kamuoyundan gizlenmektedir.

Anlaşılan AKP, 7 Haziran seçimleri öncesinde önce Rus şirkete yaptırdığı ardından kendi reklam filmlerinde propaganda malzemesi olarak kullandığı Akkuyu Nükleer Santralı`nın ardından seçimlere 15-20 gün kala bu kez de İğneada`yı seçim malzemesi yapmaya karar vermiştir. 3 güzergahta birden metro hattı başlatıp hiçbirini yapamayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı gibi 1 taneyle yetinmemiş, 3. nükleer santral macerasını başlatmış görünmektedir. 

Üretim-Tüketim Dengesinden Habersiz

Bir nükleer santralın yapımı normal şartlarda 10 yıl sürer. Demek ki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı`nın kendine bağlı kuruluş olan TEİAŞ`ın 2023 yılı tüketim tahmininin 415 milyar kilovat saat (kWh) olduğundan ve aynı yıla kadar enerji üretiminin 515 milyar kWh olacağından ve 100 milyar kWh arz fazlası oluşacağından haberi yoktur.

Ayrıca AKP hükümetlerinin her dokümanında yer alan ve uygulamada çeşitli zorluklar çıkararak engellediği yenilenebilir enerji kaynakları maliyetlerinin hızla düşmekte olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bugün için güneş enerjisi tesislerinde megavat (MW) başına kuruluş bedeli 1.2 milyon ABD Doları seviyesine düşmüştür. Rüzgar santrallarında ve büyük güçlü su santrallarında bu rakam daha düşüktür. Anlaşılan Bakanın bu rakamlardan da haberi yok ki yatırım maliyeti MW başına 6 bin dolardan fazla olan nükleer santralın üçüncüsü için yatırım kararı açıklamaktadır.

Nükleer=Dolar Bazında Pahalı Fiyat

Bakanın herhalde haberi olmadığı başka bir nokta da elektrik satış fiyatı olsa gerek. ABD`de nükleer santrallardan elektrik 2.4 sent/kwh`a üretiliyor. Fransa`da nükleer santrallar, elektriği 4.5 sente (Euro) satıyor. Türkiye`de ise Devlet Akkuyu`dan 12.35 sente (Dolar) Sinop`ta yakıt hariç 10.83 sente (Dolar) alacak. Nitekim dolar kurundaki yükselme nedeniyle de hem ülkemizde elektriğin pahalılaşmasına yol açacak düzeyde fiyatları artmaktadır. Diğer taraftan Rusya tartışmasında gündeme geldiği gibi bu santralların yapılması da zora girmektedir. Ayrıca güvenlik sorunları nedeniyle nükleer santrallar giderek pahalılaşmaktadır. Nükleer santralların maliyetlerini, yalnızca yakıt ve işletme olarak açıklamak kamuoyunu kandırmaktır. Nükleer santralların yapım aşamasından itibaren büyük güvenlik maliyeti vardır.

İğneada Santralı`nda da Akkuyu ve Sinop gibi yüksek fiyatlı bir sistemi gündeme getirmek için mi böyle acele bir karar alınmaktadır? Acaba bundan kimler nasıl yarar sağlayacaktır?

EMO olarak halkımızın çıkarlarına olmayan her türlü girişimi önlemeyi görev kabul etmekteyiz. Akkuyu ve Sinop ile İğneada`ya yapılması düşünülen nükleer santralların, elektrik enerjisi gereksinimi açısından geçerli hiçbir nedeni yoktur. Bazı kesim ve kişilere çıkar sağlamak için yapıldığını düşündüğümüz bu girişim hemen durdurulmalıdır.  

 

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

16 Ekim 2015