İMO: İLO SÖZLEŞMESİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

06.02.2015

 İnşaat Mühendisleri Odası, İLO İnşaat ve Güvenlik Sözleşmesi’nin imzalamasıyla ilgili olarak 6 Şubat 2015 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

 

İLO Sözleşmesinin takipçisi olacağız

AKP hükümeti, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) İnşaat ve Güvenlik Sözleşmesi’ni imzaladı. İLO tarafından 1988 yılında kabul edilen ve 1991’de yürürlüğe giren 167 sayılı İnşaat İşlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi gecikmeli de olsa nihayet Türkiye tarafından kabul edildi.

Kabul edilen sözleşme, "inşaat alanındaki herhangi bir işlem, faaliyet veya nakliye dahil, alanın hazırlanmasından, projenin tamamlanmasına kadar olan tüm inşaat işlerine, yeni bina yapımına, inşaat mühendisliğine, montaj ve sökme işlerine" uygulanacak. Sözleşmede, inşaat işlerinin görüldüğü alanlar, inşaat işlerinde kullanılan araç, malzemelerde güvenlik ve sağlık, üye ülkelerin hükümetlerince konuya ilişkin önlemlerin alınması, işçi ve işverenlerin yükümlülüklerine ilişkin hükümler yer alıyor.

Elbette bu gelişmeyi olumlu buluyoruz. Ancak gecikmiş bir adım olarak değerlendirdiğimizi de vurgulama gereği duyuyoruz.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusu ülkemizin bir yarasıdır. Özellikle son dönemde yaşanan iş cinayetleri sorunu toplumsal bir travma haline getirmiş, Türkiye iş kazaları sicili hayli bozuk bir ülke olarak sıralamada yerini almıştır.

Şimdi sormak istiyoruz: İnşaat sektörünün unsurlarının, özellikle de İnşaat Mühendisleri Odası’nın yıllardan bu yana konuyla ilgili görüş ve önerileri neden yok sayıldı? 167 sayılı sözleşmenin ülkemiz tarafından da imzalanması doğrultusunda yapılan çağrılar neden duymazdan gelindi?  İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin evrensel kabulleri neden uygulamaya alınmadı?

Meslek Odaları “testi kırılmadan” önlem alınmasını istemektedir. Torun Center inşaatındaki kazadan önce de özellikle asansörlerle ilgili defalarca uyarılarda bulunmuş, ancak siyasi iktidardaki meslek odası algısı nedeniyle sonuç almak mümkün olmamıştı.

Şimdi gecikmeli de olsa Hükümet sözleşmeyi imzaladı. Ancak uyarılarımıza devam etmek durumundayız. Çünkü sorun, sözleşmeyi imzalamakla bitmiyor, sözleşme hükümlerinin uygulamasının denetlenmesi gerekiyor. Ülkemizde mevzuat eksikliği ve yetersizliği nasıl bir sorun teşkil ediyorsa, uygulamanın denetlenmemesi, denetimin kamusal özelliğinin yok edilmesi, denetlenen ile denetleyen arasında ticari ilişki kurulması, denetimin nitelikli olmaması da aynı derecede sorun yaratıyor. Eksiksiz bir mevzuat ve işlevsel bir denetim mekanizması ülkemizi bu ayıplı durumdan kurtaracak yegâne yoldur.

Hükümet sözleşmeyi imzalayarak bu gerçeği kabul etmiş olmaktadır. Gereğinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek ise kamuoyunun ve meslek odalarının ilgi alanında bulunmaktadır. İmzalanan sözleşme hükümlerinde, işveren ve işçi örgütlerinin işbirliği yapması öngörülmektedir. İnşaat işkolunda, işçi sağlığı ve iş güvenliği sağlanmasının sorumluları arasında yer alan inşaat mühendislerinin örgütü İMO’nun da sürece dahil edilmesinin, sorunların tespit ve çözümünde sonuç alıcı etkisi olacaktır.