JFMO'DAN 12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 15. YIL DÖNÜMÜ AÇIKLAMASI

15.11.2014

Jeofizik Mühendisleri Odası, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi'nin yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 15. YILDÖNÜMÜ

Ülkemizin Deprem Gerçeğini Unutturmayacağız.

12 Kasım 1999 tarihinde Düzce‘de Richter ölçeğine göre Ms = 7.2 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Bine yakın insan hayatını kaybetmiş, binlerce insan yaralanmış konut ve işyerleri büyük hasar görmüştür.

Türkiye coğrafyasının büyük bir kısmı yüksek deprem tehlikesi altındadır. Yapı stokunun durumu, tehlikenin derecesini arttırmakta ve nüfusumuzun azınsanmıyacak bir bölümü deprem riski altında yaşamaktadır. Afetler ortaya çıktıktan sonra ne kadar etkin müdahele edilse de, can va mal kayıplarını geri getirme imkanı yoktur. Afetler olduktan sonra yaraları sarmaktan çok, verdiği zararları en aza indirmek stratejik hedef olmalıdır.

Depremi önlemek mümkün değildir. Deprem zararlarını ve etkilerini en aza indirmek için depreme dayanıklı bina iyi bir planlama ve iyi bir kentleşme gereklidir. Toplumun her yaştan her kesimine depremle ilgili eğitim verilmelidir.

Türkiye bir deprem ülkesidir ve dünyanın önemli deprem kuşakları üzerinde bulunmaktadır. Topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Bu nedenle, depreme dayanıklı yapı tasarımı için zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır. Yeni yerleşim yerlerinde Jeoteknik etütler yapılmalıdır. Ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir. Yerel yönetimler kontrol ve denetim görevlerini yerine getirirken zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisi imzasını aramalıdır.

Güçlendirilmemiş hastaneler, okullar, yurtlar, kreşler v.b. kamu kurumlarında kalanlar çok büyük tehlike altındadırlar. Binaların afete riskli olup olmadığı araştırılmalıdır. Binaların afete riskli olup olmadığını binaya hasar vermeden Jeofizik Yöntemlerle belirlemek mümkündür.

Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini (tomografi, röntgen, emar, ultrason v.b.) çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında bilgi vermektedir.

Ancak; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Jeofizik Mühendisliği‘ne yer verilmemiştir. Yapılardaki tahribatsız incelemelerin bilimsel ve standartlara uygun olabilmesi için uzmanlığı gereği Jeofizik Mühendisliğine yer verilmesi gerekmektedir.

2 Ağustos 2013 tarihinde 3194 sayılı İmar Kanunu‘nun 8. Maddesinde yapılan değişiklikle, Meslek Odalarının vize ve rapor onay yetkileri kaldırılmıştır.

Bü düzenleme, meslektaşlar arasında haksız rekabetin önlenmesini, jeofizik mühendislik hizmetlerinin mesleki, bilimsel ve teknik esaslar, ve kamu yararı doğrultusunda verilmesini engelleyici bir düzenlemedir. Bu düzenleme ile TMMOB ve bağlı Odalar etkisizleştirilmeye ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Hazırlanan zemin etüd raporlarının Oda denetimlerinin dışında bırakılması ileride telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacaktır.

Kamu yararı, insanlarımızın sağlıklı binalarda yaşama, depremlerden ve diğer bütün afetlerden korunma açısından 3194 sayılı sayılı İmar Kanunu‘na eklenen bu değişikliğin bir an önce kaldırılması gerekmektedir.

4708 sayılı Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği değiştirilmeli, yapı üretim sürecinden bitimine kadar önemli bir rol oynayan Jeofizik Mühendislerinin Teknik Müşavirlik Kuruluşu veya Yapı Denetim Kuruluşu ortağı olma zorunluluğu getirilmelidir.

Depremler önlenemez ancak alınacak tedbirlerle zararları azaltılabilir. Geçmişteki afetleri yaşamamak için başta beklenen marmara depremi olmak üzere afet toplanma yerleri ve tüm afet sorunlarına kalıcı önlemler alınması için yetkilileri duyarlığa davet ediyoruz.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası

XV. Dönem Yönetim Kurulu