METEOROLIJİMO: METEOROLOJİK OLAYLARIN AFETE DÖNÜŞTÜRÜLMEDİĞİ YIL OLMASI DİLEĞİYLE

31.12.2024

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası, 31 Aralık 2024 tarihinde "Meteorolojik Olayların Afete Dönüştürülmediği Yıl Olması Dileğiyle" başlıklı bir basın açıklaması yaptı.

Yeni bir yıla girerken, tek dileğimiz dünyamıza huzurun egemen olmasıdır. Gerçek anlamda huzur, barış içinde yaşam ile mümkündür. Barış, sadece silahlı çatışmaların son bulması değil, aynı zamanda insanların insanlara, toplumların toplumlara saygı gösterdiği ve bu saygının daha fazlasını doğaya göstermesiyle, kısaca hiçbir canlının ya da varlığın yok sayılmadığı durumlarda sağlanabilir.

Dünya genelindeki 31 çeşit doğal afet tanımlanmaktadır. Bu afetlerin 28 çeşidi meteorolojik karakterli afetler olarak tanımlanmaktadır. Doğal afetlerin önem sıraları coğrafi bölgelere göre değişmektedir.

Birleşmiş Milletler doğa kaynaklı afetleri, toplumun sosyoekonomik ve sosyokültürel faaliyetlerini önemli ölçüde aksatan, can ve mal kayıplarına neden olan fakat yerel imkânlar ile baş edilemeyen doğa olayları olarak tanımlanmıştır.

Dünya’da doğal afetler; %43 sel ve taşkınlar, %28,2 fırtınalar, %7,8 depremler, %5,6 Ekstrem hava sıcaklığı, %5,2 heyelan, %4,8 kuraklık, %3,5 kırsal yangınlar, %1,4 volkan olarak gerçekleşmektedir. Can ve mal kayıpları afetin etkilediği bölgenin kullanım amacına bağlı değişim göstermektedir.

Meteorolojik karakterli doğal olayların afete dönüştüğü süreçler hızlanarak devam etmektedir. Bu afetlerin nedeni olarak da iklim değişimi gösterilmektedir. Öncelikle bu yaklaşımın eksik ve çoğunlukla yanlış olduğunu da belirtmek gerekir.

İklim değişimi dünyanın vaz geçilmez bir gerçeğidir. İklim değişimi çalışmalarında, olağan iklim değişimine, insan faaliyetlerinin olası etkilerinin de dikkate alınarak önlemlerin geliştirilmesi değerlidir. Ancak son zamanlarda, meteorolojik olayların afete dönüşmesinin deneni olarak sadece iklim değişiminin gösterilmesi, olayların gerçek nedeninin örtülmesi anlamına gelmektedir.

COP toplantılarında, iklim değişimi etkisinin azaltılması paraya odaklanmış durumdadır. Bu sürecin, atmosferi ve doğayı koruyacak bir süreci oluşturabileceği konusunda endişeler fazladır. Benzeri süreç, Dünya Su Forumlarında yaşanarak görülmüştür.

Yerküre coğrafi, jeolojik ve meteorolojik olarak çok faklı özellikler gösterir. Canlılar yerküre üzerinde yaşadığı bölgenin iklim özelliklerinin etkilerine göre gelişim göstermektedir. Meteorolojik olaylar gün içerisinde bile sürekli değişkenlik gösterir. Yer küredeki tüm canlılar ve varlıklar farklı özelliklerdedir. Dünya tek özellikli duruma getirilemez. İnsanların ve doğal varlıkların farklılığı da dünyanın zenginliğidir. Farklılıklarımızın zenginlik olduğunu bilerek, birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz.

Doğayla uyum içinde yaşamanın maliyeti yoktur. Doğanın kurullarına direnmenin maliyeti ve acıları çoktur. Bölgemizin meteorolojik özelliklerine göre yaşamımızı planlarsak sağlıklı beslenebilir, barınabilir ve kısaca yaşamımızı sürdürebiliriz. Değiştirmeye çalıştığımızda yok olacağız süreci hazırlıyoruz demektir. Bu konuyu farklı şekilde ifade etmek istersek, bölgemizde geçmişten beri var olan birbirinden farklı insanlar ile birlikte yaşamak zenginliğimizdir. Herhangi bir benzemezliğimizden dolayı karşımızdakini yok etmeye çalışmanın acıları ve maliyeti büyüktür.

Çevremizi koruyarak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakalım. Doğaya direnmek değil, doğa ile barışık yaşamak gerekir. Doğal gelişim uzun yılları kapsar. Doğaya ya da doğal olaylara direnmekle kazanamayız. Asıl olan doğa kurallarına uygun yaşamı planlamaktır.

Meteorolojik olayların afete dönüşmesinde sorumlu meteorolojik olaylar değil, meteorolojik parametrelerin dikkate alınmamasıdır.  Arazi kullanımı ve yanlış yerleşimler sel ve taşkın olaylarını artırmıştır. Bu yaşananlar benzer şekilde devam ettiği sürece doğal olayların afete dönüşmesi kaçınılmazdır. Sel ve taşkınlar yağış şiddetlerinin ya da miktarının artmasından değil, taşkın yataklarının yapılaşmaya açılarak havzaların özelliklerinin değiştirilmesinden kaynaklıdır. Yanı yağışın şiddetindeki değişimlerden değil, yağışın yer yüzeyindeki etkisinin artmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle kentlerimizde meteorolojik olaylara göre yaşanan sorunların ekstrem değerlerde yaşanması kent planlarının meteorolojik olaylara uygun planlanmasından kaynaklıdır. Bu ve benzeri yaşanan tüm olayların sorumlusu iklim değişimi değildir.

“İklim değişimine dirençli kent” ya da benzeri söylemler konusunda dikkatli olmak zorundayız. Kentlerimiz mevcut iklim parametrelerine uygun olmadığından, değişen iklime uyumdan söz edilemez.

Herkesin refah içinde, huzurlu bir yaşam sürebileceği; çocukların güvenle büyüyebildiği bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürelim. Yeni yılın, insanlığa umut, sağlık, mutluluk ve barış getirerek, birliğin ve beraberliğin yılı olması için hep birlikte üzerimize düşeni yapalım.

YENİ YIL İÇİN KARMA TALEPLER

İklim Değişir, Değişime Direnilmez,

İklime Uygun Olmayan Yapılar, İklim Değişimine Uygun Haline Getirilemez,

İklim Değişiminin Ardına Sığınarak Doğayı Yok Etmeye Çalışmasına İzin Vermeyelim,

Yeni Yıl, Kalbimizdeki İklimi Isıtan Bir Yıl Olsun,

İklim Gibi Değişen Her Şeyde, Başarı ve Mutluluk Sizinle Olsun,

Meteorolojiye Güvenin, Doğaya Uyumun Olduğu Yıl Dileriz,

Gökkuşağı Gibi Renkli ve Huzurlu Bir Yıl Dileriz,

Doğayla Uyum, Bereketli Hasat ve Sağlıklı Günler Dileriz,

Doğanın Ritmiyle Büyüyen Ürünlerle, Sağlıklı Bir Yıl Dileriz,

Meteorolojiyle Uyumlu Tarım, Sağlıklı ve Bereketli Yıllar dileriz,

Meteorolojiyle Uyum, Afetsiz ve Mutlu Yıllar dileriz,

Meteoroloji Rehberimiz Olsun, Afetlerden Uzak yıl dileriz,

Meteoroloji Rehberiniz Olsun, Sağlıklı ve Güvenli Kalın,

Hava Koşullarına Uyum Sağlayarak Daha Güvenli Yaşayın,

İklime Uygun Tarım, Sofralarınızı Şenlendirsin,

Umut, Barış ve Değişim Yılı Olsun.

 

TMMOB
Meteoroloji Mühendisleri Odası