METEOROLOJİMO: 15 MAYIS “İKLİM GÜNÜ” MÜ? KORKMAYIN İKLİMİN DEĞİŞİMİNDEN!

15 MAYIS “İKLİM GÜNÜ” MÜ?

KORKMAYIN İKLİMİN DEĞİŞİMİNDEN!

15 Mayıs’ın “İklim Günü” olarak kutlandığına dair söylemler her yıl tekrarlanıyor. Ancak bu tarihin hangi kurum tarafından, ne zaman ilan edildiğine dair ortada resmi, kamuoyunca bilinen bir kayıt yok. Ancak bu tarih, çeşitli etkinlikler ve açıklamalarla “iklim değişimine dikkat çekme” amacıyla öne çıkarılıyor. Peki, iklim değişimine dair söylemlerin içeriği ne kadar bilimsel, gerçekçi ve samimi?

Her yıl aynı sözler, aynı vurgular!
Küresel ölçekte olduğu gibi yerelde yapılan açıklamaların da çoğu, korku temelli söylemlerden ibaret. İklim değişimini, doğanın öngörülemez bir öfkesi gibi sunularak, insanlar korkuya kapılıp tepki verme yetilerini yitiriyor. Fakat bu söylemlerin ardında kalan gerçekler konuşulmuyor, konuşulmaktan kaçınılıyor.

İklim değişimi konu edilirken, gerçek nedenleri göz ardı edilen asıl sorunlar:

• Su kaynaklarının bilinçli bir şekilde kirletilmesi ve ticarileştirilmesi,
• Tarım, orman ve mera alanlarının sermaye lehine yok edilmesi,
• Kent selleri ve taşkınların artmasının ardındaki asıl nedenin yanlış arazi kullanımı ve dere yataklarına yapılan yapılaşmalar olması,
• Meteorolojik verilerin planlamalarda dikkate alınmaması,
• Her şiddetli hava olayının, iklim değişimiyle açıklanarak, sorumluluğun doğaya yüklenmesi.

Bugün “iklim değişimine dirençli kentler” gibi kavramlar dolaşıma sokulurken, bu direncin zemini olan doğal alanlar bilinçli olarak yok ediliyor. “Yeşil kalkınma” adı altında, doğayı sömürmeye devam eden politikalar “çevreci” bir vitrinle sunuluyor. Oysa; meteorolojik parametreler doğası gereği hiçbir zaman belli zaman diliminde ya da belli periyotlarda birebir tekrarlamaz. Bu nedenle afete dönüştürülen her meteorolojik olayı “iklim değişimine” bağlamak, toplumu kandırmaya çalışmanın ötesine geçmez.

Evet, iklim değişiyor. Doğa her zaman değişti ve değişmeye devam edecek.
Ama esas tehlike bu değil.
Asıl tehlike; iklim değişimi söyleminin arkasına saklanarak, doğayı, suyu, toprağı ve yaşamı metalaştıran politikaların gizlenmesidir.

İklim günlere sığmaz. Çünkü bugüne sığınılarak yaptıklarına meşruluk kazandıracaklar. Bu günler egemenlerin istediği günlerdir. Barış, Çevre, Su, Gıda, Biyolojik Çeşitlilik, Kadınlar, Sosyal Adalet, Eğitim gibi çok günler var. Ne işe yarıyor? BM ilan ettiği günleri sahipleniyor mu? Yoksa siz bunlarla eğlenin mi diyor? 22 Nisan “Dünya Günü” her şeyi buna sığdırabiliriz.

Korkmayın iklimin değişmesinden.

Korkun; bu değişimi kendi çıkarları için kullanan sistemin yalanlarından.

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası