MMO: SANAYİ, İTHALATA TESLİM

10.02.2015

Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan Sanayinin Sorunları ve Analizleri raporlarının üçüncüsü "Sanayi, ithalata teslim" başlığıyla yayımladı. MMO tararfından konuya ilişkin olarak 10 Şubat 2015 tarihinde bir basın açıklaması yapıldı.

Sanayinin Sorunları ve Analizleri (III)
Sanayi, ithalata teslim

TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, “Sanayinin Sorunları ve Analizleri” araştırmalarını yayımlamaya devam ediyoruz. Araştırma raporumuzun üçüncüsü sanayinin ithalata teslim olması üzerinedir.

AKP iktidarında izlenen düşük kur politikasının en önemli sonuçlarından biri, üretimde dışa bağımlılığı derinleştirmesi olmuştur. Aşırı değerli kur siyaseti, üretimin her alanında dışa bağımlılığı pekiştirmiş, borçlanmayı özendirmiş, üretim yerine ithalatı cazip hale getirmiştir. Ekonominin son 5 yıllık verileri incelendiğinde dışa bağımlılığın hızlandığı görülmektedir. Rapor, uygulanan ekonomi politikalarının başta sanayi ve tarım olmak üzere üretim alanlarında yarattığı tahribatları, yerli üretim ve istihdam üzerindeki olumsuz sonuçlarını ortaya koymaktadır. Bu alanlardaki gerileme nedeniyle inşaat sektörü ve dış rekabete kapalı hizmet sektörlerine yönelen sermayenin üretkenlikten hızla uzaklaştığı gerçeğinin altını çizen rapor, Türkiye ekonomisinin AKP iktidarı eliyle ihracatçı bir ekonomi olma trenini çoktan kaçırdığına, cari açığı daraltma hatta cari fazla verebilen bir ekonomi olma ihtimalinin çoktan yitirildiğine ışık tutmaktadır. Geriye kalanın ise tasarruf sağlamayan, borçlanmaya dayalı inşaat veya müteahhitlik işlerinin olduğu ve bu sayede dış kaynak bağımlılığının gün geçtikçe daha da derinleştiği belirtilmektedir. Raporun basın özeti aşağıda kamuoyuna sunulmaktadır.  

Türkiye’nin son 5 yılı analiz edildiğinde, sanayinin ithalatının ihracatından daha hızlı arttığı ve bu anlamda dışa bağımlılığının daha da hızlandığı görülüyor. Beş yıllık ortalamalar alındığında ihracatın yıllık artışı yüzde 9’da kalırken ithalattaki yıllık artış yüzde 12’yi bulmaktadır. Başka bir deyişle ihracat 3 arttıkça, ithalat 4 artmaktadır. Dış ticaret açığında 5 yılın ortalama artışı ise yüzde 22’yi bulmuştur. Beş yıl ortalaması olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı ancak yüzde 61’dir.

Sanayide net ihracatçılar içinde ilk 3 sırayı geleneksel giyim-tekstil, gıda sektörleri alırken bunları, taşa-toprağa dayalı sanayiyi de içeren “Metalik olmayan diğer mineral ürünler” sektörü (yani seramik, cam, çimento vb. sektörleri) ve metal eşya sanayii izlemektedir. Net ithalatçıların başını çeken enerji ve kimyasal ürünler üreten sektörlerin ithalatının neti, toplamın yüzde 52’sine ulaşmıştır. Bu iki dal, ithalata bağımlılığın en yüksek olduğu dallardır. Makine, teçhizat, elektrikli makineler, bilgi işlem, tıbbı cihazlar, optik, saat gibi ürünleri kapsayan alt sektörler, net ithalatçı grubun bir diğer önemli alt başlığını oluşturmaktalar.

Sanayinin ithalata teslim edilmesinde izlenen kur politikası önemli bir yere sahip. Düşük kur, dövizle borçlanan ve iç pazara veya ihracata dönük üretim yapan firmaların ithal girdi maliyetlerini de düşürürken ithal girdi oranının sürekli yükselmesine de zemin hazırladı.  Döviz ucuz seyrettiği için, eskiden yurtiçinde üretilen birçok şey, daha ucuza geliyor diye, dışarıdan alındı. Aşırı değerli kur siyaseti,  üretimi, özellikle sanayi üretimini, tarımı, hatta hizmet üretimini bile olumsuz etkiledi, ucuz ithalatla temin edilen ürün karşısında yerli ürün tutunamadı, o ürünü üretenler çalışanlarına yol vermek zorunda kaldı, inşaat sektörü, dış rekabete kapalı hizmet sektörleri sanayiden uzaklaşanların tercihi oldu. Üretim yerine ithalat, istihdam yaratmadı, işsizliği artırdı. Türkiye’nin ihraç ürünleri, özellikle Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yüzde 60-70’leri bulan ithal girdilerle üretildiği için, ihracat, gerçekte rekabet gücü kazanmadı. İhracatçı bile ucuz dövizle hammadde, ara malı sağladığı için, ithalatçı davranışı gösterir hale geldi.

İhracatın artan ölçüde dışa bağımlılığını artıran bu politikaların, özellikle döviz kuru ve dış ticaret, gümrük politikalarının bir bütün halinde gözden geçirilmesi ve yerli üretim ile yerli istihdamın korunmasını artıracak önlemlerin ivedilikle alınması gerekiyor.