MMO SANAYİNİN SORUNLARI VE ANALİZLERİ (XI) RAPORUNDAN: SANAYİNİN MONTAJCI, ZAYIF ÜRETİM YAPISI

19.10.2015

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan, Sanayinin Sorunları ve Analizleri (XI) “Sanayinin Montajcı, Zayıf Üretim Yapısı” başlığıyla 19 Ekim 2015 tarihinde yayımlandı. 

  • Makina Mühendisleri Odası açıkladı: Sanayi firmalarının satışlarının yüzde 70‘i işletme dışından alınan makine-teçhizat, hammaddeye gidiyor, yerli katkı yüzde 30‘un altına düştü.

  • Türkiye‘nin en büyük otomotiv, beyaz eşya, elektrikli cihaz, kimya şirketlerinin ürettikleri katma değer, toplam satış gelirlerinin dörtte birini bulmuyor.

  • Yerli katkı oranı en yüksek sektörleri, madencilik, çimento-cam ve savunma sanayisi oluşturuyor.

Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği-TMMOB Makina Mühendisleri Odası, her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez‘in katkısıyla hazırladığı sanayinin sorunları bülteninin on birincisini "Sanayinin Montajcı, Zayıf Üretim Yapısı" konusuna ayırdı. Hazine ve İSO verileri kullanılarak yapılan araştırmada sanayi firmalarının satışlarının yüzde 70‘inin işletme dışından temin ettikleri makine-teçhizat, hammadde, yedek parçaya ayrıldığı, içeriden katma değer katkısının ise yüzde 30‘un altına düştüğü belirtildi.

Araştırmada şu noktalar öne çıkarıldı:

 

  • Türkiye sanayisi, öteden beri maruz kaldığı küresel zincirin düşük katkılı değer üreticisi olma halini bir türlü aşamamakta, zincirin daha güçlü, daha çok değer üreten ve değerden daha çok pay alan aktörü konumuna gelememektedir.

  • Sanayinin ürettiği ve satışa sürdüğü ürünlerde dış katkılar ağırlık taşırken şirketlerin katkıları satış gelirlerinin yüzde 30‘una bile ulaşamamakta, satış gelirlerinin yüzde 70‘i makine-teçhizat, ara malı, yarı mamul, enerji vb. alımına gitmektedir.

  • Bu sonucun oluşumunda ise iktidarların, son 13 yılda da AKP iktidarının izlemekte olduğu sanayiyi umursamayan, düşük kur ve neoliberal dış ticaret politikaları etkili olmuştur. Düşük döviz kuru, yerli üretim yerine, ithalatı cazip kıldıkça, daha önce içeride üretilen, içeriden tedarik edilen birçok makine-teçhizattan ara malı, ham maddeye kadar girdi, enerji, ithal yoluyla temin edilmiştir. 2004 yılında o yılın milli gelirinin yüzde 25‘i tutarında olan 97,5 milyar dolarlık ithalat, 2014 yılında 242 milyar doları aşmış ve milli gelire oranı da yüzde 30‘u geçmiştir.

  • İSO verilerinden yapılan araştırmaya göre, 2014 yılında net satış gelirleri 272 milyar TL‘ye ulaşan en büyük 255 sanayi firmasının satış hasılatında, firma bünyelerinde istihdam edilen 354 bin işçinin ürettiği değer yaklaşık 81 milyar TL dolayında kalmış ve işletmenin katma değer katkısı satışlar içinde yüzde 30 dolayında gerçekleşmiştir. Yine İSO‘nun ikinci 500 sıralamasındaki firmalar arasında brüt katma değer/net satış oranı 2014‘te yüzde 22‘de kalmıştır.

  • 2014 İSO en büyük 500 sanayi firması verileri, sektörel olarak bakıldığında, sanayi firmaları satışlarında yerli üretim payının en yüksek olduğu sektörlerin madencilik ile "savunma" ve çimento-cam sektörleri olduğu; üretimin satışa katkısının düşük seyrettiği sektörlerin ise montajcı özellikteki otomotiv, beyaz eşya, elektrikli cihaz ile demir-çelik, kimya sektörleri olduğu görülmektedir.

  • Bu sorunun aşılması bir dizi mikro ve makro politika değişikliklerine gidilmesini gerektiriyor. Makro düzeyde, daha gerçekçi bir döviz kuru politikası ve kaynak kullanımı rasyonalitesi ile birlikte, sanayiyi yıkıcı dış rekabetten koruyacak dış ticaret önlemlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Bunun yanında, yerli girdi, enerji üretimi ve tedarikinin özendirilmesi, işletme içi katma değer katkısının net satışlara ortalama olarak ilk elde yüzde 30‘lardan yüzde 40‘lara, giderek yüzde 50‘lere kadar çıkarılmasını mümkün kılacak kamu desteklerine başvurulması; işletmelerin de katma değeri artırıcı yönde mikro değişimler geçirmeleri gerekiyor.

  •