MMO: YABANCI YATIRIMCI SANAYİYE UZAK

09.03.2015

Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan Sanayinin Sorunları ve Analizleri raporlarının dördüncüsü "Yabancı Yatırımcı Sanayiye Uzak” başlığıyla yayımlandı. MMO, konuya ilişkin olarak 9 Mart 2015 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Sanayinin Sorunları ve Analizleri (IV)
Yabancı Yatırımcı Sanayiye Uzak

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan “Sanayinin Sorunları ve Analizleri” araştırmalarını yayımlamaya devam ediyoruz. Araştırma raporunun dördüncüsü yabancı yatırımcının sanayiden uzak olması üzerinedir. Raporun özeti aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır. 

AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye’ye yabancı kaynak girişi dışa bağımlılığın artmasıyla birlikte önceki yıllara oranla büyük artış göstermiş, uygulanan politikalarla birlikte Türkiye ekonomisinde büyüme, iç tasarruf gücünün yitirildiği oranda dış tasarruflara daha muhtaç hale gelmiştir. Dış dünyadan gelen yabancı kaynağın niteliği ise yeni yatırım yapan, teknoloji geliştiren, istihdam yaratan, ihracat yapan, döviz kazandıran türden değil, borç yaratan, tasarruf sağlamayan yatırımlar şeklindedir. Rapor, AKP döneminde hızlanan yabancı kaynak girişlerinin yöneldiği yatırım alanlarını ve bu alanların istihdam, üretim ve toplumsal refah açısından niteliğini incelemektedir.

Türkiye’ye yabancı kaynak girişi, 2003 sonrasında, önceki onyıllardan çok farklı olarak büyük bir artış göstermiş ve yılda ortalama 41 milyar dolarlık bir yabancı kaynak girişi ekonomik büyümenin de ana rüzgarı olmuştur.

Dış kredi ve portföy yatırımının dörtte üçlük ağırlık taşıdığı bu dış kaynak girişi, “borç yaratan sermaye” girişi olarak Türkiye’nin dış borç stokunu milli gelirinin yüzde 50’sine, 400 milyar dolara kadar çıkarmıştır.

Yabancı kaynak girişinde daha çok tercih edilmesi gereken “doğrudan yabancı sermaye” yatırımları ise, toplam girişlerde dörtte bir dolayında pay almıştır. 2003–2014 döneminde yılda ortalama 10 milyar dolara yakın doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişi gerçekleşmiştir. Ancak doğrudan yabancı sermaye girişleri yüzde 22 oranında imalat sanayisini tercih ederken finans sektörüne yönelişi yüzde 37’yi bulmuştur. Bilişim-haberleşme, ticaret, inşaat-gayrimenkul yabancıların diğer yatırım tercihleri olmuştur.

İmalat sanayiine gelen yabancı sermayenin de daha çok iç pazara dönük gıda-içki-tütün, kimya, bilgisayar, elektrikli, elektronik cihaz sektörlerine yöneldikleri görülmüştür. Yabancıların borsada mülkiyetlerinde tuttukları hisse senetlerinin bileşimi de benzer bir yapı göstermekte, 2014 sonunda 62 milyar doları bulan yabancı portföylerinin yarısını finans sektörünün, ancak dörtte birini ise sanayi şirketlerinin hisse senetlerinin oluşturduğu görülmüştür.

Bu tercihte, yabancıların sektörel kârlılığa önem verdikleri açıktır. Bekleneceği gibi, doğrudan yabancı sermaye yatırımı için sektör seçiminde de, hisse senedi tercihlerinde de kâr oranı yüksek finans, ticaret, bilişim, hatta inşaat-gayrimenkul alt sektörleri yabancıların tercihi olmuştur. Döviz kazandırma kapasiteleri düşük olan bu sektörlere yabancılar iç piyasa kazançlarını çoğaltmak için ilgi göstermiş, sanayide döviz kazandıran,  ihracata dönük alt sektörler yerine, daha çok iç pazara dönük sektörleri, avantajlı özelleştirmeleri tercih etmişlerdir.

Türkiye iç tasarrufları düşük bir ülkedir ve büyüme için daha uzun süre dış tasarrufları kullanmak isteyecek, dışarıdan kaynak talebinde bulunacaktır. Ancak bu kaynak girişinin ağırlıkla borç yaratan türden olmak yerine doğrudan yabancı sermaye ağırlıklı olması, özellikle el değiştirmelere, özelleştirmelere gelen değil, yeni yatırım yapan, teknoloji geliştiren, istihdam yaratan, ihracat yapan, döviz kazandıran türden olması tercih edilmelidir.