
TMMOB BURSA İKK: ORMANLARIMIZLA BERABER GELECEĞİMİZ DE YANIYOR
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu'nun da aralarında bulunduğu Bursa Emek ve Demokrasi Güçleri, 25 Temmuz 2025 tarihinde son günlerde ülkemizde yaşanan orman yangınlarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
ORMANLARIMIZLA BERABER GELECEĞİMİZ DE YANIYOR
Öncelikle, orman yangınlarının söndürülmesinde görev alan başta Orman Genel Müdürlüğü (OGM) olmak üzere, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının personeline ve gönüllülere teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. Seyitgazi’de ki yangınlar esnasında hayatını kaybeden emekçiler için üzgün olduğumuzu bildiriyor yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.
OGM yangın istatistiklerine göre ülkemizde son 88 yılda toplam 1.907.000 hektar orman alanı yanmıştır. Yanan alanların yıllık ortalaması 21.600 hektardır. 88 yılda çıkan yangın adedi 126.000 adet olup yıllık ortalaması 1.400 adettir. Ancak son on yılda bu ortalama 2.700 adete kadar yükseldiği gibi 2024 yılında rekor kırarak 3.800 adet olmuştur. Bu yıl ise sadece 26 Haziran–3 Temmuz tarihleri arasında 576 orman yangını meydana geldi. Küresel iklim değişikliğinin de etkisiyle, orman yangınlarının sayıları ve etki alanları her geçen gün artmaktadır. Bu artış küresel iklim değişikliğinin yanında, her yıl verilen maden izinleri, maden sahalarında çalışan işçilerin yangın kültürünün olmaması gibi nedenler, asıl sorunların göz ardı edilmesi ve yükümlülüklerin hafife alınmasına neden olmaktadır.
İki aylık dönemde Orman emekçileri ve gönüllülerden oluşan yangın müdahale ekiplerinden yaşanan kayıplar, yaralanmalar tamamen işgücü ve koordinasyon eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Orman yangınlarına müdahale sırasında sadece kamuoyuna yansıyan iki aylık dönemde 15’e yakın orman emekçisi yaşamını yitirmiş, 20’den fazla emekçi ve gönüllü ise yaralanmıştır. Önceki yıllarda yaşanan kayıpları dile getirmiyoruz bile… Yetersiz eğitim, kontrol ve denetim eksikliği ve uygulanmayan cezai yaptırımlar maalesef kentlerin, ormanların, canlıların kaybı ile sonuçlanacaktır.
Yangınlarla sadece mücadele odaklı stratejiler yerine; ağırlıklı olarak halkın katılımı ile çok daha ekonomik, risksiz, yangınların çıkmamasına yönelik, yeni başlamış yangınlara ise anında, kaynağında, güvenli ve etkin olarak müdahale, yangınların ilacı olacaktır. Sorun nerede ise çözüm de oradadır. Yangın sorununu yangına neden olanlarla birlikte çözmek öncelikli hedef olmalıdır. Yangınların % 99’u alan olarak insan kaynaklı olup orman içinde ve çevresinde yaşayan insanların etkinliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yangın adetlerini en aza indirmek için “insan” odaklı projeler geliştirilmesi zorunludur. Enerji nakil hatlarının bakımlarının düzenli ve zamanında yapılması, gerekiyorsa toprak altına alınması, anız yakmanın önlenmesi, ateşsiz piknik yapma alışkanlığına sahip ve yangın farkındalığı yüksek bir toplum oluşturulması, yerleşim yeri-orman ara kesitlerinde yanıcı materyal yönüyle kontrol ve bakımların düzenli yapılması, turizm tesislerinin yangın önleme ve söndürmeyle ilgili gerekli altyapıya kavuşturulması vb. çalışmalar, yangın sayılarını düşürme kapsamında alınabilecek önlemler arasındadır. Bunların gerçeklemesi ise ancak politika olarak benimsenip, uygulanmasıyla mümkündür. Yangınları kaynağında önlemek amacıyla, yangına hassas bölgelerden başlamak üzere tüm yaşam alanlarında; yangınlara her anlamda hazırlıklı, doğaya ve yangınlara duyarlı, çevre sorunlarını sahiplenmiş, gerekli olabilecek hemen her konuda (bina-orman ve diğer açık alan yangınları, ilkyardım, tarımsal etkinlikler, tahliye vb.) eğitilmiş, organize olmuş, yangınlarla yaşamasını bilen, yangın önlemlerini almış, gerektiğinde yeni başlamış yangınlara güvenli olarak müdahale edebilen, yangınlarla mücadelede katılımcı bir toplum yaratılması, başka bir ifade ile ormanlık alan ve yakınlarında yaşayan veya bulunanlar için yangınla mücadele kültürünün oluşturulması gerekmektedir. Yapılacak bu tür etkinliklerde yöre halkının; yangınlarla ilgili kurumlar, yerel idareler ve ilgili sivil toplum kuruluşları ile birlikte organize olmaları, desteklenmeleri, eğitilmeleri ve yardımlaşmaları, yangınların önlenmesi ve müdahaleler için çok önemlidir. Halkla birlikte yapılacak bu tür etkinliklerin, yangınların önlenmesinde çözüm odaklı olmasının yanı sıra çok daha ekonomik ve etkili olacağı düşünülmektedir.
Yangınlarla mücadelede alınması gereken acil önlemler:
- Kadrolu orman işçisi açığı derhâl kapatılmalı,
- Yangın nedenleri büyük oranda belirlenerek buna ve yöreye bağlı önlemler alınmalı
- Enerji şirketleri bağımsız denetime tabi tutulmalı, caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı. Direk tabanları mutlaka beton veya mıcırla kaplanmalı.
- Gece saatlerinde yangın çevresine dozer şeridi açılması uygulamasına özel önem verilmesi, zorunlu hale getirilmeli, bu düzenleme mevzuata eklenmeli.
- Yangın ile ilgili yasal düzenlemeler günün şartlarına uygun olarak derhal düzenlenmeli.
- Ormanlar, yapılar, tarımsal alanlar, tarım-orman-yerleşim alanlarının yangına dirençli hale getirilmeli.
- Yangın öncesi yapılacaklar ile yangınla için alınacak önlemlere önem verilmeli.
- Orman içi ve yakınında yaşayan ve bulunanlar içinden yangın gönüllü ekipleri kurulmalı, desteklenmeli ve eğitilmeleri, yangınlar için her anlamda hazırlıklı, duyarlı, çevreye sahiplenmiş katılımcı toplum oluşturulmalı.
- Ormanların daha fazla parçalanmasının önüne geçilmeli.
- En önemlisi de yakın süreçte meclise getirilip yasalaşan ‘süper izin yasası’ olarak gündeme gelen doğayı madencilik ve enerji şirketlerine peşkeş çekecek yasal düzenlemelerden acilen vazgeçilmelidir.
Ülkemizde yangınların çoğu “doğal nedenler” bahanesiyle geçiştiriliyor, ama bizler biliyoruz ki: asıl sebep doğanın sermayenin kar hırsına peşkeş çekilmesidir. Değişmesi gereken budur. Bizler toprağımıza suyumuza ormanlarımıza sahip çıkacağımızı ve mücadelemizi sürdüreceğimizi buradan haykırıyoruz. Birleşe birleşe kazanacağız.
BURSA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ