TMMOB, TTB'NİN BÜYÜK HEKİM BULUŞMASI'NA KATILDI

02.03.2025

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” başlığıyla 14 Mart Tıp Haftası programı kapsamında 25 Şubat 2025 tarihinde İstanbul’dan başlattığı “Beyaz Yürüyüş”ün 1 Mart 2025 tarihindeki Ankara ayağına ve akabinde gerçekleştirilen Büyük Hekim Buluşması forum etkinliğine TMMOB Yöneticileri de katılarak destek verdi.

Türkiye'nin dört bir yanından yüzlerce hekimin katılımıyla Ankara'da gerçekleştirilen Büyük Hekim Buluşması forum etkinliğine TMMOB Yönetim Kurulu Başakanı Emin Koramaz ve Genel Sekreter Özgür Topçu katıldılar. Etkinlikte Genel Sekreter Topçu şöyle konuştu:

"Değerli Arkadaşlar, Değerli Mücadele Arkadaşlarımız,

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulu adına hepinizi sevgi ve dostlukla selamlıyorum!

"Başka bir sağlık sistemi, başka bir hekimlik ortamı mümkün" şiarıyla başlayan Beyaz Yürüyüşle İstanbul'dan Ankara’ya gelen, hakları için, mesleği için, halkımızın sağlığı için sesini yükselten tüm hekimlere, tüm sağlık emekçilerine yürekten hoş geldiniz diyorum.

Attığınız her adım, türlü hurafelerin, akıl dışı uygulamanın hayatımızı belirlemeye çalıştığı bir gerici kuşatma altında, bilimi, meslek etiğini, halk sağlığını önceleyerek atılmıştır. Bu örnek mücadele ve tavizsiz duruşunuz için, meslek örgütüm TMMOB adına hepinize teşekkür ediyorum.

Yıllardır eylemlerde, meydanlarda, mahkeme salonlarında yan yana geldiğimiz, ülkemizin en karanlık dönemlerinde bir an bile tereddüt etmeden mücadele ve kader ortaklığı yaptığımız sizlerle bir arada olmaktan mutluluk ve onur duyuyorum.

Değerli Arkadaşlar,

Ne yazık ki çok karanlık günlerden geçiyoruz. Ülkenin her yanı lime lime dökülüyor. Belki de ülke tarihimiz boyunca benzeri görülmemiş bir kötülük iktidarıyla karşı karşıyayız.

Kendi varlıklarını sürdürebilmek için, etraflarındaki bir avuç zenginin daha da zengin olabilmesi için yaşadığımız her türlü krizin faturasını bizlere, halka ödetiyorlar.

Açlık, sefalet, güvencesiz bir gelecek olağan yaşam koşulumuz oldu neredeyse… Emeğiyle geçinenlerin ölüme terk edildiği, adaletsiz bir düzen kurdular.

Yaptıkları her şey varlıklarını borçlu oldukları bu sömürü düzeninin devam etmesi için… Bu yüzden hiç durmadan saldırıyorlar.

Bilimin, tekniğin ve aklın sesine kulak tıkıyorlar. Bu ülkenin aydınlarını, sanatçılarını, bilim insanlarını, meslek odalarını hedef gösteriyorlar. Muhalif siyasetçileri, gazetecileri, hukuksuz biçimde cezaevlerine atıyorlar.  Kazanamadıkları seçimleri yok sayıp, seçimle alamadıklarına kayyumla el koyuyorlar.

Tüm haklarımızı, devletin sorumluluğunda olması gereken tüm kamusal hizmetleri tek tek talan ediyorlar. En temel insan haklarımız olan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi haklarımız piyasaların insafına terk edilmiş durumda.

İnsanca yaşamanın asgari koşulları bile bizlere çok görülüyor.

Öyle bir ülke düşünün ki hastane patronları daha fazla kar elde edebilsin diye doğduğunuz an aldığını nefese göz dikiyorlar. Esas suçlular yalnızca yenidoğanların ölümüne sebep olanlar değil, onların kar ve rantı için bu düzeni kuranlar, koruyanlardır.

Sağlıkta ticarileşme arttıkça her geçen gün eriyen ve insan gücünü yitiren kamusal sağlık alanı, derdine derman bulamayan hastalar, yapılamayan tedaviler ve ameliyatlar, bulunamayan ilaçlar, peş peşe yaşanan türlü skandalları da beraberinde getiriyor.

Bu topraklarda yetişmiş, bin bir emekle mesleklerini eline alan hekimlerimiz 5 dakikada hasta muayene etme zorunluluğu başta olmak üzere ağır çalışma şartları altında eziliyor. Dahası her yeni gün sağlık emekçilerinin uğradıkları saldırılara, hastanelerdeki şiddete şahit oluyoruz.

Siyasi iktidarın Sağlıkta Dönüşüm Programının 22 yılın sonunda geldiği nokta “sağlıkta çöküş” programı olmuştur.

Bu yüzden çok açık ki eşit, parasız, nitelikli, ulaşılabilir ve koruyucu hekimliğin güçlendirildiği bir sağlık sistemi bugün en temel ihtiyaçtır.

Bu aynı zamanda ülkemizin gelecek sorunudur. Bilimden, teknikten, akıldan yana eşit, özgür adil bir gelecek sorunudur.

Başka bir sağlık sistemi mümkün demek aynı zamanda bize başka bir ülkenin, başka bir yaşamın da mümkün olduğunu da ifade ediyor.

Artık neredeyse bir halk sağlığı sorunu gelen bu iktidar ve koruduğu düzenin değişmek zorunda olduğunu ifade ediyor.

Değerli Arkadaşlar,

Biliyor ve inanıyorum ki eşit, sömürüsüz, adil bir gelecek hep birlikte yükselttiğimiz ortak mücadeleyle kazanılacak.

Tıpkı bugün burada olduğu gibi bizleri yıllardır yan yana, omuz omuza getiren köklü bir mücadele geleneğimizin olmasıdır.

Bizler bugüne kadar hayatın her alanında, ülkenin tüm meydanlarında sürdürdüğümüz mücadele birlikteliğini daha da büyüteceğiz, yol arkadaşlığımızı daha da ilerleteceğiz.

Başka bir sağlık sistemi de yaşanacak başka bir ülke de elbette mümkün!

Sözlerimi bitirirken umutlu, güneşli ve aydınlık günlere inancım ve tüm dayanışma duygularımla sizleri bir kez daha selamlıyorum.

Gerçekleştirilen bu büyük buluşmanın eşitlik ve özgürlük mücadelesine katkı vermesini diliyorum."