UMUTSUZLUĞA KARŞI UMUDU, KORKUYA KARŞI CESARETİ, TESLİMİYETE KARŞI DİRENİŞİ ÖRGÜTLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ

28.05.2022

TMMOB 47. Olağan Genel Kurulu'nda 46. Dönem yönetim kurulu faaliyetleri üzerine görüşmeler tamamlandı, TMMOB 46. Dönem Yönetim Kurulu delegelerin oy birliği ile aklandı.

TMMOB 47. Olağan Genel Kurulu gündeminde 46. Dönem Çalışma Raporu üzerine görüşmeler tamamlandı. 54 delegenin söz alarak görüşlerini ifade ettiği bölümün ardından TMMOB 46. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Besleme ve Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz söz alarak döneme ilişkin değerlendirmelere yanıt verdi.

TMMOB 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI EMİN KORAMAZ'IN ÇALIŞMA RAPORU DEĞERLENDİRMELERİ ÜZERİNE KONUŞMASI

Değerli Arkadaşlarım,

Öncelikle Jeofizik Mühendisleri Odamızın ve TMMOB’nin örgütlenmesinde büyük katkıları olan, Türkiye’de deprem ve afet bilincinin yerleşmesi için büyük çaba harcayan, Birliğimizim yönetim ve yürütme kurullarında görev almış değerli bilim insanı Oğuz Gündoğdu hocamızın hayatını kaybetmesinden duyduğum derin üzüntümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bildiğiniz gibi, çalışma raporumuzun en başına kaybettiğimiz arkadaşlarımızın isimlerini koyuyoruz. Ne yazık ki yıllar geçtikçe çalışma raporumuzun bu kısmı biraz daha kalınlaşıyor.

Şunu herkes bilsin ki, kaybettiğimiz arkadaşlarımızdan bize yadigar kalan sadece anıları ve fotoğrafları değildir.

Bugüne kadar bu örgüte emeğini, bilgisini, özverisini veren her arkadaşımız, TMMOB’nin mücadele birikiminin zenginliği olarak tarihimize geçmiştir.

TMMOB bugün, bu ülkenin en önemli toplumsal muhalefet dinamiklerinden birisiyse; TMMOB bugün, bu ülkenin en saygın meslek örgütlerinden birisiyse eğer, başta bugün aramızda olmayanlar olmak üzere, 68 yıldır bu mücadeleye katkı veren herkesin bunda payı vardır.

Hiçbirisini unutmayacağız. Hepsine saygılarımı, şükranlarımı sunuyorum.

Dün aldığımız kötü haberler bununla da sınırlı değildi. Gezi Davası tutuklusu arkadaşımız Mine Özerden’in babası Ahmet Yalkın Özerden’in hayatını kaybettiğini öğrendik. Mine’ye ve ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum.

Bir diğer acı ölüm haberi de Harita Mühendisi arkadaşımız Beril Varol’un “uzaklaştırma kararı olan” bir erkek tarafından öldürülmesiydi. Kadınları hedef alan bu erkek şiddeti gücünü AKP iktidarının gerici ve kadın düşmanı ideolojisinden almaktadır. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi büyüteceğiz.

Değerli Arkadaşlar,

Geçtiğimiz dönemde yürüttüğümüz faaliyetlere ilişkin görüş ve eleştirilerinize ilişkin bölümü geride bıraktık.

Bugün önergeler üzerine yapacağımız görüşmelerin ardından yarın Teoman Öztürk Sosyal Tesislerinde yapacağımız seçimlerle Genel Kurulumuzu tamamlayacağız.

46. Dönemde yürüttüğümüz çalışmalara verdiğiniz destek ve Yönetim Kurulumuza göstermiş olduğunuz teveccüh nedeniyle hepinize teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi 46. Dönem Çalışma Programını bir önceki dönemde oluşturduğumuz genişletilmiş yönetim kuruluyla beraber hazırlamıştık. Dün Cemalettin’in de belirttiği gibi bu arkadaşlarımızın katkılarını Ağustos ayında yaptığımız genel kurul sonrasında da almaya devam ettik.

TMMOB’nin demokrasi kültüründe özel bir yeri olan bu kolektif yönetim anlayışına katkı veren, çalışma programının hazırlanmasına ve hayata geçirilmesine büyük veren geçmiş dönem Yönetim Kurulu üyelerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.

Çalışma programları hayata geçirilebildiği oranda anlamlıdırlar. 46. Dönem Çalışma Programımızın başarıyla hayata geçirildiyse eğer bunda odalarıyla, şubeleriyle, il–ilçe temsilcilikleriyle, İKK temsilcilikleriyle, çalışmalara katılan üyeleriyle TMMOB örgütlülüğünün emeği vardır.

Bu yüzden en çok teşekkürü hak edenler sizlersiniz. İyi ki varsınız, iyi ki TMMOB var. İyi ki TMMOB’nin yüreği insan sevgisiyle, yurt sevgisiyle dolu üyeleri ve kadroları var. Varlığınız, varlığımız tüm ülkeye umut veriyor.

Değerli arkadaşlar,

2 gün boyunca bu kürsüde dile getirilen görüşler, yürütülen tartışmalar TMMOB’nin fikri zenginliğinin en önemli göstergesi olmuştur.

Burada yürütülen tartışmalar ve bugün kabul edilecek önergeler doğrultusunda hazırlanacak olan Çalışma Programımızın önümüzdeki dönemin mücadelesinde hepimize rehberlik edeceğine yürekten inanıyorum.

Öncelikle kişisel olarak bana mutluluk veren bir gözlemimi paylaşmak istiyorum. TMMOB örgütlülüğü olarak ülkemizin ve meslektaşlarımın yüz yüze olduğu temel sorunlara ilişkin fikri birlik içerisindeyiz. Bugün her alanda yaşadığımız sorunların kaynağında AKP’nin faşizan tek adam rejiminin yattığı, bu sorunlardan kurtuluşun yegane yolunun da tüm toplumsal muhalefet güçlerinin ortak mücadelesi olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz.

TMMOB 47. Dönem Genel Kurulu delegeleri olarak bizler,

  • Gezi Direnişine, Gezi Direnişinde yükselttiğimiz değerlere, Gezi Direnişinde kaybettiğimiz canlarımıza ve elbette Gezi Davasında tutuklanan arkadaşlarımıza sahip çıkma konusunda kararlıyız,
  • Bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi haline gelmiş adalet ve hukuk mücadelesini büyütmek konusunda, Gezi Davası, Kobane Davası, ÇHD Davası, HDP Kapatılma Davası gibi iktidar eliyle yürütülen siyasi davalara karşı durma konusunda kararlıyız,
  • AKP’nin antidemokratik, baskıcı, otoriter politikalarına karşı, OHAL uygulamalarına, kayyım yönetimine karşı mücadele etme konusunda kararlıyız,
  • Toplumu tek tipleştirmeye çalışan dinci, gerici, ırkçı, şovenist politikalarına karşı aydınlanmadan, laiklikten, kardeşlikten, bir arada özgürce yaşama iradesinin geliştirilmesi konusunda kararlıyız,
  • Milyonlarca kişinin hayatını elinden alan, yaşam koşullarını tehdit eden savaşların derhal durdurulması, silahların susturulması, ülkede, bölgede ve dünyada barışın egemen olması konusunda kararlıyız,
  • Kürt Sorununun barışçıl bir zeminde çözülmesi için ortak mücadele yürütülmesi konusunda kararlıyız,
  • Kadınlara yönelik ayrımcılığın ve şiddetin sona erdirilmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden kabul edilmesi konusunda kararlıyız,
  • Emeğiyle geçinen toplum kesimlerinin hayatlarının iyileştirilmesi için sermaye tahakkümüne karşı emek yanlısı politikaların savunulması konusunda kararlıyız,
  • Doğamızı, doğal kaynaklarımızı, şehirlerimizi, toplumsal varlıklarımızı tehdit eden neoliberal anlayışa karşı toplumun ortak çıkarını savunan kamucu anlayışın geliştirilmesi konusunda kararlıyız
  • Ve elbette kriz koşullarında yaşamları daha da zorlaşan meslektaşlarımızın ekonomik, demokratik, sosyal ve özlük haklarının geliştirilmesi için mücadelenin yükseltilmesi konusunda mutlak bir fikir birliği içerisindeyiz.

Ortak sorunlarımız ve mücadele yöntemleri konusundaki bu fikirdaşlığımız örgütümüz açısından umut vericidir. Tespitlerimizin ve sözlerimizin gereğini yaparsak bu ülkenin geleceğinin aydınlık olacağından hiçbir şüphem yok.

Değerli arkadaşlar,

İki gün boyunca kürsü kullanan arkadaşlarımız buradaki konuların yanında kendi uzmanlık alanlarına ilişkin pek çok konuda fikirlerini dile getirdiler. TMMOB örgütlülüğünün en üst organı olan TMMOB Genel Kurulumuzda dile getirilen her fikir TMMOB’nin fikri zenginliğini yansıtmaktadır. Her fikir bizim için değerlidir. Önümüzdeki dönemdeki çalışmalarda mutlaka dikkate alınacaktır.

Geçen döneme ilişkin çalışma raporumuz ve çalışma yöntemlerimiz konusunda dile getirilen birkaç konuya özel olarak değinmem gerekiyor.

İlki çok sayıda arkadaşımızın dile getirdiği özellikle multidisipliner konularda odalarımızın ortak çalışmalar yürütmesi konusu. Bu konu yönetim kurulu üyeleri olarak bizim de çok önemsediğimiz konu aslında.

TMMOB bünyesinde gerçekleştirdiğimiz sempozyum, kurultay ve kongrelerde bu konuya özel dikkat gösteriyoruz. “Coğrafi Bilgi Sistemleri”, “Su Günü”, “Gıda Günü” gibi kongrelerin düzenlenmesinde mümkün olduğunca fazla odamızı bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bu işbirliklerini daha da büyütmek gerekiyor, odalarımızın ortak düzenledikleri etkinliklerimizin sayısını ve çeşitliliğini artırmalıyız.

Konuşmalarda kimi zaman şakayla karışık en fazla dile getirilen konulardan birisi de gıda ve tarım ürünleri konusu oldu. Bir arkadaşımız da bu alanlarda çalışma raporunda bu konuya gereken yerin ayrılmadığını dile getirdi.

İklim, Gıda ve Tarım alanları, bu alanlarda yaşanan sorunlar son birkaç çalışma döneminin en önemli sorun başlıklarından birisini oluşturuyor. İlgili odalarımız bu konularda çok önemli çalışmalar yürütüyorlar. Konunun önemi nedeniyle bu konularda yürütülen çalışmalar kamuoyunda ve medyada diğer alanlardan daha fazla da yer alıyor. Bizler de TMMOB olarak hem odalarımızın etkinliklerine aktif biçimde katılıyoruz, hem de bu konulardaki görüşlerimizi her fırsatta kamuoyuyla paylaşıyoruz. Bu konudaki görüşlerimizi ve açıklamalarımızı çalışma raporunun söylediklerimiz kısmında bulabilirsiniz.

Konuşmalarda sıklıkla dile getirilen bir diğer konu da gençlerin TMMOB faaliyetlerine ve toplumsal hareketlere katılımına ilişkin şikayetlerdi. Gençlere siyaset öğretmek, neyi nasıl yapacaklarını söylemek hiç birimizin haddine değildir. Gençlerin böyle akıl öğretilmesine ihtiyacı yoktur.

Gençlik tarihin her döneminde kendi çizdiği yolla Türkiye’deki ve Dünyadaki toplumsal mücadelelerin sürükleyicisi ve öncüsü olmuştur. 1968’de de, 1978’de de, 12 Eylül Faşizmine direnirken de gençlik kimseden akıl alma ihtiyacı duymadan mücadele etmiştir.

Bugün gururla bahsettiğimiz Gezi Direnişi’nin de asıl yaratıcısı gençliktir. Bugün siyasete katılmamakla eleştirilen o gençler Gezi Direnişinde başka hiç kimsenin aklına gelmeyecek yaratıcı yol ve yöntemlerle direnişi büyütmüşler, kitleselleşmişlerdir.

Bugün de AKP karşıtı muhalefetin en önemli dinamiği gençlerdir. Anketlere ve sokak röportajlarına baktığımızda genç kuşakların AKP karşıtlığı açık ve belirgin şekilde görülmektedir. Bizim bütün umudumuz gençlerdedir. Gençlere akıl öğretmek yerine gençlerle daha yaratıcı ilişki yolları kuracak yollar bulmamız gerekiyor.

En başta da dile getirdik çalışma raporumuzda sadece 9 aylık çalışmalara yer verebildik. Çalışma programımızın bazı faaliyetleri bir önceki döneme yansıdı. Dolayısıyla 45 ve 46. Dönemlerini hem yönetim, hem de örgütsel faaliyetler olarak birlikte değerlendirmek daha doğru olacaktır.

Geçtiğimiz çalışma dönemi boyunca Yönetim Kurulu ve Birlik olarak yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımız, Türkiye gerçeklerinden, içinden geçtiğimiz dönemin sınırlılıklarından, üyelerimizin yaşadıkları deneyimlerden bağımsız değil. Bu gerçekliği üyelerle doğrudan ilişki kurduğunuz için sizler de çok iyi biliyorsunuz.

Özellikle illerde TMMOB’nin varlığı ve görünürlüğü, oradaki İKK bileşenlerinin etkinliğiyle ölçülüyor. İllerde İKK’lar ne kadar çalışıyorsa, TMMOB’nin sözü o ve sesi o kadar duyuluyor.

Zapatista lideri Marcos, bizim gibi hayatı mücadele ile geçmiş, toplumsal mücadeleler ile kader birliği içinde yaşayan kişileri “profesyonel umutlular” diye tanımlıyordu.

Biz profesyonel umutlular, halktan ve gelecekten umudunu kesmemiş kişiler zor zamanlarda da bir arada ve güçlü durabiliyoruz ama aynı şeyi tüm toplumdan beklemek, tüm üyelerimizden beklemek mümkün değil.

O yüzden baskı ve istibdat dönemlerinde geniş toplum kesimlerini eylem ve etkinliklere katmakta zorluklar yaşıyoruz. Bu sadece bizim değil, ülkemizdeki tüm toplumsal muhalefetin ortak sorunu.

Kime sorsanız iktidardan şikayetçi ama aynı zamanda sokağa çıkmak konusunda istekli değil. İktidar polis gücüyle, yargı kararlarıyla, hukuk dışı uygulamalarla insanları bir araya gelemez, sokaklara çıkamaz hale getirdi.

Uzun yıllardır en önemli çabamız üyelerimizin ve toplumsal muhalefetin üzerine çöken bu baskıyı kıracak, onlara cesaret verecek, onları sokaklara taşıyacak çalışmalar yürütmeye çalışıyoruz.

Taleplerimizi basit biçimde basın aracılığıyla duyurmak yerine her fırsatta merkezi kampanyalar planlayarak tüm odalarımız, tüm şubelerimizi ve özellikle de il koordinasyon kurullarımızı harekete geçirmeye çalıştık. Yönetim kurulu arkadaşlarımızla her fırsatta farklı illere giderek oradaki arkadaşlarımıza sokakta yan yana olmaya çalıştık.

Bizleri yalnızlaştırmaya çalışan siyasal iktidara inat, her fırsatta DİSK, KESK ve TTB ile omuz omuza vermeye, akademik meslek odalarıyla yan yana gelmeye çalıştık. Bu birlik ve dayanışma anlayışı, TMMOB’nin en büyük kılavuzu olmaya devam edecek.

Özellikle Gezi Davası sonrasında illerde yapılan açıklamalara ve yürüttüğümüz kampanyaya katılım daha önceki süreçlerden biraz daha katılımlı ve umut verici geçti. Bu ivmeyi artırmak, toplumsal muhalefeti yeniden sokaklara taşırmak önümüzdeki dönemde hepimizin en büyük sorumluluğudur.

Değerli Arkadaşlar,

Çalışma dönemimiz boyunca değerlerimize, örgütlülüğümüze, kurullarımıza ve örgüt hukukumuza sıkı sıkıya sahip çıktık. Mesleğimizi, meslektaşlarımızı ve ülkemizi elimizden geldiğince savunduk.

Karanlığa karşı aydınlığı, savaşa karşı barışı, dinci gericiliğe karşı laikliği, dogmatizme karşı bilimi, faşizme karşı özgürlükleri, dışlamaya karşı barış içerisinde bir arada yaşamı, rant ve sömürüye karşı emeği, emperyalizme karşı bağımsızlığı savunduk. Bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz

Yaşadığımız bu karanlık günlere rağmen, yüreğiniz kararmasın arkadaşlar. İçimize umutsuzluk düşmesin.

Ahmet Arif’in Anadolu’nun önce kendini anlattığı sonrasında bizden beklentilerini sıraladığı şiirinde Anadolu bizlere şöyle sesleniyordu.

Öyle yıkma kendini
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol
İçerde, dışarda, derste, sırada
Yürü üstüne – üstüne
Tükür yüzüne celladın
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım
Oğullarım var gelecekte
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası
Gözlerinden
Gözlerinden öperim
Bir umudum sende
Anlıyor musun?

Bizler bu ülkeniz umuduyuz. Binlerce yıllık insanlık medeniyetine beşiklik yapmış olan Anadolu’nun umuduyuz..

TMMOB, umutsuzluğa karşı umudu; korkuya karşı cesareti; teslimiyete karşı direnişi örgütleyenlerin mevzisidir. Bu ülkenin ve bu dünyanın kurtuluşunu, emeğin kurtuluşunda eşitlik özgürlük ve tam bağımsızlıkta, akılda, bilimde, barışta, sınırsız ve sınıfsız bir dünyada görenlerin mevzisidir.

Sözlerimi Nazım’ın dizeleriyle tamamlayayım:

Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun
meyve çağında ağacın,
serip gelişen hayatın düşmanı.
Bursa da havlucu Recebe,
Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman,
fakir köylü Hatçe kadına,
ırgat Süleymana düşman,
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
Çürüyen diş, dökülen et,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle,

işçi tulumuyla,

bu güzelim memlekette hürriyet.

Halktan, emekten, iyiden güzelden yana yurtsever toplumcu çizgimizden asla taviz vermeyeceğiz.

Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü,

Yaşasın Mücadelemiz

EMİN KORAMAZ
TMMOB 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI