DEPREM DEĞİL, GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMAMASI YIKIMLARA NEDEN OLUR

22.07.2017

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 21 Temmuz 2017'de yaşanan Bodrum Depremi'ne ilişkin olarak, 22 Temmuz 2017 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

DEPREM DEĞİL, GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMAMASI YIKIMLARA NEDEN OLUR

21 Temmuz 2017 tarihinde saat Türkiye saati ile 01.31’de Kandilli Rasathanesi verilerine göre Mw: 6.6 büyüklüğünde ve odak derinliği yaklaşık 5 km. civarında olan bir deprem meydana gelmiştir. Depremin ardından büyüklüğü 4'ten fazla olan yüzlerce artçı deprem kaydedilmiştir ve yeni artçı sarsıntılar kaydedilmeye devam edecektir.

Deprem ülkemiz karasuları içinde, Gökova Körfezi içinde, Bitez Mahallesi'ne yaklaşık 10 km uzaklıkta deniz içinde meydana gelmiştir. Gökova Fayı'nın deniz içindeki yer alan 20-25 km uzunluğunda bir segmentinde yaşanan kırılma sonucu bu depremin yaşandığı düşünülmektedir. Depremin 11 saniye süreyle devam etmesi ve “çok güçlü hissedilir” şiddetle yaşanması bölge halkını panik ve korkuya sürüklemiştir.

Bu depremin en önemli özelliği depremin ardından bir “tsunami'nin” meydana gelmiş olmasıdır. Kandilli Rasathanesi verilerine göre deprem sonucunda liman içinde yaklaşık 13 cm. yüksekliğinde tsunami dalgaları meydana gelmiş ve kıyıdan karaya doğru onlarca metre ileriye bu dalgalar ulaşmıştır. Tsunami dalgalarının daha yüksek olarak görüldüğü yerlerde denizin karaya ilerlemesi, araçların sürüklenmesine ve kıyıda baskınlara neden olmuştur.

Bodrum depremi sonucunda meydana gelen yerel ölçekteki küçük tsunami, ülkemizin de deprem sonrası meydana gelen tsunami tehlikesi ile yüz yüze olduğunu göstermiştir. Geçmişte Ege Denizi içinde gelişen şiddetli depremler yaşanmış ve bu depremler de ciddi hasarlara yol açan tsunamiler oluşturmuştur. Depremin yol açacağı tsunamileri engellemek mümkün olmasa da, alınacak tedbirlerle yol açacakları zararın önüne geçilebilir.

Ülkemizde siyasal iktidar, doğa olaylarından ve yaşananlardan ders almamaktadır. Yakın tarihte yaşanan 17 Ağustos 1999 Marmara, 23 Ekim 2011 Van depremleri başta olmak üzere ülkemizde 1900 yılından bu güne kadar otuza yakın büyük ölçekli deprem yaşanmış ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insan hayatını kaybetmiş; yerleşim alanlarında büyük hasarlar meydana gelmiştir. Doğa olayları engellenemese de doğa olaylarının neden olduğu yıkım, can kaybı ve panik, gerekli önlemler alınarak engellenebilir. Doğa olayları ve afetlerin verecekleri zararı en aza indirmenin yolu ise bilim ve mühendisliğin getirdiği bilimsel veri ve bilgiyi dikkate almaktır.

Yerel yönetimler tarafından yürütülecek jeolojik, jeoteknik ve jeofizik etütler ile kıyılarda yer alan yerleşim alanlarında tsunami planları yapılmalı, bu planlar ışığında depremlere hazırlıklı olunmalıdır. Ülkemizin bir deprem kuşağı ülkesi olduğu göz önünde bulundurulmalı ve MTA Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türkiye Diri Fay Haritası'na deniz içi aktif faylar eklenmelidir. 2012 yılında bu harita güncellenmiş olsa da, deniz içi aktif faylar konusunda henüz bir çalışma yapılmamıştır. Depremlere ve diğer afetlere karşı bütünlüklü, sağlıklı, insanca bir yaşam ve çevre için gereken önlemler ivedilikle alınmalı ve gerekli bilimsel çalışmalar bir an önce başlatılmalıdır.

Deprem ve afetlerin neden olduğu zararın en aza indirlmesi için ülkemizin deprem ve afet planlarının geliştirilmesi, ülkemizin yapı stokunda gerekli mühendislik incelemelerinin yapılarak riskli yapılardaki risklerin giderilmesi, kıyı şeridinde tsunami planlarının yapılması yönünde bir an önce adım atılması gerekmektedir.

Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı