İMO: HAKLARIMIZDAN, HAYATLARIMIZDAN VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZDEN VAZGEÇMİYORUZ

Açıklama şöyle:

25 Kasım; Mirabal Kardeşler’in cesaretini, direnişini ve adalet arayışını bize miras bırakan uluslararası bir dayanışma günüdür. Bizler bu yılı, ne yazık ki kadın cinayetlerinin arttığı, yoksulluğun derinleştiği ve haklarımızın hedef alındığı bir atmosferde karşılıyoruz. Bugün, kadınlara yönelik şiddetin her türüne karşı sesimizi yükseltme ve eşit, özgür bir yaşam için mücadelemizi bir kez daha hatırlatma günüdür.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği görmezden gelindikçe şiddet yalnızca evlerde değil; sokakta, işyerlerinde, kampüslerde ve yargı süreçlerinde yeniden doğuyor. Kadınların şiddetten korunması bir tercih değil, devletin en temel görevidir. Bu nedenle, kadına yönelik şiddetle mücadelede hayati bir öneme sahip olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, hepimiz için geri bir adım olmuştur. Şiddetle etkili mücadele için Sözleşme’nin yeniden yürürlüğe girmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.

Mühendislik alanında çalışan kadınlar olarak biliyoruz ki şiddet sadece fiziksel değildir. Mobbing, taciz, ücret eşitsizliği, güvencesizlik ve dışlayıcı tutumlar da hayatlarımızı zorlaştıran başka biçimlerdir. Çalışma hayatının her köşesinde, sahada ya da ofiste, güvenli ve eşit koşullar hepimizin hakkıdır. Bu nedenle, işyerlerinde şiddet ve tacizi önleyen ILO 190 Sayılı Sözleşme’nin onaylanmasını ısrarla talep ediyoruz.

Kocaeli Dilovası’nda yaşanan ve ikisi çocuk altı kadın işçinin hayatını kaybettiği iş cinayeti, güvence eksikliğinin kadınlar için ne kadar hayati öneme sahip olduğunu hepimize göstermiştir. Denetimsizlik ve kayıt dışılık, kadın emeğini ucuzlaştıran, görünmez kılan ve daha kırılgan hâle getiren politikaların bir sonucudur. Biz kadınlar, emeğimizin değersizleştirilmesine karşı mücadelemizi her koşulda sürdüreceğiz.

Son dönemde “Aile Yılı” gibi söylemlerle kadınların toplumsal rollerinin yeniden tanımlanmaya çalışıldığı, Medeni Kanun’un bazı hükümlerinin ve eşit miras hakkının sorgulanmaya açıldığı ve boşanmada arabuluculuk gibi uygulamaların baskı aracı hâline getirildiği görülmektedir. Kadınları eve, bakım yüküne ve güvencesizliğe hapseden bu politikalara karşı duruyoruz.

Kadın İnşaat Mühendisleri olarak biliyoruz ki: Yaşam hakkımızı, mesleki varlığımızı ve emeğimizi korumanın yolu; eşitlikten, adaletten ve demokratik değerlerden taviz vermeden mücadele etmekten geçer.

Şiddetin, ayrımcılığın ve eşitsizliğin olmadığı bir yaşamı; dayanışmayla, bilimin ışığında ve kamusal yarar ilkesinden vazgeçmeden birlikte kuracağız.

Yaşasın kadın dayanışması!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
25 Kasım’da yaşamlarımız için yan yana, omuz omuzayız!

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu