HKMO: 7221 SAYILI KANUN KAPSAMINDA ZORUNLU MEKÂNSAL VERİ ÜRETİM HARCI (!)

19.12.2024

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 19 Aralık 2024 tarihinde "7221 Sayılı Kanun Kapsamında Zorunlu Mekânsal Veri Üretim Harcı(!)" başlıklı bir basın açıklaması yaptı.

Coğrafi verilerin toplanması, üretilmesi, paylaşılması veya satılmasına ilişkin kanuni düzenlemeler içeren  Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM’de yasalaştı ve 12.12.2024 tarihinde yürürlüğe girdi. Ülkemizde 2020 yılında yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, coğrafi verilerin toplanması ve paylaşılması işlemlerini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının iznine ve denetimine tabi tutmaktaydı. Bu faaliyetler için izin alma, üretilen veriyi ücretsiz teslim etme ve üzerine izin bedeli ödeme zorunluluğu getiren bu Yasa; ağır yaptırımlarla sektörel gerçeklerden ve uygulamalardan uzak, bilimsellikle örtüşmeyen, mesleki gerçekleri gözardı eden yönleriyle temel olarak uygulanamadığı gibi bu Kanun kapsamında çıkarılan yönetmelikler Odamızca yargıya taşınmıştı. Ayrıntılı bilgi: https://www.hkmo.org.tr/genel-merkez/haberler/detay/21225

Geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren son kanun değişikliğiyle birlikte tekrar gündeme gelen “konum vergisi” tartışmaları aslında yeni bir durum olmadığı gibi bünyesindeki yirmi dört bin üyesi ve dört bin üzeri serbest mühendislik büroları ile ana faaliyet konusu coğrafi/mekânsal veri üretimi olan harita mühendisliği mesleğinin çatı kuruluşu Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) olarak Kanun’a dair kamuoyunu aydınlatma gereği doğmuştur.

Kanuna göre Topoğrafya, Adres, Bina, Meteoroloji, Kadastro, Jeoloji, Ulaşım, Ortofoto, Altyapı ve Madenler başta olmak üzere tüm konumsal verilerin üretimi, dahası konum bilgisi içeren anket ya da veri madenciliği ile veriden veri üretmek dahi izne ve izin ücreti ödemeye tabi.

7221 sayılı Kanun’a göre “Coğrafi Bilgi Sistemi konularında faaliyet gösteren gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri; Ulusal Coğrafi Veri Sorumluluk Matrisi kapsamında ürettikleri coğrafi verilerini, afet ve acil durumlar öncesi ve sonrasında, afet ve acil durum yönetimi kapsamında yapılacak çalışmalarda kullanılmak üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bedelsiz olarak paylaşmakla yükümlü” kılınmıştır. Yürürlükteki Yasa’ya göre bahsi geçen verileri toplama, üretme, paylaşma ve satma faaliyetleri için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından alınması zorunlu olan iznin bedeli; üretilen verinin kalitesi, çözünürlüğü ya da içeriğine bakılmaksızın sadece kapladığı alana eş 1/1000 ölçekli toplam pafta sayısına göre belirlenirken yeni yasal düzenleme ile bu bedelin; üretimi yapılacak coğrafi verinin içerdiği “tema sayısı, kapladığı alan, başvurulan izin süresi ve talep sahibinin başvuru tarihi itibarıyla en son hesap dönemine ait gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan gelir tablosundaki net satış tutarı veya işletme hesabı özetindeki satış hasılat tutarı esas alınarak” hesaplanması hüküm altına alınmıştır.

Faaliyetleri ile ulusal ekonomiye katkı sağlayan ve kalkınmada önemli bir rol üstlenen coğrafi/mekansal veri üreticisi firmaların, ürettikleri veriyi (konum bilgisi barındıran tüm veriler) bedelsiz devretme zorunluluğuna ek olarak bu süreç için izin bedeli ödemeye mecbur bırakılması hem hakkaniyetten uzak hem de dünya genelinde örneği bulunmayan bir uygulamadır. Daha önce 1/1000 ölçekli pafta sayısı üzerinden yapılan ücretlendirme yöntemi zaten hatalıyken yeni düzenlemeyle veri üreticisinin elde ettiği gelir miktarına göre izin bedelinin hesaplanması da adil olmayan bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Veri üreticisi, ürettiği veriyi ilgili idareye veya kişilere teslim ederek ücretini aldığı aşamada zaten vergisini ödemektedir. Ancak bu düzenleme, veri üreticisini yeniden bir vergi yüküne maruz bırakmakta ve üretim faaliyetlerini cezalandırmaktadır.

Bunun yanı sıra yalnızca coğrafi veri satışıyla sınırlı olmayan, farklı alanlarda da faaliyet gösteren kuruluşların diğer sektörlerden elde ettiği gelirlerin izin bedeli hesabında dikkate alınacak olması; objektif bir ölçüt olarak değerlendirilemez.

Yeni yasal düzenlemede “Yerel yönetimler, akıllı şehir uygulamaları kapsamında coğrafi veri toplayan sensörleri Bakanlıkça oluşturulacak elektronik ortama kaydeder” ifadesi yer almaktadır. Ülkemizde “Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı ile İlgili 2019/29 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi” olmasına karşın ulusal düzeyde akıllı şehir uygulamalarının ayrıntılı kanuni bir mevzuatta düzenlenmiş, teknik ve bilimsel yönlerini tanımlayan, net ve kesin bir karşılığı yoktur.  Akıllı şehir uygulamalarının kapsamına hangi çalışmaların ve sensör türlerinin dahil edileceği, tamamen subjektif bir değerlendirmeye bağlıdır. Ayrıca "akıllı şehir" kavramının anlamı; ülkeler, toplumlar ve yorumlayan kişilere göre farklılık gösterebilmektedir, bu da Yasa’nın uygulanabilirliğini ve objektifliğini tartışmalı hale getirmektedir.

Tüm dünyada farklı kurum ve kuruluşlarca düzenlenen "Akıllı Şehir" etkinliklerinde dahi bilimsel temelleri tam anlamıyla oluşmamış olan bu kavram, genellikle kentlerin mevcut sorunlarının yeni teknolojiler ve yenilikçi uygulamalarla çözülmesi şeklinde ele alınmaktadır. Ancak bu süreç, çoğunlukla küresel ticaretin rahatlıkla uygulanabileceği bir alan yaratmayı hedeflemekte, dolayısıyla yerel ihtiyaçlardan çok ticari beklentilere hizmet etmektedir. Bu durum, "akıllı şehir" uygulamalarının yasal çerçevede net bir tanıma sahip olmamasıyla birleştiğinde, hangi çalışmaların ve sensör türlerinin bu kapsamda değerlendirileceği gibi konularda subjektif yorumlara ve belirsizliklere yol açmaktadır.

Meslek Odamızca TMMOB adına düzenlenen 6. Coğrafi Bilgi Sistemleri Kongresi’nin teması olarak ele alınan “Akıllı Şehir” kavramı, Kongre’de tüm boyutlarıyla tartışılmış ve sadece yenilikçi ve sorun çözücü teknolojilerin bir kenti “Akıllı” yapmaya yetmeyeceği vurgulanmıştır. Toplum ve diğer canlıların ihtiyaçlarını odağına almayan, toplumsal faydayı öne çıkarmayan yaklaşımların, bir kenti “Akıllı” olarak nitelendirmesinin mümkün olmadığına dikkat çekilmiştir. (https://www.cbskongresi.org/OncekiKongreler) Kanun’da yer alan “akıllı şehir uygulamaları kapsamında coğrafi veri toplayan sensörler” ifadesi, tanım açısından belirsizlik içermektedir. Bu ifade doğrultusunda tüm belediyelerin çöp araçlarına taktıkları araç takip cihazlarından Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne kayıtlı insansız hava araçlarına kadar, sahada koordinatlı veri toplayan her türlü mobil ekipmanın Bakanlığa kaydettirilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durum, uygulamada ciddi karmaşa ve ek yükler yaratacaktır.

Kanun’da yer alan “İzin belgesinin geçerlilik süresi bir yıldan az beş yıldan fazla olmayacak şekilde izin isteklisinin talebi üzerine yıl bazında Bakanlığın onayı ile belirlenir” hükmü; veri üreticisi kişi veya kurumların, kendi mülkiyetlerinde dahi veri üretimi yapmaları durumunda (örneğin kendi arazilerinde etüt çalışması yürütmeleri gibi) Bakanlıktan en az bir yıllık izin alma zorunluluğu doğuracaktır. Bu düzenleme, veri üreticilerinin faaliyetlerini ciddi anlamda kısıtlayan ve bürokratik yükü artıran bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yalnızca kamu kurumlarını öncelikli hale getiren, veri üreticilerinden verilerini ücretsiz olarak vermelerini talep ederken üzerine ayrıca ücret ödemeyi de zorunlu kılan ve dünyada benzeri bulunmayan bu yasa anlayışının, ülkemizde CBS faaliyetlerinin üretkenliğini ve verimliliğini artırması mümkün değildir. Konum bilgisi içeren herhangi bir veriyi üreten ülkemizdeki tüm kişi ve şirketlerin (SKHMMB ve LİHKAB`lar dâhil) jeodezi, kadastro, halihazır harita, arazi toplulaştırması, ortofoto, geoistatistiksel veri üretimi ve veri madenciliği başta olmak üzere 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanunu ve 6235 sayılı TMMOB Kanunu’ndan aldığımız mesleki yetkilerimiz kapsamında ürettiğimiz tüm verilerin izne tabi tutulması ve üzerine ücret ödenmesinin istenmesi; kabul edilemez bir uygulamadır.

Avrupa Birliği, coğrafi verilerin düzenli ve erişilebilir olmasını sağlamak amacıyla 2007 yılında INSPIRE Direktifi’ni (Infrastructure for Spatial Information in the European Community) kabul ederek yürürlüğe koymuştur. INSPIRE, coğrafi verilerin bir kez toplanıp saklanmasını ve farklı veri kaynaklarının birbirine entegre edilmesini sağlamanın yanı sıra mekânsal bilgilere kamusal erişimin daha kolay hale gelmesini teşvik etmektedir (European Commission, 2007).

Ülkemizde de özel sektörün coğrafi veri üretimini teşvik eden bir ortam yaratılmalı ve inovasyon desteklenmelidir. Coğrafi veri üreticilerine bedelsiz veri paylaşımı zorunluluğu getirmek yerine onlara yapılacak adil bir ödeme karşılığında veri sunmaları sağlanmalıdır. Ayrıca Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi coğrafi verilerin serbestçe erişilebilir olmasını sağlamak ve toplumda şeffaflığı artırmak için açık veri politikaları güçlendirmelidir.

Ortak geleceğimizi konuşmak, tartışmak, planlamak ve bu konuda kaygı duymak; hepimiz için tarihi bir sorumluluktur. Eşitlikçi ve paylaşımcı bir yaşam alanı oluşturmanın, demokratik bir toplum inşa etmenin ilk adımı; veri üretiminin, paylaşımının ve kullanımının özgürleşmesi gerektiği gerçeğinin kabul edilmesi ve bunun demokratik bir hak olduğu bilinciyle toplumsal bir kararlılığın sağlanmasıdır.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olarak mesleğimizin tamamını ve birçok meslek disiplinini ilgilendiren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un ve sonrasında getirilen yeni düzenlemelerin; üyelerimizin, mekânsal bilgi ve bilişim sektörünün, ülkemizin ve halkımızın yarar ve menfaatine olmadığını tekrar vurguluyoruz.

Meslektaşlarımız, ilgili tüm paydaşlar ve ülkemiz için oluşturulması gereken yasal düzenlemenin ise sektörün önünü açacak, katma değerli ürün üretimini artıracak, yalnızca kamu tarafında değil tüm paydaşları kapsayacak şekilde paylaşımı ve birlikte çalışabilirliği sağlayacak, kapalı kapılar ardında değil geniş tartışmalarla oluşturulacak adil, kapsayıcı bir düzenleme olması gerektiğinin altını çiziyoruz.

TMMOB
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası