TEOMAN ÖZTÜRK, ÖLÜMÜNÜN 30. YILINDA ANIT MEZARI BAŞINDA ANILDI

12.07.2024

TMMOB'nin Unutulmaz Başkanı Teoman Öztürk, 11 Temmuz 2024 tarihinde, ölümünün 30. yılında Karşıyaka Mezarlığındaki Anıt Mezarı başında ailesi, dostları ve yol arkadaşlarının katıldığı bir törenle anıldı.

Anma töreninde Hikmet Tümer, Murat Gümrükçüoğlu, Murat Gültekingil, Elif Öztürk ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz birer konuşma yaptılar. Koramaz konuşmasında;

"Bunca yıl sonra Teoman Ağabeyi hasretle, saygıyla ve özlemle anlıyorum. Anısı ve mücadelesi hepimizin anılarında ilk günkü tazeliğini koruyor. Teoman Ağabeyin şahsında bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunma mücadelesinde yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımız, tüm TMMOB kadroları, bu ülkenin bağımsızlığı, eşitliği, özgürlüğü için mücadele eden tüm yoldaşlarımızın anısına; devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirdiğimiz tüm dostlarımız adına hepinizi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. Anıları mücadelemize örnek olsun sevgili arkadaşlar.

Bu 30 yılda tek tek tükeniyoruz. Teoman Ağabeyin ardından pek çok TMMOB kadrosunu kaybettik. Hepsini de bir kez daha saygıyla anıyorum. Dönem arkadaşları, yakın dostları Teoman Ağabeyi yakından tanıyor ama aramıza yeni katılan genç arkadaşlar önemini bilmiyorlar. Teoman Ağabeyi, yazdığımız kitaplardan, Web sayfasına koyduğumuz Teoman Öztürk Belgeselinden biraz tanıma olanakları buldular. Ben onlara da genel bir bilgi vermek açısından Teoman Ağabeyin kısaca TMMOB hayatı üzerine aklımda kalan birkaç satıra değinmek istiyorum.

Bildiğiniz gibi Teoman Ağabey 1940 doğumlu. Kars'ta doğmuş, babası Öğretim müfettişi. Tüm öğretmen çocukları gibi Teoman Ağabey de ilköğretimden yükseköğrenime kadar okul hayatının neredeyse her yılını bir başka şehirde geçirmiş. 1958 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesine giriyor. 1963 yılında mezun oluyor. O zamanlar biliyorsunuz 5 yılda mezun olanlar Yüksek Mühendis statüsüyle mezun oluyorlar okuldan. Mezun olduktan 70'lerin ilk yıllarına kadar Teoman Ağabey birçok mühendis gibi şantiyelerde, bürolarda çalışıyor, yaşam mücadelesi veriyor. Aramızda 68 kuşağından ağabeylerimiz var biliyorsunuz. 68 yılları Teoman Ağabeyin de bir anlamda öğrenciliğinin geçtiği, dünyada ve ülkemizde halkçı, toplumcu çizgilerin yükseldiği, antiemperyalist mücadelenin yükseldiği; dünyada ve ülkemizde büyük anlamda bir toplumsal ruh dönüşümünün yaşandığı yıllar. O yıllarda mezun olan mühendisler, mimarlar okullarını bitirip TMMOB'ye bağlı Odalara üye olmaya başlandıktan sonra, TMMOB'de toplumcu-halkçı bir dönüşüm, antiemperyalist, bağımsız bir dönüşüm başlıyor.

Teoman Ağabey de bu yıllarda 1972-73 yıllarında Mimarlar Odası II. Başkanlığı görevini üstleniyor. Mimarlar Odamız o dönem TMMOB'deki devrimci toplumcu çıkışın önder odalarından birisi ama gerek 12 Mart muhtırası, gerekse dönemin koşulları nedeniyle o dönem TMMOB Genel Kurulları uzun süre toplanamıyor. Odalardaki bu devrimci toplumcu dönüşüm TMMOB'ye biraz geç yansıyor. İşte Teoman Ağabey bu dönüşümün önderlerinden. 1973-74 senesinde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanlığına seçiliyor ve göreve geldiği dönemler aslında TMMOB için bir varoluş mücadelesinin başladığı bir dönem. Dönemin iktidarı meclise kamu çalışanı mühendis ve mimarların TMMOB'ye üyeliğinin kaldırılması noktasında bir yasa getiriyor. Gerçi bunu 12 Eylül'den sonra becerdiler ama o tarihte böyle bir yasa değişikliği aslında TMMOB'nin fiilen kapatılması demek. Çünkü TMMOB üyelerinin %78'i kamu çalışanı üyelerden oluşuyor. Odalarda Yönetime gelen bu devrimci demokrat mühendisler ülke genelinde bir seferberlik başlatıyorlar. Hem alanlarda yürüttükleri mücadele, hem meclis ve senatoda verdikleri mücadele ile bu yasa tasarısının geçmesini engelliyorlar. Gerçi mecliste bu yasa kabul ediliyor ama senatodan geri dönüyor. İşte Teoman Ağabeyin TMMOB Yönetim Kuruluna seçildiği günde, o yasa tasarısının senatodan döndüğü gün...

Teoman Ağabey ve arkadaşları o günden bu yana bizlerin gururla taşıdığı TMMOB'nin halkçı, devrimci, kalkınmacı, yurtsever çizgisinin yaratıcıları ve taşıyıcısı aynı zamanda.

Biz her 11 Temmuz'da ellerimizde karanfillerle sadece Teoman Ağabeyii anmaya gelmiyoruz aslında buraya. Her 11 Temmuz'da bundan da öte; onların bize bıraktığı o yurtsever, toplumcu mühendisler mimarlar çizgisinde mücadele veriyoruz. Mühendisler, mimarlar seçkin bir zümre değildir; içinde yaşadıkları bu halkın parçasıdırlar. Bu halkın yaşadığı sorunların, bizlerin üzerindeki izdüşümleridir. “Mühendislerin mimarların sorunları” diyen bir çizgidir bu çizgi.

Teoman Ağabeylerin dönemine kadar TMMOB yönetimlerinde seçkinci bir çizgi hakim. Üst düzey bürokratlar hakim. O dönemin yönetimleri; mühendislerin mimarların sorununun çözümünü iktidarlarla iyi geçinmekte görüyorlar. Üst düzey bürokratları ziyaret etmekle, sorunların onlarla iyi ilişkiler kurmaktan geçtiğine inanıyorlar. Ama ondan sonra yaratılan bu toplumcu çizgi; sorunlarımız ortak, birlikte çözeceğiz diyen bir mücadele anlayışına evriliyor.

Bizler Teoman Ağabeyi yaşatmak için bu ülkenin eşit, özgür, demokratik bir ülke olması için mücadele eden herkesle yan yana durarak, Teoman Ağabeylerden bize bırakılan bu mücadeleyi yürüteceğiz. Ben Teoman Ağabey ve kadrolarına sahip çıkan, bugün buraya anmaya gelen hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Aramızda Teoman Ağabeyin dönem arkadaşları var. Ailesi burada. Söz almak isteyenlere söz vermek istiyorum. Hepiniz hoş geldiniz." dedi.

Hikmet Tümer şunları ifade etti: 

"Öncelikle Aylin ablaya, Elif'e, Aslı'ya sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Bu sene TMMOB'nin 70 yılı, Teoman ağabeyin ölümünün de 30 yılı, benim bağlı olduğum odanın da 50 yılı. Ben de aşağı yukarı O kadar sene Hem oda hem de TMMOB platformlarında yer aldım. Teoman ağabey ile ilk tanışmam, sevgili Murat'ın MTA'da çalışırken TÜTET çalışmaları içinde bulunmak ister misin diye bir öneride bulunmasıylaydı. Sanırım Haydar İlker yönlendirmişti onu da. Ben de bunu kabul ettim. Teoman ağabeyi Yakinen bu çalışmalarda TÜTET’in ikinci kurultayında ve Kongresi çalışmalarında Yakinen tanıdım. Onun o coşkusu, heyecanı, çalışkanlığını hiç unutmuyorum.

Tabii bu arada onu Yakinen izlemenin sayesinde şunları öğrendim; sürekli bize şunları anlatırdı: Kesinlikle eksiklerinizin ve yanlışlarınızın üstünü örtmeyin. Tartışın, doğru yolu bulursunuz. Örgütlülük çok önemli derdi. Zaten TÜTET’in esas amacı da teknik elemanların sendikalaşması mücadelesiydi. “Omuz Omuza verin, hiçbir zaman kısır tartışmaların içine girmeyin” derdi. Bu iki ilkesini asla unutmuyorum.

Bir konuşmasında da “Bizimki insani bir isyandır” demiştir. Doğrudur; ben katılıyorum buna. Bizler onun yoldaşları insani bir isyanın başkaldırışının liderinin yanında yer alıyorduk. Ben de o tarihten sonra kendi odamda ve TMMOB platformlarında sürekli Teoman ağabeyin toplumcu, devrimci, yurtsever çizgisinde hareket etmeye çalıştım. Bu çizgide olan arkadaşlarla beraber hem TMMOB’de hem Jeoloji Mühendisleri Odasında mücadele ettik; mücadelemize devam ediyoruz, etmeye devam edeceğiz."

Murat Gültekingil şöyle konuştu:

Teoman ağabeyi konuşurken burada en önemli husus 70'li yıllar TMMOB’nin tarihinde en büyük en yüksek kitlesellik kazandığı yıllardır. Peki 70'li yıllarda kazanılan bu kitlesellik ne ile mümkün olmuştur? Az önce Başkanın da değindiği bir husus var; Ben 70'li yılların devrimci mücadelesi içerisinde en devrimci dönüşümün aslında Odaların daha önceki yıllarda 50'li 60’lı yıllarda kendilerini yönetecek elitin uzantısı gören mühendislerin örgütü olarak sunmasıdır. Ama çok inandırıcı bir biçimde, 70'lerde bu slogan haline gelmiş olan sözlerinden de bellidir Teoman ağabeyin değişim. Nedir? “Bilimi ve tekniği halkın çıkarları doğrultusunda kullanacağız.” Böyle bir tavır aslında inandırıcı olmuştur ve kitleleri de kendine çekebilmiştir. 19 Eylül'ün başarısı da oraya giden yolda bu tür ilişkilerle mümkündür. Bundan ibaret değil elbette. 70'li yılların mühendis Mimar hareketinin gerçekten o yılların koşullarında başardığı şeyler var. Mesela bütün topluma kendi Emek ürünlerini yaymak üzere 50.000 basan Birlik Haberlerinin çıkartılması bunun çok güzel örneklerinden biridir.

Öte yandan gerçekten Türkiye'nin politikasında aktif biçimde çalışan siyasi partiler, özellikle Muhalefet partileri için TMMOB ve Odalarda onlara politika malzemesi sağlayacak veriler üretilmiştir. Elektrikti, petroldü, ilaçtı birçok konuda gerçekten politika önerileri ile gelen çalışmalar yaptık. Bunlar çok önemliydi.

Şartlar bugün daha farklı. Yeniden öyle bir şeye döner miyiz bilinmez ama aynı koşullarda olmadığımızı unutmamak lazım. Çok farklı bir dönemden geçiyoruz ve şu anda Türkiye'de hem ekonomik durumun, hem siyasal durumun en karanlık dönemlerinden birinden geçiyoruz. Böyle bir durumda bizim kitle mücadelesi anlamında geriye dönüp bakacağımız bir yer 70'lerin TMMOB'sidir. Bence oraya bakmakta fayda var. Söyleyecek çok şey var daha çok yolumuz var. Teşekkürler.

Murat Gümrükçüoğlu şöyle konuştu:

"Merhaba Murat hazır hatırlatmışken benim tek kalan yönetim kurulu üyesi olduğumu; kaybettiğimiz arkadaşlarımızı ben bir kez daha anmak istiyorum, Ömer'i, Haydar'ı, Yalçın'ı, Medet’i, Ersin'i belki unuttuklarım da vardır. İhsan ağabeyi de hasretle anıyorum.

TMMOB'nin O günkü mücadelesi, Türkiye'nin çok Özgün koşullarında TMMOB'ye yüklediği çok olağanüstü görevlerin altından başarıyla kalkma mücadelesidir. Kırık dökük bürolarda, parasız, imkansız, kapısında bombaların patladığı, kardeşimiz Akın Özdemir'in, Zeki Erginbay'ın katledildiği şartlarda… Türkiye'nin O günkü olağanüstü ayağa kalkmış toplumunda TMMOB çok Öncü bir görev üstlendi. Ve bugün burada Teoman'ı anıyorsak; o görevin başarıyla altından kalkılması dolayısıyladır. Şimdi bugün Artık bambaşka bir Türkiye'deyiz. Mühendisler de başka, siyasi mücadele de başka. Elbette ona uygun araçlar ona uygun söylemler, ona uygun metotlar geliştirmek lazım. Ben yönetimdeki arkadaşların bunu başaracağına inanıyorum. Ve onlara da başarılar diliyorum.

Son olarak da şunu söylemek istiyorum; Teoman'ın bize bıraktığı büyük mirası her zaman Saygıyla anıyoruz ama onun da ötesinde bir arkadaş olarak da onu çok özlüyoruz. Teşekkürler"

Son olarak Teoman Öztürk'ün kızı Elif Öztürk şöyle konuştu:

Tam 30 sene oldu. Hatta 11'inde değil 13'ünde defnetmiştik. Bir haftalık bir hastane sürecimiz vardı. Ben o 30 sene boyunca hep o yattığı andan kaybettiğimiz ana kadar olanları yaşıyorum. İyi hissetmiyorum bu zamanlarda. O yüzden çok da güzel konuşamayabilirim; kusuruma bakmayın. Bu 30 yılda çok şey değişti. Çok kaybımız oldu, düzen değişti, son derece kötü bir gidişatımız var. Hiç elle tutulur iyi bir şey yok. Ama dediğim gibi tek bir şey değişmedi; bizim ona duyduğumuz hasret, özlem, sevgi. Bu değişmiyor.

Dolayısıyla elbette çok önemli şeyler söylediniz, biz de Odalar olarak onun peşindeyiz zaten. O mirası devretmenin peşindeyiz. Çeşitli yollar da arıyoruz. Bunun için yöntemler de bulmaya çalışıyoruz. Tabii yöntemler derken o ilk iki ilkeden vazgeçmeden… Bizim sorunlarımızın meslek ve meslektaş sorunlarından ayrılmayacağı ve bilimi ve tekniği halkın hizmetine sunma noktasında. Biz bunu böyle devam ettiriyoruz. Bunun çok tersi şeyler de oluyor elbette ama biz var olduğumuz sürece, gelecek kuşaklar var olduğu sürece, ben babamla ve babam gibi kaybettiğimiz bütün arkadaşların da yaşayacağına inanıyorum. Zaten de ancak öyle yaşayacaklardır. Yoksa biliyoruz ki; ben hep şu ağaçla gurur duyuyorum. Artık babam o ağacı besliyor. Burada tek bir daldı 30 senede bu hale geldi. Tabii gelişiyor, değişiyor. Biz de iyiye gitmesi için elimizden geleni ve gelecek kuşaklara devretmeyi sağlamaya çalışıyoruz. Bizi bugün burada yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyoruz.