TMMOB MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARININ GÜNCEL SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ AYDIN YEREL KURULTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

30.06.2025

TMMOB ve bağlı Odaların Aydın İl Temsilciliklerinin katılımıyla düzenlenen TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Aydın Yerel Kurultayı, 28 Haziran 2025 tarihinde Kuşadası’nda gerçekleştirildi.

Kurultaya kamuda veya serbest çalışan mühendis, mimarlar, şehir plancıları, akademisyenler, kamu ve özel sektör temsilcileri, emekli üyelerin yanı sıra TMMOB Yönetim Kurulu üyeleri Arif Balkanay, Mustafa Kubilay Yıldırım, Esen Leyla İmren de katıldılar.

Kurultayda Divan Başkanlığı görevini önceki dönem TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı üstlenirken, Özge Nihan Güleken ve Simge Selçuk yazmanlık görevinde bulundular.

Kurultayın açılışında TMMOB Aydın İKK Sekreteri Tunç Erlaçin, TMMOB Yönetim Kurulu üyeleri Arif Balkanay ve Mustafa Kubilay Yıldırım birer konuşma yaptılar.

Etkinlik süresince meslek alanlarının güncel sorunları ve çözüm önerileri çok yönlü olarak ele alındı. Kurultayda şu başlıklar öne çıktı:

Geçim Sıkıntısı ve Güvencesizlik:
Mühendis, mimar ve şehir plancılarının artan hayat pahalılığı ve güvencesizlik içinde mesleklerini icra etmeye çalıştığı, özellikle genç meslektaşların işsizlik, düşük ücret ve gelecek kaygısıyla karşı karşıya olduğu vurgulandı.

Denetimsizlik ve Kurumsal Zafiyet:
Meslek alanlarında yaşanan denetim eksikliğinin yapı güvenliğinden çevresel etkilere kadar birçok alanda kamu zararına yol açtığı; kamusal denetimlerin zayıflatılması ve teknik kararların siyasal baskılarla şekillenmesinin mesleki sorumluluğu zedelediği ifade edildi.

Bilim ve Teknikten Kopuk Politikalar:
Merkezi ve yerel yönetimlerin, teknik meslek disiplinlerinin bilgi birikimini yok sayarak, bilimsel temelden uzak kararlar aldığı ve bu durumun toplumsal ve ekolojik zararlar doğurduğu eleştirildi.

Meslek Yasaları ve Mesleki Ahlak:
Yıllardır çıkarılmayan meslek yasalarının, mesleki sorumluluk ve kamu yararı ilkelerini hayata geçirmede engel oluşturduğu; etik ilkelerin ve toplumsal sorumluluğun yasal zemine oturtulması gerektiği ifade edildi.

Yerel Yönetimlerin Odalara Yaklaşımı:
Yerel yönetimlerin meslek odalarını çoğu zaman karar süreçlerine dahil etmemesi ve kurumsal işbirliği mekanizmalarının yeterince işletilmemesi, yerelde planlama ve uygulama hatalarına neden olduğu vurgulandı.

Gençlerin Süreçlerde Aktif Rol Alması:
Kurultayda genç mühendis, mimar ve plancıların meslek örgütü süreçlerine etkin biçimde dahil edilmesi gerektiği açıkça dile getirildi. Gençlerin yalnızca sayısal olarak değil, karar alma mekanizmalarında söz ve yetki sahibi olması gerektiği vurgulandı.

Kurultayın ortak vurgusu; “Mesleğimizi, kentimizi ve geleceğimizi bilimsel bilgi, mesleki dayanışma ve kamu yararı ilkesiyle birlikte savunacağız.” oldu.

TMMOB Aydın Yerel Kurultayı, yalnızca meslek sorunlarının değil, aynı zamanda kentlerin geleceğinin de teknik bilgiyle ve demokratik katılımla şekillendirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Genç meslektaşların, halkın ve meslek odalarının birlikte söz sahibi olduğu bir gelecek için mücadele çağrısı yapılarak kurultay son buldu.

Kurultayın açılışında TMMOB adına yapılan konuşma şöyle:

"Değerli Arkadaşlar,

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetim Kurulumuz adına hepinizi dostlukla selamlıyorum. Mühendis, Mimar ve Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri kapsamında gerçekleştirdiğimiz Aydın Yerel Kurultayına hoş geldiniz.

TMMOB 48. Genel Kurulumuzda ve hemen her konuşmada, her tartışmada tespit ettiğimiz gibi, artan ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlar ülkemizi ve geleceğimizi sürekli derinleşen çoklu krizlere sürüklemektedir.

Elbette bu krizlerden payımızı biz mühendis, mimar ve şehir plancıları da fazlasıyla alıyoruz. Emeğimiz, mesleğimiz, meslek alanlarımız ve geleceğimiz bir bir saldırıya uğramaktadır.

Bu sebeple yine Genel Kurulda ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarına etkisini açığa çıkartacak çalışmalar yapma kararına varmıştık.

Hazırladığımız çalışma programında farklı alanlarda çalışan meslektaşlarımızın sorunlarını tespit etmeye yönelik planlamalar yaptık.

Bu program çerçevesinde Kamuda Çalışan, Ücretli Çalışan-İşsiz, Emekli, Engelli ve Kadın Meslektaşlarımızın sorunlarına yönelik çalışma grupları oluşturduk.  Ayrıca İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı, Eğitim ve Bilirkişilik gibi alanların sorunlarına yönelik de yine çalışma grupları kurduk.

Bu çalışma gruplarından aldığımız önerilerle birçok çalıştay, sempozyum ve kongre düzenledik. Buralardan çıkan rapor ve görüşleri de kamuoyuyla paylaştık, paylaşmaya devam edeceğiz.

Geçmişten gelen tüm birikimlerimiz ve bütün bu etkinliklerimizden elde ettiğimiz veriler ve tartıştığımız konular ışığında 2025 yılı Ekim ayı içerisinde merkezi olarak Ankara’da TMMOB Mühendis, Mimar, Şehir Plancılarının Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Kurultayı gerçekleştireceğiz.

İnanıyorum ki Yerel kurultaylardaki tartışmalarımız ve meslektaşlarımızın katkıları merkezi Kurultay açısından ön açıcı olacaktır.

Değerli Arkadaşlar,

Ülke tarihimizin en zor zamanlarından birinden geçmekteyiz.

Başta gıda fiyatları olmak üzere hayat pahalılığı, işsizlik, düşük ücretler, güvencesiz iş, yokluk, yoksulluk, gelecek endişesi ve hukuk dışı uygulamalar, tüm toplumsal kesimlerin ortak sorunu olmuş, tepkiler birikmiş ve patlama noktasına gelmiştir.

Yaşadığımız çoklu krizler ortamında 19 Mart’tan bu yana sokakları dolduran milyonlarca yurttaşımızın birikmiş öfke ve tepkilerinin en temel nedeni de bu gerçekliklerdir.

Bu toplumsal dalga, ülkemizin içinden geçtiği zorlu koşulları ortaya sermekle sınırlı kalmamış, halkımızın ve onun içinde özellikle gençlerin öncülüğünde gelişen direniş ve yükselen mücadele eşit, özgür ve adil gelecek umudumuzu daha da büyütmüştür.

Bizler de tüm baskı ve zor politikalarına karşın ülkemize, anayasal demokratik kazanımlarımıza, emeğimize, geleceğimize ne olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Değerli Arkadaşlar,

Bildiğiniz gibi TMMOB, ülkemizdeki mühendis, mimar ve şehir plancılarının hak ve çıkarlarını halkımızın çıkarları temelinde korumak ve geliştirmek, mesleki, sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir.

Bu görev bize kuruluş yasamız ve Anayasa tarafından verilmiştir.

Bizler de 70 yıldır bu görevden bir an bile geri adım atmadan halka karşı sorumluklarımızın bilinciyle mühendis, mimar ve şehir plancılarının çıkarlarının, emeğiyle geçinen kesimlerin çıkarlarıyla bir olduğu anlayışıyla mücadele etmekteyiz.

Bizler, bilimin ve tekniğin emperyalistlerin ve sömürgenlerin değil halkımızın yararına kullanılmasını şiar edinmiş bir örgütüz.

Türkiye’deki 700 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir plancısının örgütlü gücü olan TMMOB`nin kamusal yetki ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaya yönelik saldırıların nedeni tam da budur.

Bizler biliyoruz ki, bu ülkenin olanaklarıyla eğitim görüp yetişmiş mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak ülkemizin kalkınması ve gelişmesinde, halkımızın gönenci ve mutluluğunda, daha da önemlisi demokratik, eşit ve adil bir düzende, ürettiğimiz bilgi ve tekniğin ayrıcalıklı bir yeri vardır.

Bizler biliyoruz ki, enerjinin, madenciliğin, iletişim ve altyapının planlanmasında olduğu gibi; ülke sanayisinin, tarımın, ormanların, doğal ve kültürel varlıkların korunması, gelecek kuşaklara aktarılması da asli bir sorumluluğumuzdur.

Bu nedenle mesleklerimizle, meslek alanlarımızla ilgili her sorunu aynı zamanda bir gelecek meselesi olarak görmekteyiz.

Değerli Arkadaşlar,

Meslek alanımıza yönelik saldırıların temelinde 1980`li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal ekonomi politikaları yatmaktadır.

Tüm alanlarda ithalata ve fason üretime, taşeronlaşmaya, kamu ve halka ait arazi ve mülklerin yağmalanmasına dayalı rant eksenli bir ekonomi inşa edilmiştir.

Üniversite ve mezun sayısının hızla artmasına paralel olarak yaşanan "mesleki değersizleşme", meslektaşlarımızın teknik ayrıcalıklarını ortadan kaldıran bir düzeye erişmiştir.

Bu durum hem özel sektörde hem de kamuda çalışan meslektaşlarımızın mesleki uygulama alanlarının daralmasına neden olmuştur.

Kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama, denetleme işlerini yapan meslektaşlarımız ekonomik kriz koşullarından en çok etkilenen kesimler arasında yer almaktadır.

Kamu çalışanlarının kaderi, iktidarın keyfi uygulamaları ile belirlenmektedir.

Yapılan atamalara liyakat temelinde değil; yandaşlık ve keyfiyet temelinde gerçekleştirilmektedir.

Kamuda çalışanlar arasında eşit işe eşit ücret, eşit statü tanınmamaktadır. Hem kurumlar arasında hem de en düşük ve en yüksek ücretlerde fark giderek artmış, ücret adaleti ortadan kalkmıştır.

Çalışma yaşamı farklı personel tanımlamaları ile örgütsüz, sendikasız bırakılmak istenmektedir. Bu durum temel özlük haklarında büyük gerileme ve kayıplara neden olmaktadır.

Ücretli çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları kriz derinleştikçe daha da zorlaşmaktadır. İşten çıkarılma tehdidini her zaman yanı başında hisseden ücretli çalışan meslektaşlarımız kriz koşullarında ilk gözden çıkarılacaklar listesinde bulunmaktadır.

İşsizlik bugün her meslektaşımızın kabusu olmaktadır. Düşük ücretlerle esnek, güvencesiz ve sağlıksız koşullarda çalışma mecburiyetinin hatırlatıcısı olarak meslektaşlarımız üzerinde açık bir tehdit oluşturmaktadır.

Bunlara ek olarak, pek çok mühendis, mimar ve şehir plancısı arkadaşımız mesleki yetersizlik sorunları; fazla mesailerde ücret verilmemesi; fazla çalıştırma, iş saatleri ihlali; sosyal hak ihlalleri ve özlük haklarına yönelik sorunlarla yüz yüzedir.

Bu durum mesleklerimizin kamucu özelliklerinin azalmasına neden olmaktadır.

Nitelikli bir eğitim alan, köklü üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmuş birçok genç meslektaşımız, mecbur bırakıldıkları koşullar içerisinde mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında aramaktadır.

Hepiniz hatırlarsınız meslek alanlarımız ve meslektaşlarımız için gerçekleştirdiğimiz ‘Boşuna mı Okuduk?’ kampanyası esnasında da gördük ki genç meslektaşlarımız güvenceli bir geleceğe sahip olamadıkları için başka başka işleri dahi yapmayı göze alarak yurtdışına gitmeyi bir kaçış, umut kapısı olarak görmektedir.

Krizin yarattığı işsizlik, borçlanma ve yoksullaşma sarmalından en fazla etkilenen arkadaşlarımızın başında, emeğini ve bilgi birikimini bu ülke için yıllarca alın teriyle birleştiren, emekli meslektaşlarımız yer almaktadır.

Ülkenin dört bir yanındaki emekliler gibi meslektaşlarımızda emeklilik yaşında açlığa ve yoksulluğa mahkum edilmektedir.

İş güvenliği uzmanı meslektaşlarımız, siyasi iktidarın umursamazlığı nedeniyle haklarını koruyacak yasal düzenlemelerden ve hukuki güvenceden yoksun bırakılmaktadır.

Bilirkişilik alanı kaos içerisindedir. Mevzuat değişimi, dosyalar üzerinde oluşan tekelleşme, siyasi yandaşların ve ehliyetsiz kişilerin bilirkişi olarak atanması hem adaletin sağlanmasını hem de mesleğin kamusal içeriğini ortadan kaldırmaktadır.

Engelli bireyler eğitim, sağlık, barınma, ulaşım, istihdam gibi temel haklara erişimde ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır. Engelli yurttaşların bağımsız ve eşit bir yaşam sürmesi neredeyse olanaksız hale gelmektedir.

Siyasi iktidarın artan cinsiyetçi politikaları sonucu kadın meslektaşlarımız çalışma yaşamlarında ücret eşitsizliği ve ayrımcılık gibi birçok engelle karşılaşmaktadır. Bütün bu çoklu krizlerin yükünü yaşamlarında iki kat hissetmektedirler.

Değerli Arkadaşlar,

Tüm konuşmam boyunca ifade ettim. Mesleki sorunlarımız, ülkemizin ve halkımız sorunlarından bağımsız olarak düşünülemez. Bugüne kadar “Hangi dağ efkarlıysa oradayız. Perişan edilen her şey bizimdir” diyerek mücadele ettik.

Ülkemizin içerisinden geçtiği bu çoklu krizlerde tavrımız bellidir. Sokaklarda büyüyen mücadelelerde, haklarını arayan emekçilerin yanında, geleceğini isteyen gençlerin omuz başında, yaşamlarını savunan kadınların yanında durmak bizim gelecek meselemizdir.

Mesleğimize, meslek alanlarımıza sahip çıkmak gelecek meselemizdir. Verdiğimiz mücadele aynı zamanda memleket mücadelesidir.

Kurultay boyunca tespitleriniz ve önerileriniz oldukça kıymetlidir.

Ülkemizin aydınlık geleceğini planlayan ve inşa eden meslektaşlarımızın sorunları çözüldüğünde ülkemizin temel sorunlarının çözümüne daha çok yaklaşacağımızın bilinci ile hepinizi saygı ile selamlıyorum. Hepinize geldiğiniz için teşekkür ediyorum.

Aydın Yerel Kurultayı’mızın başarı ile geçmesini temenni ediyorum."