EŞİT, ÖZGÜR, BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK MÜMKÜN!..
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle TMMOB Kadın Çalışma Grubu tarafından "Eşit, Özgür, Barış İçinde Yaşamak Mümkün başlıklı basın açıklaması gerçekleştirildi.
EŞİT, ÖZGÜR, BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK MÜMKÜN!..
8 MART; dünya kadınlarının sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirme günüdür.
8 MART; ayrımcılığa, şiddete karşı çıkma günüdür.
8 MART; hak mücadelesi veren tüm kadınlara saygı günüdür.
TMMOB’li kadınlar olarak 165 yıl önce, New York’ta çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücret eşitsizliğinin giderilmesi amacıyla greve giden, ancak müdahaleyi takiben nedeni bilinmeyen(!) yangında can veren 129 dokuma işçisi kadını ve mücadelemize ışık tutan tüm kadınları saygıyla anıyoruz.
Farplas’ta ve Türkiye’nin dört bir yanındaki fabrika, atölyelerde örgütlenen, sendikalaşan, birlikte dayanışma hattı ören, güvenceli yaşama ve çalışma haklarının mücadelesini veren, üreten kadınların yanındayız. Mücadeleleri, mücadelemizdir!..
Yaşamın her alanında emek ve hakları için mücadele eden tüm kadınları selamlıyor, kadın mücadelesini ve dayanışmasını yükselteceğimizi yine ısrarla HAYKIRIYORUZ!..
Ne yazık ki bu yıl, 8 Mart’ı bir savaş ile karşılıyoruz. Nerede, nasıl ve kim tarafından başlatılırsa başlatılsın, emperyalist sömürü ve işgal savaşları insanlık suçudur. Masum insanların hayatlarını kaybettiği, yaralandığı ya da göçe zorlandığı, özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde yarattığı, yaratacağı travmaları endişe ile izliyoruz. Kaynaklarını savaşa ve silaha harcayan zihniyet ile eşitlik karşıtı zihniyetin aynı tarihsel kökten beslendiğini biliyoruz.
Covid 19 pandemisiyle birlikte, mevcut iktidarın dayattığı siyasi kararları nedeniyle yaşanan ekonomik krizin, toplumsal şiddetin ve eşitsizliğin yanı sıra, 2021 yılında kazanılmış haklara, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve doğaya saldırılar her geçen gün ivmelenerek artmaktadır.
Kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim imkanları, sağlık ve kadının siyasi güçlendirilmesi kriterlerine göre düzenlenen Dünya Ekonomik Formu’nun (WEF) 2021 Cinsiyet Eşitsizliği Endeksine göre Türkiye, 156 ülke arasında geçen yıla göre üç basamak daha gerileyerek 133. sırada, ekonomik hayata katılımda ise 140. sırada yer almaktadır. Covid 19 öncesi cinsiyet eşitsizliğinin 100 yıl içinde son bulması beklenirken, 136 yıla çıktığı belirtilmektedir.
DİSK-AR’ın Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam (KATİ) hesaplama metodolojisi ile Şubat 2022 verilerine göre, 2021’in 4.çeyreğinde (Ekim, Kasım, Aralık 2021) geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyonu aşmıştır. Çalışma çağındaki 64 milyon kişinin 20 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamdadır.
Her 100 kadından sadece 17’si kayıtlı ve istihdamdadır.
Genç kadınlarda işsizlik oranı %51’i aşmıştır.
TÜİK tarafından kadınlarda resmi istihdam oranı %29,2 olarak açıklanmışken, DİSKAR tarafından KATİ (Kayıtlı Tam Zamanlı İstihdam) oranı %17.5 olarak hesaplanmıştır.
Görülmektedir ki, TÜİK’in verileri geçmiş yıllarda olduğu gibi, işsizlik oranlarının gerçek boyutlarının üzerini örtmekten başka bir şey değildir.
Yaşamın her alanında olduğu gibi, çalışma hayatında da cinsiyet eşitsizliğini KABUL ETMİYORUZ!..
20 Mart 2021 tarihinde tarafı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi’nden tüm itirazlara rağmen Cumhur Başkanlığı’nın çekilme kararı ile, imzalanıp onaylanan bir uluslararası insan hakları sözleşmesinden çekilen dünyada ilk ve tek ülke olmamız da tarihe kara leke olarak düşmüştür. Zaten kadına ve çocuklara yönelik şiddetin, taciz ve tecavüzün ivmelenerek arttığı ülkemizde, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından, gözü dönmüş caniler işledikleri vahşeti itiraf edebilme cesaretini gösterebilmektedirler.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi Avrupa ülkelerinin arasında kadına yönelik şiddetin zirvesine 2021 yılında Türkiye yerleşmiştir.
Kadın Cinayetlerini Önleyeceğiz Platformu’nun verilerine göre, 2021 yılında 280 kadın cinayeti işlenmiş, 217 kadın ölümü de şüphelidir. 2022 yılının ilk iki ayında 49 kadın cinayeti işlenmiş, 49 kadın ölümü de şüphelidir.
Kadınların kendilerine reva görülen koşullar karşısında susmalarını, korkmalarını ve itaat etmelerini bekleyenler yanılıyorlar.
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ!..
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMİYORUZ!..
2010’da kadın erkek eşit değildir söylemiyle başlayıp, 2012’de kürtajın yasaklanmak istenmesiyle devam eden ve 2016’da TBMM Boşanmaların Araştırılması Komisyonu Raporu ile bir hükümet programına dönüşen, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek hukuksuzluğunu taçlandıran mevcut iktidar, kadın erkek eşitliğine karşı ideolojik saldırılarına 6.yargı paketi ile devam etmektedir.
6.Yargı Paketi doğrudan eşitlikçi aile modeli ve laikliği esas alan Medeni Yasa’yı doğrudan hedef almaktadır. Genel olarak eşit vatandaşlık haklarımıza, özelde yaşam hakkından başlayarak; nafaka, şiddetten, taciz ve tecavüzden uzak yaşama, erken yaşta zorla evlendirilmekten, eğitim, istihdam hakkı, çocukların üstün yararı, LGBTİ+lara, her türlü şiddetin önlenmesi gibi haklarımıza uzanıyor.
Kadınların ve çocukların nafaka hakkına, boşanma davalarının görülme usulüne DOKUNMAYIN!
Aile arabuluculuğu adı altında yargı dışı çözüm yollarını kadınlardan ve çocuklardan UZAK TUTUN!
YASALARA DOKUNMAYIN, UYGULAYIN!..
Biz TMMOB’li mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlar diyoruz ki;
Yaşamın Her Alanında Cinsiyet Eşitsizliğini REDDEDİYORUZ!..
Kazanılmış Haklarımızın Gaspını REDDEDİYORUZ!..
Yaşam Biçimimiz ve Yönelimlerimiz Üzerindeki Şiddeti REDDEDİYORUZ!..
Savaş Politikalarını REDDEDİYORUZ!..
Doğayı ve Tüm Canlıları Hedef Alan Her Türlü Şiddeti REDDEDİYORUZ!..
Biz TMMOB’li mühendis, mimar, şehir plancısı kadınlar şiddetsiz, sömürüsüz, eşit, barış içinde bir yaşam istiyoruz.
‘Kanatlarda BARIŞ
Avuçlarda EMEK
Gelecek Birlikte ÖRÜLECEK!..
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ KADIN DAYANIŞMAMIZ!..
YAŞASIN TMMOB!..
TMMOB KADIN ÇALIŞMA GRUBU