![](https://tmmob.org.tr/sites/default/files/styles/icerik/public/mmo6subat_2.png?itok=05mUTkOf)
MMO: 6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN BÜYÜK BİR TOPLUMSAL FELAKETE DÖNÜŞMESİNİN SEBEBİ İKTİDAR POLİTİKALARIDIR!
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, 5 Şubat 2025 tarihinde “6 Şubat Depremlerinin Büyük Bir Toplumsal Felakete Dönüşmesinin Sebebi İktidar Politikalarıdır!” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
6 Şubat Depremlerinin Büyük Bir Toplumsal Felakete Dönüşmesinin Sebebi İktidar Politikalarıdır!
Depremlere Hazırlıklı Olmak İçin Bilim, Teknik, Planlama ve Mühendislik Gerekliliklerine Aykırı Rantçı Yaklaşımın Alt Edilmesi Gerekiyor!
17 Ağustos 1999 Marmara Depremlerinden 24 yıl sonra yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş-Hatay Depremleri ile ülkemizin depremlere hazırlıklı olmadığı bir kez daha görüldü. Bu tür acı olayları anarken nedensellik, önlemsizlik ve yanlışlara eğilmek kamusal sorumluluk gereğidir.
Türkiye’nin aktif deprem kuşakları üzerinde yer almasına ve konunun mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı ile doğrudan bağlantılı olmasına karşın bu disiplinler rant çıkarları için hep dışlanmıştır. Rant çıkarları, bilimsel ve teknik gereklilikleri yok saymaktadır.
1999 depremleri sonrası yapılan yapı denetimi düzenlemelerinde meslek odalarının önerileri dikkate alınmayarak konu ticarileştirilmiş, Yapı Denetim Kanunu’nun kapsamı daraltılmış, kamu yapıları denetim dışı tutulmuş; Mühendis ve Mimarların örgütleri ile ilişkilerini koparmak amacıyla TMMOB’ye bağlı Odaların mevzuatla tanınmış görevleri içindeki mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme, denetleme gereklilikleri dışlanmış ve büyük yıkımlara yol açan denetimsizlik hakim kılınmıştır.
İmar ve Yapı Denetimi Kanunlarında yapılan değişiklikler, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve devamı niteliğindeki düzenlemeler, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile; yapı üretim ve denetim sürecinde olmazsa olmaz önemi bulunan Mühendis, Mimar, Şehir Plancısı Odalarının yetkileri sınırlanmış; yapı projeleri arasındaki bağlar bilimsel-teknik gerekliliklere aykırı olarak koparılmaya çalışılmıştır.
Tasarım, yer seçimi, yapı üretimi ve denetiminde bilimsel ve bütünlüklü bir yaklaşım yoktur. Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları, kıyılar, ormanlar, toplanma yerlerinin imara açılması, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, ısı adalarının oluşması ve deprem sonrası idari yanlışlar, doğa olayları olan depremleri toplumsal felaketlere dönüştürmektedir.
Özellikle 2011 yılı ve sonrasında yapılan düzenlemelerle bütün ülke imara açılmış, depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan çok sayıdaki imar affı, depremle ilgili kurum ve kuruluşların kurtarma çalışmalarındaki liyakat dışı zafiyetli yapılanmaları ve tek adam yönetiminin direktiflerine bağlılıkları, Kahramanmaraş-Hatay depremlerinin zararlarını artırmıştır.
Deprem bölgesindeki 294 bin yapıya çıkarılan sonuncu imar affı ile insanların “sorunlarının çözüldüğünü” söyleyenlerin deprem bölgesine geç müdahaleye mazeretleri, “biz İstanbul depremine hazırlanıyorduk”, deprem “Allah’tan geliyor”, “yüzyılın felaketi”, “böylesine büyük bir felakete hazırlıklı olabilmek mümkün değildir”, “olanlar hep oldu, bunlar kader planının içindeki şeyler”, “AFAD’ın toplam personel sayısı 7 bin 300’dür. Takdir edilir ki 7 bin 300 personelle Türkiye’deki bu büyük afeti veya herhangi bir afeti yönetebilmek mümkün değildir” gibi yaraları daha da kanatan sözler olmuştur.
Bir yıl içinde 680 bin konutun yapılacağını söyleyen iktidar, iki yılda 201 bin 431 konut yapımı ile bir başarısızlığa daha imza atmış, konteynerlerde ya da başka kentlerle yaşamlarını güçlükle sürdüren insanların yaralarını bile saramamıştır. Yapı dönüşümleri rant çıkarları, mülksüzleştirme, yerinden yurdundan etme, borçlandırma ve geleneksel kent, semt, mahalle kültürünü yok etme eksenlidir.
Depremin yol açtığı büyük sosyal tahribatın sorumluları; deprem vergilerini otoyollara, havalimanlarına vb. harcayanlardır, ülkenin tamamını imara açanlardır, Meslek Odalarını sürecin dışına iten, yetkilerini sınırlayanlardır, kurumların birikimini yok eden, kurumsal bozulmaya yol açan, uzmanlık ve liyakatı yok sayan, bilim ve teknikle ilgisi olmayan yönetim ve kadro atamalarını yapanlardır. Nihayetinde mevcut iktidarın tek sevdasının rant olduğu, önlem ve müdahale kapasitesinin olmadığı çok acı bir şekilde görülmüştür. Bu nedenle ilgili bütün sorumluların hesap vermesi ve iktidarın değişmesi gerekmektedir.
Bu vb. gerçekler ile Odamızın uzmanlık alanları ve kamusal sorumluluklarımızdan hareketle yapılması gerekenleri özetle belirtmek isteriz:
- Depremlere karşı önlemler bütünlüğünü, güvenli yapılaşmayı, halkın nitelikli yaşam ve doğal çevre hakkı ile kamusal denetimi dışlayan piyasacı rantçı yaklaşım reddedilmelidir.
- Depremle ilgili tüm kurum ve kuruluşlar, ilgili Meslek Odaları ve bilim çevreleriyle ilişkilendirilerek liyakat-uzmanlık temelinde yeniden yapılandırılmalıdır.
- Yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulmalı; imar, yapı, dönüşüm, yapı denetim, afet yasaları TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar, bilim çevreleri ve ilgili tüm kesimlerin katılımıyla düzenlenmeli; bu kuruluşlar mevzuat süreçlerinin asli unsurları olarak tanınmalı, üyelerinin eğitim ve belgelendirilmesi ile sicillerinin tutulması Meslek Odalarınca yapılmalıdır.
- Yapı Denetim Kanunu’nun ticari yapı denetim şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğini ve Meslek Odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak bir planlama, tasarım, üretim ve denetim modeli benimsenmelidir.
- Konut, sanayi, enerji, ulaşım vb. birçok alanla bağlantılı tesisat/mekanik tesisat sistemlerinin depremler ve diğer afetlerde taşıdığı önem itibarıyla, bina ve doğal eki mekanik tesisat tasarım, üretim ve bakımının denetimi Makina Mühendisleri Odası tarafından belgelendirilmiş konunun uzmanı mühendisler olmalı, bu husus bütün yasa düzenlemeleri ve Yapı Denetimi Kanunu’nda yer almalıdır.
- Doğalgaz, elektrik, ısıtma kazanları, jeneratörler ve gaz tesisatları için erken uyarıcı ve gaz/akım kesici sistemler uygulanmalı, denetimleri Meslek Odalarınca yapılmalıdır.
- Okullar, hastaneler başta olmak üzere kamu yapılarının depreme karşı güvenli olup olmadıklarının uzman mühendisler tarafından tespitinde TMMOB’ye bağlı ilgili Odalar mutlaka yer almalıdır.
- Endüstriyel tesislerin güvenlik ve birbirlerine yakınlık-uzaklık mesafelerine dair gerekli çalışmalar yapılarak standartlar ve uyulması gereken koşullar imar mevzuatına yansıtılmalı; sorunlu alanlar “yapı yasaklı alan” ilan edilmelidir.
- Bir daha asla imar affı yapılmamalıdır.
- Halkı mülksüzleştiren, borçlandıran ve kent dışına iten kentsel dönüşüm ile yeni rant projelerine yol açan “rezerv alan”, “acele kamulaştırma” vb. uygulamalara son verilmeli, dönüşüm gerekliliklerinde kamu her açıdan yükümlülük üstlenmeli ve yerindelik esas olmalıdır.
Yunus Yener
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı