JFMO'DAN "ULUSAL DEPREM KONSEYİ" AÇIKLAMASI

12.02.2007

Jeofizik Mühendisleri Odası, Ulusal Deprem Konseyi'nin lağvedilmesi üzerine 7 Şubat 2007 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

AKLIN, BİLİMİN, DEMOKRASİNİN, İNSANİ DEĞERLERİN KARŞISINA BAĞNAZLIĞI KOYMAK, ÜLKEMİZE BİR ŞEY KAZANDIRMAYACAKTIR

Başbakanlığın; 21 Mart 2000 tarih, 2000/9 sayılı Genelgesi ile kurulan ULUSAL DEPREM KONSEYİ (UDK) yine Başbakanlığın 6 Ocak 2007 tarih, 2007/1 sayılı Genelgesi ile lağvedilmiştir.

20 tane bilim adamı ve araştırmacıdan oluşan UDK, 1999 depremlerinden sonra ihtiyaç nedeniyle kurulmuştu. Kuruluş amacı, depreme karşı alınacak önlemleri bilimsel olarak tespit etmek, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek ve vatandaşlarımızın korku ve endişeye düşmelerini engellemek olarak belirlenmiştir.

Topraklarının %93 ü deprem tehlikesi altında olan; istatistik verilere göre her 14 ayda büyüklüğü 6 ve üzerinde bir deprem meydana gelme tehlikesi ile karşı karşıya olan ülkemizde, UDK gibi bir kurulun, "sadece belli bir tarihe ve döneme mahsus olarak yayımlanması nedeniyle, artık uygulama alanı kalmaması, güncelliğini yitirmesi..." gibi anlaşılmaz nedenlerle kaldırılması üzüntü vericidir.

Ulusal Deprem Konseyi‘nin 2002 yılında çıkardığı strateji raporunun tespitleri hayata geçirilemediği gibi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı‘nca, depremler ve deprem güvenliği konularını her boyutuyla tartışmak, zarar azaltmaya yönelik çalışmalar için ulusal yol haritası oluşturmak amacıyla 28 Eylül - 1 Ekim 2004 tarihlerinde Deprem Şurası düzenlenmesine ve somut çağdaş ifadelere rağmen, BİB sanki Şura yapılmamış alınan kararlar yokmuş gibi davranmaya devam etmekte, Şuraya duyulan güveni ciddi anlamda zedelemekte, kararlarının ne işe yaradığı dahi sorgulanmakta, gelinen durumda ise; Ulusal Deprem Konseyi de kaldırıldığına göre, deprem ülkemiz için tehlike olmaktan çıkmış mıdır? Bu girişimin amacının ne olduğu tam olarak anlaşılamamıştır. Bu karar Deprem Şurası kararlarını hiçe saymak değil midir?

UDK‘nın anlaşılmaz nedenlerle kaldırılması, ülkemizin bilimsel çalışmalar ve birikim anlamında bir kaybı olmuş ve yaşanılan birçok felaketlerden sonra deprem konusundaki çalışmaların hız kazanması yerine var olan birikimlerin de kaybedilmesi ülkemizi afetlere karşı korunmasız bir durumda bırakmıştır.
Ülkemizin afetlere karşı verdiği mücadelede başarılı olma yolunda bu tür kurullara her zaman ihtiyacı olacaktır.

Sonuç olarak; 1999 yılı depremlerinin üzerinden geçen süreç de afetler cephesinde yeni bir şey olmamış; depremler "mış" gibi (yani olmamış gibi) yaşanmıştır. İlgili kurumlar eski anlayışlarını ve uygulamalarını ısrarla sürdürmekte sanki deprem olmamış ve olmayacakmış gibi davranmaya devam etmektedirler. Ülkemizde yaşanan ve yaşanacak afet olayları takdir-i ilahi olarak kabul ettirilmekle karşı karşıyadır.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, yapılmayanların bir an önce hayata geçirilmesine, olumsuzlukları yok etmek için iktidarı ve yetkilileri bir kez daha duyarlı olmaya ve bir an önce söylenenleri dikkate almaya çağırıyoruz.

Aklın, bilimin, demokrasinin, insani değerlerin karşısına bağnazlığı koymak, ülkemize bir şey kazandırmayacaktır.

Saygılarımızla,

JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
XI. DÖNEM YÖNETİM KURULU