TMMOB 23. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU

Sunuş

GİRİŞ

1978 - 1979 dönemi, bir önceki döneme göre bunalımların giderek arttığı, emekçi halkın sorunlarının çözümü yolunda gerekli adımların atılmadığı bir dönem oldu.

Yaşanan dönem, siyasal iktidarın, egemen sınıfların çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için çeşitli politika ve programları hayata geçirdiği, halka ise daha çok baskı, yoksulluk ve gözyaşı getirdiği bir dönemdi. Emperyalist – Kapitalist sistem içinde çözüm arayışlarını veri alan egemen sınıfların, emperyalizmin uluslararası örgütlerinin gözetim ve denetimi altında gündeme getirdiği uygulamalar, Türkiye'nin emperyalizme bağımlılığını arttırıcı, emekçi halkın üzerindeki yükleri ağırlaştırıcı uygulamalar oldu. Enflasyon – Devalüasyon kısır döngüsü ağır-de zamlar birbirini izlerken, tüm emekçi halk kesimleri gibi, mühendis ve mimarların da fiilen yoksullaşması süreci yaşandı.

Bir yandan bağımlı bulunulan emperyalist kapitalist sistemden kaynaklanan, gün geçtikçe ağırlaşan ve faturası sürekli bir biçimde emekçi kitlelere ödettirilen ekonomik bunalım, öte yandan yoğunlaştırılan ve yaygınlaştırılan baskılar, faşist saldırılar ve kitle katliamları yaşandı, yaşanmaktadır.

Faşistlerin emekçi halk güçlerine karşı yönelttiği saldırı ve katliamlar. Kahramanmaraş'ta olduğu gibi kitle kırımlarına dönüştü. Bu olaylar sonrasında ilan edilen sıkıyönetim, sonraları daha da yaygınlaştırıldı.

Türkiye'de faşist güçler, kendi amaçlarına uygun bir rejime yönelimde, mevcut siyasal ortamı uygun bir araç olarak değerlendirdiler.

Varılan noktaya gelişte, sağa da, sola da karşıyız mantığıyla hareket eden; emekçi halk güçleriyle, gerici - faşist güçleri aynı kefeye koyan siyasal iktidarın sorumluluğu büyüktür. Faşist hareketin planladığı açık baskı rejiminin önlenmesi doğrultusunda verilen mücadele, bağımsız ve demokratik bir Türkiye için verilen mücadeleye bağımlı olarak sürdürülmek zorundadır.

1978 - 79 döneminde, herkesin yaşayarak gördüğü bu olgulara karşın, verilmesi gereken mücadelelerde bir gelişmenin olmaması; güçlerin mücadele yolunda yeterince etkin bir biçimde kullanılamaması, gerek bugün, gerek gelecek açısından üzücüdür, düşündürücüdür. Bu tıkanıklıkların aşılması, ülkede verilmekte olan bağımsızlık - demokrasi mücadelesinin önündeki engellerin önümüzdeki dönemde kaldırılması; tüm devrimci, demokrat, yurtseverler ve onların örgütleri açısından yerine getirilmesi gerekli acil ve kaçınılmaz bir görev olarak, bugün her-zamankinden daha hayati bir biçimde, gündemde durmaktadır.

Bu Raporda, TMMOB'nin zor koşullar altında geçen bir çalışma döneminde, Türkiye'nin, emekçi halkın, üyenin ve mesleğin sorunlarından yola çıkarak yapabildiği çalışmaların bir özeti sunulmaktadır.

Emekçi halkın ayrılmaz bir parçası olan mühendis ve mimarların örgütü TMMOB'nin XXIV. Genel Kurulundan güçlenerek çıkacağına ve mücadeledeki görevlerini daha etkili bir biçimde yerine getirme yolunda adımlar atacağına inanıyoruz.