AYDIN VE SANATÇILARDAN "BİRLİKTE 1 MAYIS'A" ÇAĞRISI
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB’nin çağrısıyla İstanbul’da bir araya gelen aydın ve sanatçılar başta İstanbul Maltepe’de olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki 1 Mayıs’lara katılım için çağrı yaptı.
Rutkay Aziz, Tilbe Saran, Menderes Samancılar, Mazlum Çimen, Adnan Özyalçıner, Orhan Aydın, Erbil Karakoç, Özcan Yaman, Aras Akanaras, Hasan Karayol, Ayşen Şahin, Volkan Yosunlu, Gürşat Özdemir, Galip Görür gibi isimlerin katıldığı açıklamada ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, anti demokratik uygulamalar gibi başlıklara değinildi ve Gezi davasında haksız hukuksuz cezalara tepki gösterilerek 2022 1 Mayıs’ının kitleselliğinin önemi üzerinde duruldu.
TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde düzenlenen toplantıda ortak açıklamayı okuyan Tilbe Saran “Emekten, barıştan, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, Gezi’den yana olan herkesi 1 Mayıs’a çağırıyoruz” dedi.
“Birlikte değiştireceğiz, birlikte 1 Mayıs’a” başlıklı ortak metnin okunmasının ardından aydınlar ve sanatçılar 1 Mayıs mesajlarını ilettiler.
Açıklamaya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Seyit Aslan, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TMMOB İstanbul İKK Sekreteri Cevahir Efe Akçelik de katıldı.
BU DÜZEN BÖYLE GİTMEZ!
BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ
BİRLİKTE 1 MAYIS’A
Ekonomik kriz, işsizlik, zamlar, pandemi, borçlanma derken ülkemizde insanca yaşamak bir yana hayatta kalmak bile her gün zorlaşıyor.
Bu düzen toplumun işini, aşını geçimini ve sağlığını korumuyor, aksine tehdit ediyor.
Bu düzenin çarkları, dünyanın tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten bizleri, işçileri, emekçileri, kamu emekçileri, mühendisleri, mimarları, hekimleri, avukatları, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, gençleri, kadınları, emeklileri, emekli dahi olamayanları ezdikçe eziyor.
Bu düzenin çarkları, zengini daha zengin etmek, bankaların kasalarını doldurmak, şirketleri ihalelerle beslemek üzere kurulmuş.
Bu düzenin çarkları sermayeye sömürecek ucuz emek, yağmalanacak doğa, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor.
Halk işsizlikle, açlıkla, yoksullukla, artan borçlarla, salgınla mücadele ederken 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarı ülkenin tüm kaynaklarını, bir avuç patronu ve ayrıcalıklı zümreyi korumak için seferber etti, etmeye devam ediyor.
Halk işe, ekmeğe, insanca bir yaşama olduğu kadar demokrasi, adalet ve hukuka da aç. Bu düzen yurttaşların hakkını, hukukunu çiğniyor, adaletsizliği büyütüyor.
Halkın gerçeği ile bir avuç ayrıcalıklı kesimin gerçeği arasındaki fark, tek sesli medyanın propaganda yayınlarıyla perdelenmek isteniyor. Üstü örtülemeyen hakikate dair çığlıklar, baskı ile, şiddet ile, sansür ile, zor ile bastırılmak isteniyor. Hakkını arayan ve gerçekleri söyleyen herkes bu düzenin hukuk dışı zorbalıklarıyla karşı karşıya kalıyor.
Bu düzenin devamı için demokrasinin son kırıntıları bile ortadan kaldırılıyor. Demokratik hak olarak elde kalan tek hakkımız olan seçme ve seçilme hakkımıza dahi el uzatılıyor.
Bu düzen mağdur ettiği milyonları bölüp parçalayarak yönetmek gibi tehlikeli bir yönteme başvuruyor. Sürekli olarak iç ve dış düşman yaratılıyor. Yukarıdan aşağıya kışkırtılan şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik ve savaş politikaları bu düzenin yarattığı krizi yönetmenin bir yolu olarak ülkemizin ve halkın geleceğini tehdit ediyor.
Bu düzen böyle gitmez. Halkı yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, borçluluğa ve güvencesizliğe mahkûm eden bu akıl dışı düzen Türkiye’nin sırtında bir yüktür.
Öte yandan 20 yıldır ülkeyi yönetenler ve tüm yetkileri tek kişide toplayanlar sorumluluktan kaçamaz. Ülkenin kanayan sorunlarını kendi dışındaki herkese ve her şeye bağlayan bir yönetim anlayışına artık yeter diyoruz.
Gün şikâyet etme günü değildir. Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 82 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var.
1 Mayıs, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma günü ülkenin dört bir yanında gücümüzü ve coşkumuzu meydanlara taşıdığımız bir gün olacaktır. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de işçilerin ve emekçilerin, bu günü kendi belirledikleri, kentin en merkezi meydanlarında, İstanbul’da da Taksim 1 Mayıs alanında coşkuyla kutlama hakkı vardır. Ulusal ve uluslararası mahkemelerce de kabul edilen bu hakkın 2013 yılından beri keyfi biçimde gasp edilmesini, Taksim 1 Mayıs alanının yasaklanmasını kabul etmediğimizi ve Taksim 1 Mayıs meydanı yasağı başta olmak üzere, yasakların kalktığı bir ülke için mücadele kararlılığımızı buradan bir kere daha ifade etmek isteriz.
Biz aşağıda imzası bulunan emek ve meslek örgütleri olarak 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma Gününe giderken birlikte değiştirme irademizi işyeri işyeri, sokak sokak, meydan meydan örgütleyeceğimizi, Türkiye’nin dört bir yanında 1 Mayıs meydanlarında omuz omuza olacağımızı ilan ediyor, emekten, barıştan, demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten, geziden yana olan herkesi 1 Mayıs meydanlarında buluşmaya çağırıyoruz.