İMO: AMASRA’YA KIYMAYIN EFENDİLER!
İnşaat Mühendisleri Odası, Amasra’da yapılmak istenen termik santralle ilgili olarak 30 Haziran 2014 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
AMASRA’YA KIYMAYIN EFENDİLER!
Enerji Bakanlığı, Bartın’ın Amasra ilçesine bağlı Gömü Köyü ile Tarlaağzı Köyü sınırları içerisinde bulunan Çapak Koyu’nda termik santral kurmak istiyor. Açık ki, özel bir firma tarafından kurulacak termik santral çevreye, doğaya, tarihe ve turizme zarar verecek sonuçlar doğurmakla kalmayacak, beraberinde hukuksuzluk örneği olarak tarihe geçecektir.
Çünkübölge halkının tepkisini çeken santral, Karabük, Bartın ve Zonguldak’ı kapsayan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nda yer almıyor. Asıl dikkat çeken nokta ise, termik santralin hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporunda belirtilenin dışında bir başka yere kurulacak olması.
Enerji Bakanlığı ne bölge halkının görüşünü önemsiyor ne de hukuku.
Enerji Bakanlığı’nın Amasra’ya termik santral kurma ısrarını anlamakta zorlanıyoruz. Amasra halkı neredeyse bir bütün halinde santralin yapımına karşı çıkıyor; Bartın ve Amasra kent merkezinde yaşayanlar, kırsal bölgelerde çiftçilikle geçimini sağlayanlar, İnkumu ve Amasraturizminin ve ekonomik hareketliliğin unsurları; esnaflar ve bölgede yazlığı bulunanlar, ormancılık yapanlar, Ulus ve Kurucaşile’deki doğal varlıkların sahipleri, Amasra Taşkömürü İşletmesi’nde çalışanlar, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, termik santralin etki alanında bulunan Zonguldak, Kastamonu ve Karabük halkı Amasra’ya termik santral yapımına itiraz ediyor. Kent merkezleri protesto gösterilerine, yürüyüşlere, basın toplantılarına ev sahipliği yapıyor. Bölge halkı Amasra’nın doğasını ve turizmini yok edecek santralin yapılmasını istemiyor. Ancak Hükümet itirazlara kulağını kapatıyor, tepkiyi görmezden geliyor. Hükümet inat ve ısrarla, termik santral, kalker ocakları, depolama sahalarıyla ilgili çalışma sürdürüyor.
Hatırlatmak isteriz: Amasra, enerji sektöründe faaliyet yürüten özel şirketlerin ilgi alanına 2000’li yılların başında girmiş, zamanın Enerji Bakanı bu ilgiyi açıktan dile getirmiş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) özel şirketlere işletme lisansı vermiş ve bölgedeki kömür madenlerinin varlığı, soğutmada deniz suyunun kullanılabilmesi Amasra’yı cazibe merkezi haline getirmiştir.
Yapımı planlanan termik santral ile ilgili yetkilendirilen şirket tarafından hazırlanan ÇED raporunda bu yaklaşım bütün çıplaklığı ile görülmektedir. ÇED raporları, sermayenin ihtiyacına göre hazırlanmıştır. Adı geçen şirketin elini rahatlatacak, daha çok kâr elde etmesini sağlayacak içeriktedir. Raporda insan ve doğa yoktur.
Yapılan incelemeye göre; Raporda yerli kömür kullanımı, yakılacak kömür miktarı, kömürün lavvarlama işlemlerinden sonraki kalori düzeyi ve bu lavvar artığının nerede depolanacağı ile ilgili çelişkili ifadeler ve bilimsellikten uzak öngörüler yer almaktadır. Santralin soğutmasında kullanılacak deniz suyunun ne kadar vakumlanacağı ve deniz suyu ısısı ve denizde doğal hayatta yaratacağı olumsuz sonuçlara değinilmemektedir.
Küllerin ve baca gazı desülfürüzasyon ünitesi bakiye malzemelerinin depolama alanları için gösterilen yerlerin tarım, ormancılık ve eko-turizm bölgeleri olduğuna özellikle dikkat çekmek istiyoruz.
Bölgede olası bir termik santral yapımıyla;
-Lokasyon olarak mikroklima özelliği taşıyan yöredeki 7 endemik bitki türünün varlığı tehlikeye atılacak,
-Deniz, akarsu ve yeraltı sularında telafisi mümkün olmayan tahribata yol açacak,
-Bölgenin öznel zenginliklerinden olan Küre Dağları Milli Parkı yok olma tehdidiyle karşılaşacak,
-Bölgede yaşayan insanların astım, amfizem, kronik akciğer hastalıkları, solunum yolları problemleri gibi kansere ve ölümcül sonuçlara varacak birçok hastalığın tetikleyicisi olacak,
-Bölgeye yakınlığı dolayısıyla Bafra Ovası'nın tarım için elverişsiz hale getirecek,
-Sahil şeridi, 2. dereceden sit alanları, milli parkları ve tarihiyle bir turizm merkezi olma özelliği yok olacaktır.
Dolayısıyla; tarihi, kültürel ve doğal özellikleri ve turizmiyle ülkemizin önemli bölgelerinden olan Amasra'da yapılmak istenen termik santral kelimenin tam anlamıyla bir katliamdır.
Bartın halkı daha önceden yapımı gündeme gelen mobil santral projesine karşı durarakyaşanabilecek olumsuzlukları engellemiştir. Termik santral yapımına tepki gösteren Bartınlılar, kurulan Çevre Meclisi aracılığıyla hem ÇED sürecinin takipçisi olmuş hem de konuyu yargıya taşımıştır.
İnşaat Mühendisleri Odası, sorunun Amasra ile sınırlı olmadığının farkındadır. Sorun, enerji ihtiyacının ne olduğunu tariflemeden ve bu tariflemeye dayanmadan sürekli olarak "ihtiyaç" başlığı altında gündeme getirilen enerji projeleridir. Doğa-insan ilişkisini yok sayarak aşırı kâr hırsı ile uygulanan politikalara koşut olarak enerji alanında ortaya koyulan uygulamalar, doğanın katledilmesine, turizmin ve tarımın yok edilmesine neden olmakta, bu anlamda insan hayatını hiçe saymaktadır. Bu nedenle enerji alanındaki temel sorunun "ihtiyacın" bilimsel ve teknik olarak şeffaf süreçlerle belirlenmesi olduğu kabul edilmeli ve bu belirlemeye göre alternatifler değerlendirilerek projelendirilmelidir.
Bu bağlamda, söz konusu termik santrale ilişkin bilimsellikten uzak öngörülerin yer aldığı, doğaya ve insan yaşamına ait bir çok konunun dahil edilmediği ÇED raporunun reddedilmesini ilgili bakanlıktan talep ediyor ve sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
Tarihi, kültürel ve doğal özellikleri ve turizmiyle ülkemizin önemli bölgelerinden olan Amasra'daki katliam durdurulmalıdır.
İnşaat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu