KOCAELİ İKK, LİMAN İŞ SENDİKASI’NI ZİYARET ETTİ
Derince Limanının işletme hakkının özel bir firmaya verilmesi üzerine TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu, 25 Haziran 2014 tarihinde Liman İş Sendikası’nı ziyaret ederek, bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması İKK Sekreteri Arsal Arısal tarafından okundu.
BASIN AÇIKLAMASI
Derince Limanının işletme hakkı 2014 tarihinde yapılan ihale sonucunda Safi Katı Yakıtı Sanayi ve Ticaret A.Ş. firmasına 39 yıllığına verilmiştir. Özelleştirmelerin bu ülkenin başına neler getirdiğini artık duymayan kalmadı. Soma‘daki madende 301 can özelleştirme kurbanıdır. Devlet kendi elleri ile bu insanları bir bilinmezliğe sürüklemiştir. Ve ne acıdır ki, siyasiler ve diğer yetkililer bunu görmezden gelip, özelleştirme denen illete tekrar sarılmaya başlamışlardır. İptal ettikleri ihaleleri tekrar gündemlerine alarak, başka insanları bilinmezliklere sürüklemeye çalışmaktadırlar. Derince Limanı deprem bölgesinde yer almaktadır. 1999 depreminde rıhtımları ağır hasar görmüş ve bu durum deprem raporlarına yansımıştır. Kamunun limancılık faaliyetinin önemini ve zorluğunu bilinmesine karşın, idare inatla özelleştirmenin ısrarını sürdürmüştür. Limanlar, enerji kaynakları ülkenin güvenliği ile eşdeğerdir.
Limana 450 bin metrekare dolgu yapılacak olması tehlikeye davetiye çıkarmaktır. Dolgu yapılırken doğal yaşam, kentimize getireceği trafik sıkışıklığı, dolgu malzemesinin nereden temin edileceği, dolgu niteliği ile ilgili bilgi verilmemiş ve 1999 yılı depreminin dolgu alanlarının nasıl geri aldığını unutulmuştur. Son on yıldır Derince Limanına hiçbir kaynak ayrılmamış, limanın verimsiz çalıştırılması için ne gerekirse yapılmıştır.
Marmara‘daki Kocaeli körfezinde yaklaşık 45 özel liman ve iskele bulunmaktadır. Bu nedenle Derince limanın devlette kalması önemliydi ve tekelleşmenin önündeki önemli bir engeldi. Ne yazık ki devlet, İyi yönetilemeyen limanı verimsiz çalışıyor yalanıyla, bir değerini daha birkaç kuruş karşılığında sermayeye peşkeş çekmiştir. Cumhuriyet tarihinin bütün değerlerine savaş açan sermayenin politik taşeronları, kamunun elindeki her şeyi satmaya adeta yemin etmiş gibi her şeyin satmaya devam etmektedir. Çoğu devlet limanının, özelleştirme adı altında, bir şekilde sermayeye peşkeş çekildiği ortadadır. Devletin elinde sadece üç liman kalmıştır. Üç yanı denizlerle çevrili olmasıyla övündüğümüz ülkemizde, devlete ait limanın olmaması kadar saçma ve tehlikeli bir durum olabilir mi?
Savaşların eksik olmadığı sınırlarımızda, bu kararlara imza atan siyasiler ve yöneticiler, bunun doğuracağı tehlikeyi görmeyecek kadar gaflete nasıl düşmüş olabilirler!
Limanlar, Ülkelerin güvenliği için en stratejik alanlardır. Limanları satmak, devleti satmakla eş anlamlıdır.
Özelleştirmelerin bu ülke insanına zulüm getirdiğinin herkes farkındayken, bu ülkeyi yönetenler, kimin adına böyle bir pazarlığın içine girmişlerdir anlamak mümkün değildir.
Ülkenin bağımsızlığına vurulacak en büyük darbelerden birisinin özelleştirmelerle kamu mallarının dağıtılması olduğunu sağır sultan bile duydu; bir siz duymadınız. Kamu malına, çocuklarımızın geleceğine ve emperyalistlerle yapılan mücadele sonucu kurulan bu ülkenin öz varlıklarına sahip çıkma adına, bugün küresel kapitalizmin yayılmacı kimliğiyle mücadele etmek bizim boynumuzun borcudur. Bu ülke insanının ürettiği değerleri bu kadar umarsız ve hesapsız satanlardan elbet bir gün bu halk hesap soracaktır.Ve buradan bizler mühendisler mimarlar ve şehir plancıları olarak ne Derince Limanının, ne de Yatağan‘ın talan edilmesine müsaade etmeyeceğimizi basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz.
Saygılarımla,
C. Arsal ARISAL
Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu
Sekreteri